kapat

PAZARTESİ 20 TEMMUZ 1998

Rauf Tamer (e-posta:rtamer@sabah.com.tr )

Af ve zam

Af meselesi gündemde.

Liderler ve yardımcıları çok meşgul olduğundan, 75.yıl için kısmi af, Rahşan Ecevit'in aklına geldi, bravo...

Cezaevleri, bâri 50-60 kişiyi boşaltıp, biraz soluk alacak.

Devlet, bunları bedava yedirip içirmekten sıyrılacak.

Zaten de çoğu, ekonomik sistemin kurbanları... Kimi zimmet'ten, kimi emniyeti suistimal'den, kimi de fındık kabuğunu doldurmaz bir başka sebepten yatıyor... Fırından ekmek çaldığı için yatan bile var.

Bu Fakir suçları'nın üstüne fikir suçları'nı da eklerseniz, ancak 50-60 bin kişi tutuyor... Sevinecek yakınlarıyla birlikte en fazla 250-300 kişi eder... Yâni oy avcılığıyla ilgisi yok...

*

Ne var ki, bu meclis, gördüğümüz en hantal meclis.

Korkarım, işi ihmal eder, yahut birileri ordan burdan çomak sokar, gereksiz önergelerle asıl hedef kaybolur... bir bakarsınız inatlaşılır... Herşey mümkün... Ve sonunda takvimin ucu kaçırılır, tasarı askıya alınır.

Bunu yapmayın.

İnsanları önce umutlandırıp, sonra da duygularıyla oynamayın.

Yazıktır, ayıptır ve günahtır.

Af, çok ciddi bir Ñ-k...

O'nu bir lütuf biçimine bile sokmayın... Cumhuriyetin bir armağanı olarak savunun...

Ama sahiden sunacaksanız yapın bunu.

Neden yazıyorum? Çünkü böylelerini çok gördük... Öyle ümit veren hükümetler oldu ki, lâf çıktı ama af çıkmadı.

Sakın ha.

Af çıkmayacaksa, lâf çıkarmayın.

Dün, gazeteye fakslar yağdı. Cezaevlerinden yüzlerce kişi, Rahşan Ecevit'e teşekkürlerini bildirdi. Aynen iletiyorum.

*

Beri tarafta da memurların telefon ve faksları dinmiyor.

Maaş zammı meselesi.

Demek ki, hükümet, derdini iyi anlatamamış. Ve memuruna cimri davranan bir görünüm sergilemiş.

Oysa, hangi hükümet memuruna bol maaş vermek istemez?

Her zaman söylüyoruz ya... üslup çok mühim.

Sinirlerin en gergin olduğu bir anda, Başbakan çıkar da buçuk bile vermem derse, memur bunu nasıl anlar? Yâni, benim memurum buçuk etmez. vah...

Halbuki öyle değil...

Başbakan, her zamanki özensiz ve biraz da sevgisiz ses tonuyla, galiba maksadını aşmış. Tam şefkat gereken yerde sanırım Ñ-nadân davranmış... Ben yurt dışında olduğum için, o anı kaçırdım, ama şimdi fakslardan anlıyorum ki, bu buçuk Ñ-lafına memurlar çok sinirlenmiş.

Hepsi sözleşmiş gibi diyorlar ki:

- Buçuk oy bile vermem.


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr