kapat

CUMARTESİ 12 EYLÜL 1998

Rauf Tamer (e-posta:rtamer@sabah.com.tr )

Nerden başlasak?

Vicdan ve cüzdan meselesini, orada öylece bırakacak mıyız?

Yani işin cüzdan tarafını hâlledersek, adaletin iyi işlemesini sanki sağlayacak mıyız?

Yüksek maaş yeterli midir?

Sistemin tek kusuru o mudur?

*

Bu konu, bir-iki manşetle geçiştirilemez.

Adalet'in, sahiden bir sistem haline getirilmesi için, ulusal ruh, artık ayağa kalkmalı...

Ülkenin bütün kurumları, aynı heyecanla yola çıkmalı.

Başta hukukçular olmak üzere, herkes, sepetindeki pamuğu ortaya dökmeli.

Paneller zinciri... Seminerler... açık oturumlar... öneriler... taslaklar... vs.

Bütün bunlar, belli disiplin içeresinde, büyük bir havuz'da toplanmalı.

Ve sonunda işte Adalet diyebileceğimiz bir sistem doğmalı.

Tabii, bütün bunlar için, evvelâ start verilip bir ışık yanması lâzım.

Bir meş'ale lâzım.

Bunu belki bir kurumun yapması lâzım. Bize bir öncü lâzım.

Ya bir medya organı... ya medyanın hepsi... ya sivil toplum örgütleri... ya da ne bileyim, meselâ 1 dakika karanlık parolasında olduğu gibi tek bir fert... ve ardından da kartopu gibi büyüyen bir kollektif ruh.

Yargıtay Başkanı, kapıyı aralamıştır.

Hâlâ ne bekliyoruz?

Taa gelecek Adli Yılda, bir açılış konuşması daha mı?

Haydii, yine alkışlar, yine övgüler veya yergiler... Peki, sonuç?

Böyle gitmez.

Hazır gündem'e oturmuşken sistem'e de oturması için Adalet'i, artık haysiyet meselesi yapmalıyız.

Yâni hadise maaş kaç'tan ibaret değil... Farzedin ki maaş 10 milyar... ne olacak? Adalet işleyecek mi?

Maaş da mühim...

Ama yeter mi?

*

İsterseniz, bir Kurutlay yapalım...

Bunda kavga çıkmaz korkmayın.

Bizler, en zıt izm'leri bile yarıştırmış insanlarız... Din gibi en hassas bir konyu bile tartışmaktan korkmamışız... Adaleti masaya yatırmak daha kolay... Çünkü adalet her insanın özlemi... Orada ihtilaf yok, hep ittifak var. Daha mükemmelini istiyorum dediğiniz zaman, beraberinde de bir tez, bir inceleme, bir öneri getirmişseniz, kim itiraz edebilir.

*

Bizde aydınlar adalet yok diye lâfa başlıyor, siyasetçiler hep adaletsizlik'ten yakınıyor, medya hep adliye koridorlarındaki acayip görüntülerle şok haber oluşturuyor. Ama meseleyi çözmek için kimse tırnağını oynatmıyor.

Kurultay dediğime bakmayın. Laf ola söyledim. Aslında en yüce kurultay Meclisi'tir... Ama konuyu birilerinin ateşlemesi lâzım.

Bir şeref ve namus davası 5 yıl süremez. Bir arazi ya da orman ihtilafı 25 yıl süremez...

Bu çek ve senet mafyası, tahsilat'a kendi mi tâlip olup türedi? Nerden bildi, kimden öğrendi de sizinle ilişki kurdu?

Kendimizi kandırmayalım.

Nerden başlayacaksak ve nasıl başlayacaksak, şu Adalet Sistemi için artık kafa yoralım... Ben şahsen yoracağım... Bu konuya sık sık döneceğim...

Avukat tutacağına Hakim tut lâfı, Hakimlerimizi rencide ettiği kadar avukatlarımızı rencide etmiyor mu? Bence her Türk'ü rencide ediyor.


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr