kapat

PERŞEMBE 24 EYLÜL 1998

'Türbandan elinizi çekin'

Cumhurbaşkanı Demirel: Üniversitedeki türban hadisesi, bir inanç değildir, bir siyaset olayıdır. Siyasetçiler bu meseleden ellerini çeksin. Üniversite kendi içinde bunu halleder.

Kütahya'da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Demirel, vilayeti ziyareti sırasında, gazetecilerin gündemdeki konularla ilgili sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Demirel, üniversitelerdeki türban tartışmasına ilişkin bir soruya, şu karşılığı verdi:

"Kim tartışıyor türban konusunu ve neyi tartışıyor? Evvela ona bir bakalım. Evvela ülkede kadınların başını örtmesine kimsenin bir diyeceği var mı? Yok. Bu ülkede, kadınların büyük çoğunluğu başını örtüyor mu? Örtüyor. 'Neden başınızı örtüyorsunuz?' diyen var mı Türkiye'de kadınlara? Herkese birden soruyorum. Yok. Öyleyse gelin, başörtüsü diye bir konu tutturup, bunu sanki Türkiye'de başını bağlayan kadınlara yöneltilmiş bir hareket kimse saymasın. Bunu bir ayıralım. Türkiye'deki başını bağlayan kadına kimsenin bir şey dediği yok; dün de yoktu, bugün de yok, yarın da yok."

İki farklı olay

Üniversitedeki olayın farklı bir olay olduğunu kaydeden Demirel, şöyle devam etti:

"Üniversite zeminlerinde eğer bazı kızlarımız, türban diye başlarına bir şey takıyorlarsa, bu, Türk kadının başını bağlamasından farklı bir olaydır. Acaba bunu niye takıyorlar? Yani gerçekten inançlarının bir gereği olarak mı yapıyorlar? Peki Türkiye 1960'da da Müslüman'dı 70'te de Müslüman'dı, 80'de de Müslüman'dı, ondan evvel de Müslüman'dı. O zaman böyle bir olay yoktu. Yani o zaman başlarına türban takmadan o okullarda okuyan yüzbinlerce öğretmenimiz, mühendisimiz, hekimimiz suç mu işledi?

Sonra türban takan, eğer bunu inancının gereği olarak yapıyorsa, takmayan o zaman ne duruma düşüyor? Takan Müslüman, takmayan Müslüman değil öyle mi? Bu, çok büyük bir ayrımcılık. Üniversitedeki türban hadisesi, bir inanç olayı değildir. Bir siyaset olayıdır.

Arkasındakilere bakın. Arkasındakiler siyasetçilerdir. Siyasetçiler bu meseleden ellerini çekerlerse, üniversite bunu kendi içinde halleder. Üniversite yöneticileri, o istikamette şartlandırılmış çocuklarımızı, kendi çocukları olarak görmüyorlar mı? Kendi çocukları olarak görüyorlar. Üniversitenin içine, üniversitenin zeminine bölücülük sokmak, fevkalade yanlıştır.

Biliyorum benim söylediklerimin ne çeşit bir reaksiyon yaratacağını. Ama gayet açıklıkla söylüyorum, eğer üniversite öğrencisi bunu kendiliğinden yapıyorsa başka iş. Yok birisi 'Yap' diyorsa, siyasete alet ediyor çocuğu. Din meselesini kimse istismar etmeye kalkmamalıdır. Vicdanlara hiç kimsenin tahakküm kurmasına gerek yoktur. İşte o yapılırsa Türkiye'de huzuru bozarsınız. Herkes şunu iyi bilmeli, şöyle düşünenler olabilecektir. Şöyle düşünenler veya böyle düşünenler, Türkiye'nin kendilerinden ibaret olduğunu zannederlerse yanılırlar. Bu ülke hepimizin, hepimiz burada yaşayacağız. Öyleyse gelin üniversite idaresi, üniversite zemininde huzuru sağlamak için kural koymuşsa, herkes o kurala uysun. Dün uymuş, hiçbir sorun olmamış, bugün de uysun herkes."

"Ayrı yapılsaydı"

Cumhurbaşkanı Demirel, iki seçimin bir arada yapılmasına ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine de bunun mahzurlarını ilk defa kendisinin dile getirdiğini anımsattı. "Bu, siyasi mesele değil teknik bir meseledir" diyen Demirel, şöyle devam etti:

"Mahzurları şudur: 5-6 sandık vatandaşın önüne konulursa, geçerli oyların sayısını ve seçime katılımı azaltır. Halbuki oyların fevkalade hassas olduğu bir ortamda bulunuyoruz. Bir oy, bir milletvekili... Bir milletvekili, önemli bir iş demek. Ayrı yapılsaydı iyi olurdu, beraber yapılsa da kıyamet kopmaz. Vaktiyle beraber yaptık ama iyi olmamıştı. Onu söylüyoruz."


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr