SALI 04 AĞUSTOS 1998
FÜGEN ÜNAL ŞEN
Hollanda'da son genel seçimleri kazanarak, parlamentoya girmeyi başaran milletvekili Nebahat Albayrak, zorlu "hükümet kurma" çalışmalarının ardından Türkiye'ye geldi ve SABAH'ın sorularını yanıtladı.
2 yaşındayken gittiği Hollanda'da Başbakan Wim Kok'un başkanlığını yaptığı Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nden milletvekili olarak parlamentoya girişi büyük yankı uyandıran Albayrak, "Hollanda'da yapacak çok önemli işlerim var. Oradaki Türkler yıllar sonra ilk kez parlamentoya kendilerinden birisini gönderdiler. Bunun, kendilerine kazanç olarak dönmesini bekliyorlar" dedi.
Nebahat Albayrak, Hollanda ve Türkiye'deki siyasi yaşamı karşılaştırarak parlamenter sistemler arasındaki farka dikkat çekti. Albayrak, "Hollanda halkı kendi seçip parlamentoya gönderdiği kişileri yakın takipte tutar. Üstelik 'Bizim için ne yapacaksın, neler yaptın' gibi sorular çok sık sorulur. O nedenle milletvekilleri kendilerini göstermek, çalışmak zorundadır" dedi.
Hollanda'da asgari ücretin yaklaşık 4 bin 500 florin (yaklaşık 600 milyon lira) olduğunu söyleyen Albayrak, "Milletvekilleri asgari ücretin üç katı kadar para alırlar. Yani 14 bin florin gelirleri vardır. Ve her harcamalarını bu paranın içinden yapmak zorundadırlar" dedi.
Nebahat Albayrak, bizim milletvekillerimizin lüks arabalar kullanmasını, yat, kat, evlere sahip olmasını da pek anlayamıyor. Albayrak, "Doğrusu, Hollanda'da milletvekilleri parlamento binasına bile çoğu zaman bisikletle giderler. Makam arabaları, sayısız korumaları yoktur. Ev kiralarını da kendileri öderler. Bir konuklarını yemeğe götürseler de ücreti parti gideri olarak gösteremezler. Zaten, milletvekillerini ya da partilileri kendilerinden koptuğu anda halk da istemez ve yerine hemen yeni bir aday arayışına gidilir" diyor.
Nebahat Albayrak, Türkiye'deki gelişmeleri de Türk basınından izlediğini söyleyerek, "Ancak, Türk milletvekillerinin yaşam biçimleri, partileriyle ilişkilerini anlamakta zorlanıyorum" diyor ve ekliyor:
"Değil bir milletvekili, bir partinin sekreteryasında çalışan bir kişi bile parti değiştirse güvenilirliğini kaybeder. 'Bugün burada ama yarın belki bizi de bırakır' diye düşünüldüğü için hiçbir programa alınmazlar. Ayrıca seçmenler de partileriyle sıkı bir ilişki içindedirler. Onlar da parti içindeki bu türlü gel-gitlere izin vermezler. Hoş karşılamazlar."
Son günlerde Türk kamuoyunda tartışılan "Af" konusuna da değinen Albayrak, "Hollanda'da hiçbir parti af konusuyla halkın karşısına çıkamaz. Çünkü hiçbir parti hukuktan, yasaların verdiği karardan üstün değildir. Suçlu ailesinin oyunu alacağım diye hesap yapmak da yanlış. Af gibi önemli konular bir ülkenin altüst olması demektir. Öyle hemen ağza alınıp, karara bağlanması mümkün değildir. Sistemi başkan sona etkiler" dedi.