ÇARŞAMBA 29 NİSAN 1998
Geçenlerde Amerika'da ki New York Bankonsolosluğumuzun, cevap vermeyen telefonu hakkında bir yazı yazmıştım. Bunun üzerine çeşitli tepkiler aldım.
Orada yaşayan vatandaşlarımızın bir kısmı "Eline sağlık" derken, diğer bir kısımda New York'taki Başkonsolosumuz Fuat Tanlay hakkında o kadar methiyeler yazdı ki, bu konuya tekrar değinmekten kendimi alamadım.
Önce Amerika'da dahi, tabii internet vasıtasıyla ne kadar fazla okurum olduğunu anladım ve gurur duydum. Sonra da bir konuyu iyi anlatamadığımdan dolayı üzüntüye kapıldım.
Sayın internet dostlarım, benim o yazıdaki gayem Başkonsolosumuzu üzmek veya ona sataşmak değil, orada bulunan bir aksaklığı belirtmekti. Nitekim sayın Konsolosumuzu meth etmek için bana mesaj yollayanlar, herhalde Fuat beyin özel telefonunu bilenlerdi. Çünkü oradan arayıp kendileri ile görüşebiliyorlardı. Ama benim bahsettiğim, Amerika'daki sıradan vatandaşlarımızın Konsolosluğu aramak için kullandığı telefonun hiç bir işe yaramadığı idi...
Ben buna cevap bekliyorum. Yağlamaya ve yıkamaya hiç gerek yok...
Koşuyolu'nda bir köprü yapılıyor. Kim yapıyorsa Allah razı olsun. Vatandaşımızın hizmetine sunulacak bir köprünün yapılmasını kim istemez. Tabii ki herkes ister...
Gelgelelim bu inşaat sahasına hiç bir işaret ve ikaz lambası konmadığı için, hava karardıktan sonra orası bir dehşet yolu haline geliyor. Allahın lütfuna bakın ki, şimdiye kadar hiç kaza-bela olmadı ama bundan sonra ne olur bilemem...
Bence bu işi Allah'a bırakmadan, inşaat mahalline, gece vakti oradan geçen yayaların ve vasıtaların, kazaya-belaya uğramamaları için gereken ikaz işaretlerini koymalıyız. Eğer bunu yapan müteahhitin parası yoksa, haber versinde biz yardımcı olalım...
Darıca, ülkemizin ve İzmit Körfezinin çok şirin beldelerinden biridir. Eskiden bu şirin beldeye İstanbul'dan akınlar olurdu. Ama şimdi Darıcalıların ifadesine göre; yolları bile kitlendi...
Valla ben onların yalancısıyım. Darıcalılar diyorlar ki; "Burada bulunan Aslan Çimento Fabrikası, Darıca'mızın doğal güzelliğini, yığdıkları dağ gibi topraklarla bozuyorlar. Ve çevreye çok pis görüntü veriyorlar. Belediyede buna göz yumuyor. Resmi imar yollarımız bile topraklarla kapatılmış durumda. Gerek Belediye gerek Aslan Çimento ile yapılan yazışmalar koca bir dosyayı doldururacak kadar kabardı... Bu işle biz baş edemiyoruz, acaba Ahmet Vardar baş edebilir mi?..."
Eh görüyorsunuz, ben halkın mesajlarını ulaştırmak için bu köşeyi emirlerine tahsis ediyorum. Vatandaşın meselelerine kulak tıkayan yöneticilerin de kulaklarını çekiyorum ve kendilerini uyarıyorum. Elimden daha fazlası gelmiyor. Zira çok sinirlendiğim zaman yazdığım yazıların hakarete varmasından korkuyorum. Mesele bundan ibaret...