kapat

SALI 30 HAZİRAN 1998

Güngör Mengi (e-posta:gmengi@sabah.com.tr )

Uyanalım!.

Depremin acılarını Allah, küçük tesellilerle hafifletiyor. Bir kaç çocuğun enkaz altından sağlam çıkışı yüreklerimizi serinletti.

Depremden sonraki toplumsal dayanışmanın ve bunu örgütleyen yerel yönetimin başarısı da sevindirici ilerlemeler.

Ama asıl sorun, zor bir bilmece olarak önümüzde duruyor.

Yaraları sarmaktaki etkinlik önemli ama asıl mesele, 6.3 şiddetindeki bir depremin Türkiye'yi Afganistan'a benzeten sonuçlarıdır.

Toplumsal iddialarımızı da yıkan bu utanç verici ilkelliği nasıl önleyeceğiz?

Gecekondularla kuşatılmış büyük kentlerimizin tümü, -Allah korusun- benzer bir depremde Adana'dan daha vahim yıkımlara aday durumdadır.

Onları nasıl kurtaracağız?

İstanbul eski Belediye Başkanı Bedrettin Dalan "Bu kentte 350 bin gecekondu var. Şehrin dörtte üçü gider" dedi.

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü'nün araştırmaları da aynı endişeleri paylaşıyor.

Oy avcılığına ve rüşvet batağına düşmüş belediyeler yüzünden büyük kentler, yoğun göç nedeniyle yağma ediliyor.

Deniz manzaralı diye heyelân bölgeleri çürük çarık kaçak binalarla doluyor.

Türkiye'nin en büyük kenti, gecekonduda oturduğunu seçim yatırımı yapan bir belediye başkanına teslim edilmiş.

Yapı ruhsatı para ile alınıyor.

Rüşvet büyüdükçe kaçak yapı artıyor. Kanunsuz yapıda hırsızlık daha çok oluyor.

Hükümet, yüksek binalarda her kat için ayrı bir ruhsat uygulamasına geçmeye hazırlanıyormuş.. Şaşkınlık bu..

Sorun kanuna uyanları daha sıkıya alıp onları da kaçağa yöneltmek değildir.

Modern devlet standart koyar ve onu ne pahasına olursa olsun uygular, uygulatır.

Uymayanlara da ceza verir.

Depremde ölenler, görevlerini yapmayan belediyelerin cinayet kurbanlarıdır.

Bizler, katillere ceza vermeyen bir devletin idaresi altındaki insanlarız.

.. Ve kaderin hakkımızdaki hükmünün infaz edilmesi için 6 şiddetinde bir deprem bekliyoruz!

İyi para ama..

Petrol Ofisi'nin kamuya ait yüzde 51 hissesi açık artırma ile satıldı.

Şeffaflık sayesinde, 650 milyon dolarla başlayan fiyat 1 milyar 160 milyon dolara çıktı.

Satış yönteminin başarısı böylelikle hem devlete beklenenden büyük bir gelir sağladı, hem de satışı şüphelerden arındıran sonucu ile toplumu da tatmin etti.

Keşke Petrol Ofisi blok satış yerine halka satılabilse ve kamu mülkiyetini topluma yayan politikaların avantajları da elde edilebilseydi.

Bu olamadı. Şimdi devletin bu alanda tekelleşmeyi önleyecek sağlam güvenceler getirmesi borcu bulunuyor.

Başka bir önemli sorun, bu kaynağın iyi kullanılması, israf edilmemesi..

Enflasyonla mücadelede başarı, iktidarın en önemli seçim kozu olacak.

Bu durum güvence sağlayacaktır.

Eğer gelen para, iç borç ödemelerinde kullanılırsa, enflasyondaki düşme eğilimi artacaktır.


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr