ÇARŞAMBA 01 TEMMUZ 1998
Hükümetin IMF ile imzaladığı anlaşma açıklandı. Enflasyonu gelecek yıl 20'ye indirecek politikalar sigortalandı!
Belgenin adı "Yakın İzleme Anlaşması"..
Anlaşmada Türkiye, uygulayacağı istikrar tedbirleri konusunda taahhütte bulunurken IMF'ye de rotadan çıkıp çıkmadığını düzenli olarak denetleme hakkını tanıyor.
IMF bir buçuk yıl içinde denetlemelerinin sonuçlarını üç aylık aralarla uluslararası piyasaların bilgisine sunacak..
Bu, ülke çıkarları için olumlu bir adımdır.
Ve eskimiş ulusal egemenlik iddialarının itirazları ile lekelenecek bir belge değildir.
Bugünün dünyası, ancak uluslararası rekabet içinde büyüme kabiliyetine sahip toplumlara yaşama hakkı tanıyor.
Eski egemenlik anlayışı, dünyadan kopuk, dış etkilere karşı zayıf, gücünü sadece kendi halkına kabul ettirmeye çalışan baskıcı devletler, zavallı toplumlar yaratıyor.
On ay sonra seçim yapılması bekleniyor.
Seçim ekonomisi uygulamayacağı konusunda kendisini uluslararası bir anlaşma ile taahhüt altına sokan hükümeti, böyle bir dönemde bu anlaşmaya imza koyduğu için takdir etmek ve desteklemek, vicdan taşıyan herkese borçtur.
İç ve dış destek için
Bu farklı bir anlaşma.. IMF genellikle döviz dar boğazına giren ülkere yardımcı olur.
Türkiye daha önce aynı nedenle bir çok stand-by anlaşmaları yapmıştır.
Fakat şimdi bizim böyle bir sorunumuz yok. Döviz rezervlerimiz rekor düzeyde ve yüksek bir büyüme hızına sahibiz.
Hükümet enflasyonla mücadeleye karar verdikten sonra başarılı bir bütçe disiplini uyguladı. "Seçim ekonomisi uygulamayacağım" dediği halde bu iddiasına iç ve dış piyasaları inandıramadı. Çünkü Türkiye'de bunun örneği görülmedi şimdiye kadar..
* Bu yüzden faizler düşürülemedi..
Kamu açığının kapatılması için bu şart..
* Üreticiler "enflasyon düşmez" dediler ve zamlara eskisi gibi devam ettiler..
* Her an bir kriz doğabilir korkusu ile dış piyasalar Türkiye'ye uzun vadeli kredi vermedi.
Uzun vadeli kredi bulunsa, iç borç geri ödemeleri başlayacak ve faizler düşecek..
Şimdi IMF, yabancı piyasalara "Ben izleyeceğim ve Türkiye'de kriz çıkmayacağını garanti ediyorum" diyor.
IMF "Türkiye'de işler yolunda" diyen raporlar yayınladıkça, uluslararası mali kurumların bakışı olumlu yönde değişecek, elde edeceğimiz imkânlar artacaktır.
Tabii bunun bedeli var: Büyüme yavaşlayacak, yığınların sıkıntısı artacaktır.
Hükümet, tarım ürünlerine ve kamu personelinin maaşlarına vereceği zamlarla çiftçiyi, memuru ve işçiyi karşısına alacaktır.
Tüketici kitlenin satın alma gücü düştüğü için esnafın kazancında da daralma olacaktır.
Özel sektöre de büyük fedakârlık düşüyor. Eski vurguncu anlayışı terkedip insaflı zamlar dönemine geçmek gerekiyor.
Bizim kuşağımız, ürettiğinden fazlasını yedi. Hak ettiğimizden fazlasını tüketirken çocuklarımızı borçlandırdık. Ve deniz bitti..
"Haydi Türkiye!" diye bağırmak asıl şimdi lâzım.