SALI 30 HAZİRAN 1998
Bürokrasinin yardımıyla halkın vergilerini onların yok olması pahasına çalan inşaat mafyası nedeniyle iyice ağırlaşan; Türk olmak dışında hiçbir günahı olmayan onca insanımızın ölümüne ve yaralanmasına yol açan deprem felaketi nedeniyle yazılan dünkü yazı dışında, bir kaç gündür, Meclis'te görüşülen Vergi Yasa Tasarısı nedeniyle, Türkiye'deki vergi gelirlerinin yapısını tartışıyoruz.
Toplumun ne kadar vergi verdiğini, bunun nasıl dağıldığını görüyoruz.
Bu konuda İlhan Kesici'nin hesaplamaları çok çarpıcı.
Önceki yazımızda "Gelir Vergisi"nin kendi iç dağılımındaki adaletsizliğine değinmiştik.
Şimdi sıra "Kurumlar Vergisi"ne geldi. Kurumlar Vergisi de kendi içinde şirketlerin hukuksal yapısına göre ayrışıyor.
Şirketlerin ayda ne kadar vergi verdiklerini görmek de diğerleri kadar şaşırtıcı.
Söz sırası İlhan Kesici'de:
"Geldik Kurumlar Vergisi'ne; Kurumlar Vergisi, sermaye şirketlerinden alınan vergi, kurum faaliyetinden. Türkiye'nin 85 bin tane anonim şirketi var. 300 bin civarında limited şirketi var, bir de diğerleri var, ben onları atlıyorum. Bütün bunlardan aldığımız Kurumlar Vergisi 3,2 milyar dolardır; alacağımız. Bunun 0,2'sini, aşağı yukarı 235 bin civarındaki limited şirketlere verelim; kaldı 3 milyar dolar. 0.3 milyar doların 1 milyar dolarını sadece KİT'ler verir, KİT0'lere tahakkuk eder. Yani, devlet işletmelerine. Kaldı 2 milyar dolar. Bu 2 milyar doların tam 1 milyar dolarını İstanbul Sanayi Odası'nın her yıl yayınladığı "500 Büyük Türk Şirketi" diye yayınladığı 500 büyük firma öder. Kaldı 1 milyar dolar; bu 1 milyar doları da 85 bin tane anonim şirket öder.
Şimdi bakalım; 500 büyük firma yılda 1 milyar dolar veriyor, makul gibi. Yani, 1 milyar dolar Kurumlar Vergisi'nde makul gibi görünüyor."
"Limited Şirketler 0,2 milyar dolar verdi, 200 milyon dolar. Aya böldüğünüzde 60 dolar/ay etti. Yani, demin ücretliler 80 dolar verdi, beyannameliler 60 dolar verdi, götürücüler 6 dolar/ay verdi; limited şirketler de 60 dolar/ay vergi verdiler. Devletin bütün geliri bu."
"Peki, 85 bin anonim şirket, minimum 5 tane ortağı var -5'ini de saymıyorum şimdi- 85 bin anonim şirket eşit şekilde vergi vermiş olsalar ne kadar vermiş olurlar? Aynı hesapla böldüğümüzde 1000 dolar/aydır. 85 bin tane anonim şirket demek, Tükiye'nin ticari anlamda en parlak beyinlerinin, zihinlerinin, teşebbüs kaabiliyeti olan insanlarının sermayelerinin bu devlete, bu millete ödediği vergidir; ayda 1000 dolar. Beymen'de bir takım elbise 1000 dolar değildir."
"Çeşitli münasebetlerle biz deriz ki: Kurumlar Vergisi'nin nispeti kaç? Yüzde 44, çok yüksek. Dünyada böyle oran mı olur? Doğru, dünyada öyle oran olmaz da, Tükiye'nin 17 tane, 27 tane istisnası, muafiyeti filan vardır, bunun efektif reyti, bunun vergiye asıl netice itibariyle uyguladığımız nispet aşağı yukarı yüzde 20 civarındadır; hele bankalar sistemi 1994 krizine kadar yüzde 10 civarındaydı. Yani, istisnaları, muafiyetleri filan çıkardığınızda, bankalar sisteminden biz yüzde 10 vergi alıyorduk efektif olarak. Şimdi onlar da yüzde 20 civarına geldi, anonim şirketler de yüzde 20 civarındadır.
"Peki, bu 1000 dolar ne demek o zaman; senede 10 bin dolar. Demek ki, senede 10 bin dolar vergi veriyor. 10 bin dolar ne demek? Bir yerli otomobil demek. Demek ki, her anonim şirket diyor ki: Ben senede en çok 5 tane yerli otomobil parası kazandım, bunun 4'ü benim, bir tanesini de sana vergi olarak veriyorum."
"Bütün bu rakamlardan çıkan sonuç şudur, daha alt detaylarına girmek mümkündür; ama, bizim vergimiz miktarı itibariyle kafi değildir bir. Mahiyeti itibariyle adil değildir iki."