ÇARŞAMBA 01 TEMMUZ 1998
Kamuoyu yoklaması yaptırmışlar, Fazilet birinci çıkmış... Hoppala.
Acaba DSP, DTP ve ANAP kaçıncı çıkmış?
CHP, DYP, MHP kaçıncı çıkmış?
Bunları bilmiyoruz ama hepsinin yüzde 20'nin altında kaldığı muhakkak.
Yani, herbirinin karşısında yüzde 80'lik 85'lik 90'lık bir red cephesi ... red.
Haydi bakalım, aslı yok yaylasında kuzularım var benim.
Bu tabloya rağmen, hâlâ Yerel ve Genel Seçimleri aynı gün yapmayı tasarlıyorlar.
Acaba toplu halde ve bir çırpıda intihar mı etmek istiyorlar?
Beyler, arada 1 haftalık fasıla bırakın. Oylarını düzeltmek isteyen seçmenlere bir şans tanıyın. Pişmanlık oyları için bir açık kapı bırakın.
Hayır.
Bunlar, memleketi kumar masasına yatıracaklar.
Kaybedince de mızıklayacaklar.
Müthiş demokratlar.
Unutmayın ki, yeni meclis, aynı zamanda yeni Cumhurbaşkanı'nı seçecek...
Yani elimizde güvence olarak bir Çankaya vardı, 2000 Mayıs'ında kumar masasına o da yatacak.
40 gün içinde seçemezlerse zaten buyrun tekrar sandığa.
Niye?
Çünkü memleket, babalarının çiftliği.
Bunlara bitip tükenmez borcumuz var. Öde öde bitmiyor.
Kitle Partisi olmaya hiç niyetli değiller.
-Küçük olsun, benim olsun.
Herbiri Aşiret Reisi.
Zaten gittikleri yerlerde hitap ettikleri topluluklara bakın... Bindirilmiş kıt'alara ve organize konvoylara rağmen, bir Mahsun Kırmızıgül kadar kalabalık toplayamıyorlar.
Aldıkları mirası tüketmişler.
Ortada ne 83 ruhu var, ne 46 ruhu...
33 ruhu, hepsinden daha baskın, daha taze, daha zinde kalmış ki, sadece 10. Yıl Marşı'yla coşup nostalji yaşıyorlar.
Bütün mesele:
Siyaseti, konforlu bir hayat biçimi haline getirmek.
15 yıl önce, güdük bir partinin Genel Başkanına sormuştum.
-Niçin partilerden birine iltihat etmiyorsunuz? Sizin partide hayat yok.
Sebebini anlattı:
- Ben, karımla tek başıma yaşayan bir insandım. Telefon faturasını bile götürür kendim yatırırdım / Şimdi öyle mi / Parti küçük müçük ama İzmir'e gitsem bâri 15-20 kişi yolcu ediyor / 15-20 kişi karşılıyor / Arabalar hazır / Emrimde korumalar / Bedava oteller, kaynağı beni ilgilendirmeyen davetler, sofralar / Çantamı bile taşıyanım var / Eh, ne enflasyondan sorumluyum, ne terörden / Ekmek elden su gölden.
..........
Başka şeyler de söyledi ama unuttum.
Yazık... Partisi elinden gidince, oyuncağı alınmış çocuklara döndüydü. Allah selâmet versin.
Bugünkü siyaset, daha da konforlu bir hayat biçimi haline gelmiştir. Özel uçaklar, artık taksi gibi kullanılıyor... Osmanlıda hiç bir padişaha nasip olmamış bu renkli dünya, kolay terkedilmez.
Üstelik her saat başı televizyondaki görüntüleri, bunları kendi kendilerine aşık etmiştir.
Türkiye'nin yüzde 80'i, 85'i, bazen 90'ı her birinin karşısında... Koccaman bir red cephesi... Ama kimin umurunda?