kapat

ÇARŞAMBA 01 TEMMUZ 1998

Ahmet Vardar (e-posta:avardar@sabah.com.tr )

Pes vallahi... Ben böylesini görmedim.

Hani bir laf vardır. Derler ki,"Sen nesin, kuş musun, deve misin?..." sanki arada bir benzerlik varmış gibi. Bizim Bulgaristan maciri Dr.Hüsnü Aydın'ın da durumu böyle...

Bulgaristan'dan geldikten sonra bir süre Sağlık Bakanlığına bağlı hastahanelerde göz hastalığı uzmanı olarak görev yaptı. Daha sonra uzmanlığının sahte olduğu iddia edilerek normal pratisyen hekimliğe indirildi. Şimdi de çalıştığı hastahanede sağlık memuru oldu.

İşte siz bunları duyduktan sonra bu adama sormaz mısınız, "Nesin sen hemşerim, neyin nesisin?..." Bu adam eğer doktor, mütehassıs değil de sahtekarlık yapmış bir insansa sağlık memuru olarak devletin hastahanesinde ne işi var?... Eğer diplomaları sahte değil de gerçek bir mütehassıs doktor diploması ise, hangi akılsız onun bu ünvanını elinden alabiliyor?...

Dedim ya, bizim Bulgaristan maciri Hüsnü Aydın ya çok büyük bir sahtekar ya da bizim Sağlık Bakanlığındaki bazı elemanlar çok dangalak... Bilmem anlatabildim mi?... İsterseniz konuyu biraz daha açayım.

Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye'ye geldi. Diplomalarını Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğüne vererek iş istedi. Sağlık Bakanlığı kendisini 11.12.1989 tarihinde Bitlis Devlet Hastahanesi göz servisinde uzman olarak göreve başlattı. Eşi de aynı hastahanede hemşirelik yaptı. 5 yıl burada göz hastalıkları uzmanı olarak görev yaptı (bu arada türlü-çeşitli katarak ameliyatları yaparak bir çok hastayı ışığa kavuşturdu).

31.12.1994 tarihinde ise, Mustafa Kemal Paşa Bursa Devlet Hastahanesine tayini çıktı ve burada da 2 yıl göz hastalıkları mütehassısı olarak görev yaptı. Daha sonra aynı hastahanenin acil servisine nakli yapıldı ve 15 aydan beri hastahane çıkışında evraklara mühür basan bir sağlık memurluğu görevini yapıyor.

Sağlık Bakanlığı yetkilileri yeni uyanmış olacaklar ki, "senin evrakların sahte çıktı" diyerek kendisini bir kenara attılar. Adamcağız ise, "beni hem Bulgaristan'da hem de Bursa'nın Hürriyet mahallesinde çok iyi tanırlar. Evraklarımın hepsi noter tasdikli ve gerçektir." diye feryat ediyor. Feryat ediyor ama derdini kimseye anlatamıyor.

Doğrusu benim bu işe aklım ermiyor. Bunca yıl doktorluk yapmış bir insan eğer sahte doktor ise şu anda hapiste olması gerekirdi. Evrakları sahte değil de gerçek ise hak ettiği yerde şerefle görevini yapması gerekiyordu. Bu adam ya doktordur ya da değildir kardeşim... İkisinin arası olur mu hiç?...

Bana kalırsa yegane suçu "DAYI"sının olmayışı... Ah şu muhacirlik... Ben de bir muhacir ailenin çocuğu olduğum için çok iyi bilirim... Şimdi Sayın Sağlık Bakanına rica ediyorum, bu konuya el atsın ve haklı ile haksızı ortaya çıkarsın. Yazık oluyor bu sahipsiz insanlara...


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr