ÇARŞAMBA 01 TEMMUZ 1998
Bir "Garipoğlu" çıkıyor, 650 milyon dolara satılması beklenen Petrol Ofisi'nin yüzde 51 hissesini 1 milyar 160 milyon dolar bastırarak satın alıyor.
Türkçe sözlük "garip"i, "kimsesi olmayan, kimsesiz, zavallı" diye tanımlıyor. Sözlük "garip"i böyle tanımlıyor ama, "Garipoğlu" sözlükteki tanımın dışına taşıyor. Koç, Çukurova, Anadolu, Ceylan, Cıngıllı, Süzer, Bayındır, Beyazıt, Demirören gruplarını ve de İş Bankası ile Garanti Bankası'nın cepten çıkarmayı göze alamadığı parayı bastırabiliyor.
Garipoğlu'nun yaşam öyküsü, Türkiye'nin "fırsatlar ülkesi" olduğunun göstergelerinden biridir. Türkiye'de aile durumu, aile mesleği, aile yapısı, eğitimin konusu veya süresi, zenginlik, fakirlik insanları sınırlamıyor. Yolda en önde gidenleri sollamayı göze alan, bir kazaya belaya uğramaz, lastiği patlamaz, motoru yakmaz ise öne fırlıyor.
Petrol Ofisi için en yüksek fiyatı veren Hayyam Garipoğlu'nun babası Kasım Garipoğlu 1922 yılında Adana'da Ceyhan'ın Tatarlı köyünde doğdu. Bir at arabası ve 32 dönüm tarlası olan bir çiftçinin oğlu.
Hukuk eğitimi gördü. Ticaret hukuku hakimi oldu. Sonra hakimlikten ayrıldı. Başarılı bir avukat olarak "ticari davalarda" ün saldı. İlk ticari girişimi 1970 yılında satın aldığı bir çırçır fabrikası.
Oğlu Hayyam Garipoğlu 1954 doğumlu. İşte önceki gün Petrol Ofisi'ne en yüksek fiyatı veren 44 yaşındaki bu genç müteşebbis.
Bu 44 yaşındaki genç müteşebbisin son üçbuçuk yıldaki çarpıcı alım satımları şunlar: Halil Bezmen'in sahibi olduğu Rabak'ı satın aldı. 30 milyon dolar yatırım ile Marmara Bira'yı kurdu. Yakın zamanda 52 milyon dolara Anadolu Grubu'na sattı. Özelleştirme masasından 103 milyon dolara Sümerbank'ı satın aldı. Yeniyüzyıl'da yayınlanan Belma Toprak'ın haberine göre, 4 bin çalışanı olan Garipoğlu Grubu'nun önemli şirketlerinden bazıları, Amasya Tekstil, Ceyhan Evren Tekstil, Adıyaman İplik Fabrikası, Sofist Tekstil, Hayat Un Sanayi, Akmaya, Trakya Sanayi AŞ (metal), Trakya Sanayi AŞ (kimya), Hidrojen Peroksit Sanayi, Berolina (Plastik). Şirketleri, ISO'nun 500 büyük sıralamasına girmeyen Garipoğlu'nun, kendisi ve şirketleri vergi rekortmenleri arasında yeralmıyor.
Şimdi gelelim Garipoğlu'nun yüzde 51 hissesine 1 milyar 160 milyon dolar ödeyeceği Petrol Ofisi'nin nasıl bir şirket olduğuna:
- Petrol Ofisi, Türkiye'de toplam petrol ürünlerinin yüzde 52'ye yakın bölümünü satıyor ama (1) Sattığı malların çoğu kâr marjı düşük ürünler. Esas kârlı olan benzin satışındaki payı yüzde 28 dolayında. (2) Bugüne kadar askeriye ve resmi kuruluşlar mecburen Petrol Ofis'den mal alıyordu. Bundan böyle istedikleri yerden alabilecekler. (3) Türkiye'deki petrol istasyonlarının 7 bin 700'ü (yaklaşık yüzde 67'si) Petrol Ofisi'nin ama bunlar ana ulaşım ağlarından uzak. İstasyon başı ciroları diğer şirketlerinkinden düşük.
- Petrol Ofisi'nin 1997 yılı sonunda aktif toplamı 500 milyon dolar. Brüt satışlarının toplam değeri 3.8 milyar dolar. Brüt kârı 330 milyon dolar. Net kârı 144 milyon dolar.
- Garipoğlu, Petrol Ofisi'ne talip olduğu için 35 milyon dolarlık teminat mektubu verdi. Satış kesinleşince 580 milyon dolar peşin para ödeyecek. 580 milyon dolarlık borcu ise 2 yıl sürede yüzde 10 faiz ile taksite bağlanacak.
Bu rakamları değerlendirirken bir noktaya dikkat ediniz... Petrol Ofisi'nin satılabilecek arsaları var. Yılda 144 milyon dolar kârı var... İyi de bunların tamamı Petrol Ofisi'ni satın alana ait olmayacak. Arsa satışından ve de kârdan gelecek paranın sadece yüzde 51'i yeni sahibinin cebine girecek.
Petrol Ofisi'nin yüzde 51 hissesi için ödenmesi gerekli 1 milyar 160 milyon doların yıllık faizi (yüzde 10'dan) 100 milyon dolar dolayında olur.
Cesur olmayan, risk almayan oturduğu yerden kımıldayamaz. Garipoğlu başaracak, daha başka garipler ondan cesaret alacak ki, yeni yeni müteşebbis guruplar ortaya çıkacak...
Unutmayınız... On yıl önce Petrol Ofisi'nin yarısını alabilecek bir babayiğitin ortaya çıkacağını kimse düşünemezdi. Böyle bir satışta Koç'tan, Sabancı'dan, Eczacıbaşı'ndan başkasının adı bile geçmezdi...