CUMARTESÝ 04 TEMMUZ 1998
Türkiye'nin Kýbrýs konusunda haklý mý?
Haklý ama doðru bir politika izlemiyor. Haklýlýk ile doðruluk arasýnda birebir bir eþitlik yok.
Nereden anlýyoruz, Kýbrýs politikasýnýn doðru olmadýðýný?
BM Güvenlik Konseyi'nin bu hafta ortasýnda aldýðý ve Türkiye'nin Kýbrýs politikasýna taban tabana zýt iki kararýndan.
Türk yetkililerin yaptýðý gibi "BM'nin tek yanlý ve ön yargýlý hareket ettiðini" söylemek yanlýþ mý?
Evet, yanlýþ. Çünkü, BM Güvenlik Konseyi, sürekli olarak, Türkiye ve KKTC'nin pozisyonlarý aleyhinde karar veren bir organ deðil. Kaldý ki, son iki karar, Türkiye'nin 20 yýldan fazla süredir savunduðu tezleri tekrarlýyor.
Nedir onlar?
Ýki kesimli, iki toplumlu federasyon modeli ve bu amaca ulaþmanýn yöntemi olarak toplumlararasý görüþmeler.
Bu, Türkiye'nin teziydi. Pozisyon deðiþtiren Türkiye oldu. Peki, Türkiye þimdi ne diyor?
Ýki ayrý ve egemen devletin varlýðýna dayalý çözüm modeli ve bu amaca ulaþmanýn yöntemi olarak "iki devlet" (yani KKTC ve Kýbrýs Rum Yönetimi) arasýnda diyalog.
BM Güvenlik Konseyi kararlarýnýn bir ilginç yönü de, 15 üyeli Konsey'de kararlarýn oybirliðiyle alýnmýþ olmasý. Yani, 15 Güvenlik Konseyi üyesi devlet içinde bir teki dahi -býrakýn aleyhte oy kullanmayý- "çekimser" bile kalmamýþ. Bu kadar haklý bir davâya, BM Güvenlik Konseyi'nde tek bir üyenin bile desteðini saðlayamýyorsanýz, tek bir ülkeyi dahi çekimser davranmaya sevkedemiyorsanýz, izlediðiniz politikanýn isabetinden þüphe etmeniz gerekir.
Zýrva tevil götürmez, güneþ balçýkla sývanmaz, minareyi kýlýfa sýðdýramazsýnýz. Besbelli ki, bir yerde -eðer birçok yerde deðilse- yanlýþ yapýyorsunuz demektir.
Söz konusu 15 üye içinde Amerika Birleþik Devletleri de var. O Amerika ki, Türkiye'yi AB karþýsýnda kolluyor; Türkiye için Avrupa devletleri nezdinde kulis yapýyor, Hazar havzasý petrollerinin Bakž-Ceyhan güzergâhýndan nakledilmesi için Türkiye'nin baþlýca dayanaðý ve o Amerika dahi, Türk pozisyonu aleyhinde oy kullanýyor.
Oturup düþünmek gerekir.
Üstelik, þimdi Amerika'nýn BM Baþtemsilcisi olan Richard Holbrooke, ayný zamanda Amerikan Baþkaný'nýn Kýbrýs Özel Temsilcisi. Dahasý, Holbrooke, Amerikan karar vericisi içinde "Türkiye yanlýsý" diye nam yapmýþ birisi. Türkiye'nin Amerikan global stratejisi içindeki özel yerini en açýk deyimlerle üç sene öncesinde vurgulayan oydu.
Eðer, bu Richard Holbrooke ile Kýbrýs konusunda ters düþüyorsanýz ve hele BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarý, Türkiye'nin 20 yýldýr savunduðu tezlere denk düþüyorsa, ortada kaçýnýlmaz olarak Türkiye hesabýna bir "politika hatasý" bulunduðu anlaþýlýyor.
BM Güvenlik Konseyi'nin Türkiye lehinde son verdiði karar, 1990 yýlýna ait. O karar iyi deðerlendirilemedi. O gün bugündür Kýbrýs'a iliþkin BM Güvenlik Konseyi kararlarý, "dýþ politika erozyonu"nun apaçýk göstergeleri.
Sivil otorite (Dýþiþleri Bakaný) ikidebir "Türkiye bir dünya devletidir" sözünü sarfetmekten özel bir haz duyuyor. Askeri otorite (Genelkurmay Ýkinci Baþkaný) ikidebir, "Türkiye, güvenlik üreticisi bir ülkedir" diye, siyasi literatürde olmayan bir cümleyi telaffuz ediyor. Gelgelelim, "dünya devleti" ve "güvenlik üreticisi" olan ülke, BM Güvenlik Konseyi'nden, baþmüttefiki Amerika dahil, 15 üye ülkenin hiçbirisinden, üzerinde en fazla durduðu dýþ politika sorunu konusunda destek bulmuyor.
Yani, susturulmuþ veya susturulmak istenen bir kamuoyunda içe dönük propagandanýn, uluslararasý arenada hiçbir geçerliliði olmayan bir politika olduðu böylece ortaya çýkýyor.
"Küreselleþme dönemi"nde, baþarýnýn ölçüsü, "tekellerin ve kartellerin kontrolündeki iç pazardaki satýþ garantisi"yle deðil, "uluslararasý pazarlardaki rekabet gücü"yle anlaþýlýyor.
Uluslararasý diplomasinin "borsa"sý, BM Güvenlik Konseyi'dir...