PERŞEMBE 02 TEMMUZ 1998
Atatürk Havalimanı'nda "ciğer ziftleme" işlemi için ayrılan daracık camlı bir bölme var, başka yerlerde sigara içmek yasak. Geçen Cumartesi 18.45 Dalaman uçağına yetişmek için koşturan bir kadın yolcu tam da koskoca "Sigara İçmek Yasaktır" levhasının altında iki polis memurunun göz göre göre "tüttüğünü" farkedince dayanamayıp duruma müdahale etti. Polisler sabahın sekizinden beri nöbette olduklarını söyleyip "mazaret" bildirdiler. Kadın yolcu "Siz kanuna uymazsanız, vatandaş ne yapar?" diye üsteleyince aldığı cevap "Kanun bizi bağlamaz" oldu.
Sivrisinek de sıtma olmaz! Günlük yaşamı çile yumağına çeviren bu zihniyetten kurtulmak kolay değil, çünkü işe çok yukarılardan, ta cumhurbaşkanından, başbakandan başlamak gerekiyor. Söz gelimi başbakanın makam otomobilinin hız sınırını aşmasını ya da olmadık yerlere park etmesini normal karşıladığımız sürece bazı polisler de çıkıp kanunun onları bağlamadığını söyleyebilirler.
Yine geçen cumartesi, TED Ankara Koleji mezunlarının girişimiyle kardeş İstanbul Koleji'nin temel atma töreni vardı Beykoz'da. İlk harcı Cumhurbaşkanı saat 18.30'da koyacaktı, ama yollar saat üç saat öncesinden kapatılmıştı trafiğe. Polisler tek seçeneğimizin arka taraflardaki köylerden dolaşmamız olduğunu söylediler. Sonuç: Bir konvoy otomobil köy yollarında kaybolduk, tören yerine de varamadık. Ankara Kolejli dayanışması adına yarım depo benzin tüketmiş, boş yere vakit harcamış, çukurlara gire çıka otomobilin rot balans ayarını bozmuş, toz toprak içinde kalmıştık. Kanunları uygulayanlar bu denli keyfi davrandığı sürece her şey bir yana hayatın tadı kaçıyor. Cumhurbaşkanının okulumuzun temelini atması bir prestij olmaktan çıkıp eziyete dönüşüyor.
Havalanındaki polis aslında gerçeği söylemişti. Bu ülkede yasaklar görevlileri bağlamıyor. Havalanındaki sigara yasağı sadece yolculara uygulanıyor. Diğer devlet dairelerinde de durum aynı. Söz gelimi vergi dairesinde vergi yatırmaya gelene sigara yasak ama oradaki görevliye serbest. Trafikte de durum farklı mı sanki? Emniyet kemeri takma kuralı polise, taksi ve minibüs şoförüne uygulanmıyor, çünkü onlar "sıkılıyor"... Ama özel otomobilin şoförünün sıkılma hakkı yok...
Türkiye'de sadece kitap yazanlar gibi önem atfedilen insanlar mağdur değil. Polisler "Kanun bizi bağlamaz" diyebiliyorlarsa... Devlet büyüklerinin ve polislerin otomobilleri trafiği ihlal ediyorsa... Kaldırımlar torpilli araçlar için kapatılıyorsa... Günlük hayatın her dakikasına işlemiş bir hukuksuzlukla çevrili yaşayıp, çile çekiyoruz.