SALI 04 AĞUSTOS 1998
Ankara- SABAH'ta yayınlanan Aylanur'un dramından etkilenip "af" düşüncesini ortaya atan DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, dün yazılı bir açıklama yaparak, istediği affın çerçevesini çizdi.
"Affı" yüreğinden kopan bir dilek olarak gündeme getirirken, tüm suçluları kapsayacak bir genel af önermediğini özellikle belirttiğini, buna zaten Anayasa'nın da engel olduğunu kaydeden Ecevit, şöyle dedi: "Ben affı, terör suçluları için, azılı katiller veya ırz düşmanları için değil, toplumu veya devleti dolandıranlar için de değil; ancak yoksulluğun, açlığın, toplum düzenindeki aşırı adaletsizliğin suça itelediği kimseler için, o arada kastı olmaksızın suç işleyenler için istiyorum."
Ecevit, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "İki ekmek veya bir bisiklet çalmaktan ya da pankart açmaktan yıllarca hapse mahkum olan veya mahkum bile olmadan yıllarca cezaevlerinde tutuklu kalan, o yüzden gelecekleri kararan çocuklar için de af istiyorum. Fakat bunları açıkça söylediğim halde, kimi çevreler, günlerdir beni ve partimi, sanki cezaevlerindeki tüm hükümlülerin salıverilmelerini istiyormuşuz gibi göstermeye kalkışıyorlar. Affı siyasal istismar konusu yapanlar, biz değiliz, bu çevrelerdir."
Önümüzdeki günlerde DSP'nin Af Komisyonu'nca hazırlanan metin açıklandığında, istismarcılığı sürdürenlerin haksızlığının ortaya çıkacağını ifade eden Rahşan Ecevit, açıklamasında şöyle dedi:
"Kamu vicdanının affetmediği kimseleri biz de affetmeyiz. Onlar için belki ancak infaz sisteminde sınırlı ve dengeli bazı düzeltmelerle yetinilebilir. Kimi çevreler de bizi düşünce suçlularının affına karşıymışız gibi gösteriyorlar. Bu konudaki af engelinin Anayasa'dan kaynaklandığını çok iyi bildikleri halde, bilmezden geliyorlar. Onların yaptığı da siyasal istismarcılıktır."
Rahşan Ecevit, yine kimi çevrelerin, toplumu veya devleti dolandıranların da affını istediklerini sandıklarını belirterek, bu konuda DSP'den daha duyarlı bir kuruluş olmadığını kaydetti. Ecevit, şöyle devam etti:
"Kaldı ki bu dolandırıcılığı yapanların bazı önde gelenleri, 55. Hükümet kurulmadan önce, devlete borçlarını ödemeden, göz göre göre yurtdışına çıkmışlardır ve çaldıkları milyarlar, trilyonlar yanlarına kar kalmıştır. Öylelerinin peşine düşmek bugünkü hükümete nasip olmuştur. Toplumu soyanlardan, devleti dolandıranlardan bazıları ise Türkiye'nin bozuk düzeninde, kalbur üstü kimseler olarak yaşamlarını, hatta siyasal etkinliklerini sürdürüyorlar. Bir parti lideri ise, konu Bakanlar Kurulu'na gelmeden af önerimi açıkladığım için beni eleştiriyor. Oysa konular Bakanlar Kurulu gündemine gökten inmez. Bir demokratik ülkede konuları Bakanlar Kurulu gündemine getirmeye çalışmak, her vatandaşın hakkıdır. Ben de bir vatandaş olarak o hakkımı kullandım. Kaldı ki af konusunu Bakanlar Kurulu gündemine doğrudan doğruya ben getirmedim; hükümet üyesi olan partimin yetkili kurulu ve Başbakan Yardımcısı getirdi."
Rahşan Ecevit, bir yıl gibi kısa bir sürede pek çok iş başaran, köklü reformları başlatan ve ülkenin adaletsiz sosyal düzenini düzeltmeye çalışan hükümetin, af sorununu da adaletli biçimde çözeceğine güvendiğini belirtti.
Af dileğini açıklarken, toplumdaki şiddet eğilimlerinin, cinayetlerin, cinsel tacizlerin nasıl özendirildiğine de değindiğini kaydeden Rahşan Ecevit, erken seçim kararıyla kısalan ömrü elverirse hükümetin, bu soruna da ve bazı suçlarla cezalar arasındaki dengesizliklere de çözüm getireceğini umduğunu vurguladı.
"55. Hükümet, zaten ceza ve infaz sistemini önemli bir sorun olarak ele almıştır. O arada ıslah merkezleri olmak yerine birer suç okuluna dönüşen cezaevleri sorununu da gündeme getirmiştir" diyen Rahşan Ecevit, cezaevlerinin bir kısmi afla büyük ölçüde boşaltılmasının bu çalışmaları da kolaylaştırıp, hızlandırabileceğini ifade etti.
Rahşan Ecevit, af konusunda DSP Genel Merkezi'ne insanların nasıl suça sürüklendiği veya suçlarla cezalar arasındaki dengesizliği anlatan sayısız mektuplar geldiğini de belirtti.