kapat

PAZARTESİ 20 TEMMUZ 1998

Can Ataklı (e-posta:ataklic@sabah.com.tr )

Paris elçimiz endişeli ama umutlu

Paris'e gitmişken yeni atanan Büyükelçi Sönmez Köksal'ı ziyaret etmeden gitmek olmaz diye düşündüm. Sönmez Köksal biliyorsunuz MİT eski müsteşarı. En karışık dönemde MİT gibi çok önemli bir kurumun başındaydı. Eşi eski sinema sanatçılarından Filiz Akın (Köksal) çok yakın aile dostumuz.

Bir akşamüstü, müzeyi andıran salonları olan Büyükelçilik binamıza gittim. Kapıda inanılmaz bir koruma ve güvenlik var, bu çok doğal.

Sohbet sırasında "MİT'ten sonra Paris nasıl geldi?" diye sordum. Köksal "Açıkçası çok rahatladım" dedi. Köksal için en büyük sürpriz daha koltuğuna ısınmadan Fransa Parlamentosu'nda kabul edilen "Ermeni soykırımı" tasarısı olmuş. Köksal "Neyse ki Fransızlar da yanlışı çabuk anladılar" yorumunu yaptı.

Peki Türk Fransız ilişkileri bundan sonra nasıl olur acaba? Büyükelçimiz bu konuda hem tedirgin hem de umutlu. Tedirginliği özellikle Kürt sorununun Fransa'da çok ciddiyetle ele alınmasından ve PKK'nın etkinliğinden geliyor. Fransa genel tavır olarak ülkelerdeki ayrılıkçı hareketlere daha sıcak baktığı için Kürt sorunu konusunda da bu tavrını sürdürüyor.

Köksal "Ancak" diyor ve ekliyor "Ekonomik olarak ilişkilerimiz çok iyi. Türkiye ile Fransa arasındaki ekonomik fırsatları araştırıyorum sürekli. Türkiye'de yatırım yapmak isteyen çok sayıda Fransız firması var. Hepsi istikrar bekliyor. Türkiye ile Fransa arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da gelişeceğine inanıyorum."

Büyükelçilikte hoş bir akşamüstü geçirdim. Zarafetini zaten yıllardır yakından bildiğim Filiz Köksal da sefireliğe çok yakışmış.

Yeni yolu delik deşik ettiler

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstinye'den girip bir kolu Tarabya'nın üstüne diğer kolu da aşağıdan dolaşıp Enka tesislerinin yanından Maslak Yokuşu'na varan bir by-pass yolu yaptı. Bu yola bir de Maslak'ta yapılan binlerce kooperatif evinin yolları bağlanacak. Başkan Recep Tayyip Erdoğan Mayıs ayının sonunda bu yolu törenle hizmete açtı.

Yol gerçekten de özellikle pazar günleri Boğaz turuna çıkan vatandaşların trafiğini çok rahatlattı. Maslak'taki kavşakla birlikte yol her zaman açık hale geldi.

Ama gelin görün ki, yol yapılalı daha iki ay bile dolmadan boydan boya kazılmaya başlandı. Su borusu döşeniyormuş. Peki buradan boru geçeceği yol yapılırken bilinmiyor muydu? Bu nasıl planlama, bu nasıl örgütlenmedir? Eski yol olsa da asfaltlansa diyeceğim yok, ama burada yol yoktu, yol açıldı, o zaman insan düşünmez mi?

Belediye Başkanı Erdoğan son günlerde Belediye Başkanlığı'ndan çok siyasetle uğraşıyor. Başını çevirip kente bir baksa, örneğin bu yolun sorumlularını ortaya çıkarıp cezalandırsa.

Futbolcu sakatlayan ağır ceza görmeli

Dünya Kupası'nı yerinde izleyip, futbol kurallarındaki yeni bazı değişiklikleri öğrendikten sonra aklıma Diş hekimi Galip Vural'ın cezalarla ilgili bir önerisi geldi. İki ay kadar önce anlatmıştı.

Galip Gürel hem önde gelen diş hekimlerinden biri hem de, herhalde hatırlarsınız, Türkiye'yi temsil ettiği Camel Trophy'de Menderes Utku ile birinci olmuştu. Diş hekimliğinin yanısıra spora ve spor aktivitelerine de çok meraklı.

"UEFA'ya bir kural değişikliği için nasıl başvurulur?" diye sordu. Ben de "Bilmiyorum, ama öğreniriz" dedim ve sordum "Hayrola, UEFA ile ne işin var?"

Anlattı: "Maçlarda kasti hareketler yüzünden pekçok futbolcu sakatlanıyor, bunlardan bazıları uzun süre oynayamıyor bazıları da futbolu bırakmak zorunda kalıyor. Oysa onları sakatlayan futbolcular sanki hiçbir şey olmamış gibi futbol hayatlarına devam ediyor. Sakatlanan belki de parasız kalırken, sakatlayan milyon dolarına milyon dolar katıyor."

Galip Gürel'in bu sözleri üzerine "Haydi çareye gel o zaman" dedim.

Onu da anlattı: "Şöyle bir uygulama yapılabilir. Eğer bir futbolcu rakibine kasten faul yapıyor ve hakemden kırmızı kart görüyorsa, rakibi de sakatlanıyor ve sahalardan uzak kalıyorsa, o zaman kasti faul yapan futbolcu, sakatladığı futbolcu sahalara dönünceye kadar cezalı kalmalı."

Hiç de fena fikir değil. Futbolcular da top oynadıkları sürece para kazanıyor. Gerçi "milyon dolarlık" transferler konuşuluyor ama, bir kişinin futbol oynayabileceğini süre belli. 40-50 yaşına kadar futbol oynayamazsınız. Kasti bir hareket sonucu sakatlandığınızda belki de hayatınız kararacak. O halde kasti faulle kırmızı kart gören futbolcu bunun ceremesini çekmeli.

Galip Gürel bu önerisini UEFA'ya duyurmak istiyor. Yakında "nasıl başvurulacağını" da öğrenecektir elbette. Kural kabul edilirse, futboldaki sertliğe de biraz fren yaptırılabilir belki.

Kaçak balık çiftlikleri 31 Ekim'de kapatılıyor

Güney sahillerine ne zaman gitsem, en çok "Bu balık çiftlikleri ne zaman kapatılacak, artık denizler girilmez hale geliyor, kimse buna dur demeyecek mi?" sözlerini duyuyorum. Nitekim bu konuda onlarca yazı yazmaya çalıştığımı hatırlıyorum. Marmaris'te Muğla Valisi Cemil Serhadlı'yı görünce hemen sordum: "Geçen yıl bu sıralarda sizinle balık çiftliklerini konuşmuştuk, siz de kapatılacağını söylemiştiniz, oysa bırakın kapatılmayı sayıları daha da artmış."

Serhadlı çok deneyimli ve başarılı bir vali. "Bana kalsa 1 hafta içinde bütün kaçakları kapatırım" dedi ve anlattı: "Her seferinde kapatmaya hazırlanıyoruz, ama hükümetten 'dokunmayın' talimatı geliyor. Bu kez Bakan Mustafa Taşar'a konuyu tekrar anlattım. 31 Ekim'den itibaren hiçbir kaçak balık çiftliğinin kalmaması konusunda yazılı talimat verdi. Göreceksiniz bu yıl hiçbir engellemeye takılmadan çiftlikler kapanacak."

Son Bodrum ve Marmaris gezilerimde "İmza kampanyası düzenleyelim, gerekirse trafiği kapatalım" diyen çevre dostlarına duyurmak istiyorum.


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr