kapat

ÇARŞAMBA 01 TEMMUZ 1998

Zeynep Göğüş (e-posta:zgogus@sabah.com.tr )

İhale çocuğu

Akşamları çalgılı lokantalarda iki iskemle üzerinde uyutulan çocuk manzarasına alışkın olan Türkiye önceki gün televizyonda seyrettiği ihale çocuğunu da yadırgamadı. "Orası sirk mi yoksa gazino mu?" diye soran çıkmadı.

"Orası", başkentteki Hazine binasının Uğur Ercan Salonu'ydu, Türkiye'nin gördüğü en büyük özelleştirmenin yapıldığı yerdi. İşin ciddiyetine bakın ki Petrol Ofisi'nin yüzde 51 hissesine 308.5 trilyon sayan Hayyam Garipoğlu, açık artırmaya gelirken yanında maliyecisini, avukatını, genel müdürünü değil, 12 yaşındaki oğlunu getirmişti...

Çocuk ihale salonundan çıkarken "Babam yendi" diye ne sevinmiştir kimbilir...

***

Koç, Sabancı, Eczacıbaşı dönemine koşullanmış Türkler için ekonomi dünyasının yeni yıldızlarını bir yere oturtmak kolay değil. Petrol Ofisi için açık artırmaya giren Koç, Doğuş, İş Bankası gibi bildik büyüklerin hepsinin nefesi tükenirken koşmaya devam eden Garipoğlu ve onun gibileri ticaret dünyasının yeni sihirbazları. Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'ninkini Ali'ye... Stratejileri, bir şeyi alıp sonra başkalarına pazarlamak. Dünyada dolaşan serseri paradan 1.5 milyar doları nasıl olsa bulurum diye düşünüyor olmalı Garipoğlu. Gerçekten bulur da... Nitekim ihale sonrası ilk demecinde, gerekli parayı bulmak için yabancı yatırım fonlarıyla görüştüğünü açıklamadı mı?

Bugün bir Amerikan şirketi ihaleye katılıp Petrol Ofisi'nin yüzde 51 blok hissesini satın almaya kalksa, kıyamet kopardı. Garipoğlu yöntemi, yabancı sermayenin girişini de perdelendirmiş oluyor.

***

Televizyonda herkesin gözü önünde yapılan ihalenin en iyisi ve en doğrusu olması şart mı? İlk örneği Etibank'ın satışında yaşamıştık. Aradan sıyrılan Doğan Kumaşçılık söz verdiği paraları ödeyemedi sonra. Petrol Ofisi ihalesinde de Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun satışa onay vereceği kanısı yaygın. Zaten bu ihalenin asıl bakılacak tarafı, ekrandan seyrettiklerimiz değil, 308 trilyonun nereden ve nasıl bulunacağıdır; zira hasarın meydana geleceği yer başka.

Garipoğlu, Sümerbank'ın da sahibi; dolara yüzde 15 faiz vererek de toplayabilir parayı. Bunun ekonomiye kaça mal olacağını, Amerikan ekonomisini ayağa kaldıran Başkan Roosevelt'in New Deal -Yeni Düzen- programında (1933) ilk iş sanayi kuruluşlarının banka sahibi olmasını neden yasakladığını iktisatçılara sorun anlatsınlar. Fakat bana kalırsa sırf "ihale çocuğu" bile Türkiye'nin garip bir ülke olduğuna dair yeterli gösterge...


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr