ÇARŞAMBA 29 NİSAN 1998
Hafta sonu gazetelere yansıyan ve bugüne kadar yalanlanmayan haberlere göre TBMM İdare Amirliği, Meclis binasının Dikmen Kapısı'nın girişindeki ziyaretçi salonunun "döner ve kabap salonu"na döşüntürülmesi için proje hazırlattırmış. Salona iki döner tezgahı, üç ızgara tezgahı konulacakmış. Kebap salonunu ihale ile işletecek olan "uzman kebapçı" ile yapılacak mukavelede, "kebap fiyatları"nın, piyasa fiyatlarının en az yüzde 30 altında olması doğrultusunda "şart" bulunacakmış.
"Helal osssunnn bu kebaplar milletin vekillerine!..." diyeceğim ama diyemiyorum... Çünkü kebabı yerken "usulünce" üzerine turunç suyu sıkıp yanında da birer bardak "şalgam suyu" içseler mesele yok ama... Onlar "ayran" içecekler. Kebabın üzerine ayran... Öğleden sonra gel de dayan... Uykuları gelecek...
Bu durumda bırakınız başka tasarıları, bizim Zekeriya Temizel'imizin "Vergi Reform Tasarısı" bile Haziran sonuna kadar bu Meclis'den geçemeyecek... (Malum... Yılmaz ile Baykal, Haziran sonuna kadar Meclis'e gün biçtiler... Tatil'den sonra, erken seçime kadar da Meclis'in suya sabuna dokunmamasını uygun gördüler!..)
Sayın okuyucularıma "kebapsız Meclis'in" nasıl çalıştığını anlatayım da, "Kebap salonu açıldıktan, Milletveklilerimiz her öğle vakti kebap yiyip, ayran içtikten sonra Meclis'in nasıl çalşabileceğine Sayın okuyucularım karar versin...
Efendim ben, Afyon Milletvekili Sayın Yaman Törüner'in yalancısıyım. Yaman Törüner, TBMM'nin açılışının 78'inci yıldönümünde "Meclis ne kadar verimli çalışıyor?" diye bir yazı yazdı.
Yaman Törüner'in verdiği rakamları aktarmada bir ön bilgi vereyim. (Bu ön bilgiyi kebap sevenlere kebapçı ağızı ile anlatacağım. Kusura bakmayınız.) Meclisin bir "mutfağı", bir de "sofrası" vardır. Mutfak, komisyonlar, sofra TBMM'dir. (Meclis'in 16 komisyonu vardır.) Mutfaktan geçmeden hiçbir şey sofraya intikal edemez. Mutfak ne kadar verimli çalışırsa, sofra o kadar zenginleşir.
Mutfağın, açık anlatımıyla Meclis Komisyonları'nın çalışmaları için belli saatler yoktur. İstedikleri zaman toplanır, istedikleri kadar çalışırlar. (Plan ve Bütçe hazırlıkları ve soruşturmalar için zaman kısıtlamaları vardır. İstisnalar, kaideyi bozmaz.)
TBMM ise, haftada 3 gün, toplam 12 saat çalışıyor. Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat 15.00-19.00 arası toplanır.
Oniki saatin bir saati yoklamalar, bir saati gündem dışı konuşmalarla, iki saati sözlü sorularla geçer. Kalır geriye Meclis Denetimi ve Kanun yapmak için haftada 8 saat.
Mayıs'ta 4, Haziran'da 4, toplam 8 hafta... Haftada 8 saat... Eder 64 saat. Kanun çıkarmak için Haziran sonuna kadar 64 saat vakti kalan Meclis ne yapar siz karar veriniz...
Şimdi gelelim Meclis'in çalışmalarıyla ilgili Yaman Törüner'in verdiği rakamlara.
Anayasa'daki değişiklikle işlerin çabuk görülmesi için Hükümetlere "kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verildi". Ama kanun hükmündeki kararnamelerin "öncelik ve ivedilikle" TBMM'nde görüşülüp onaylanması gerekiyor ki, Meclis'in kararı olmadan "kanun" çıkmasın...
Bugüne kadar komisyonlara 324 kanun hükmünde kararname intikal etmiş. Bunlardan sadece ve sadece 7 tanesi görüşülerek Meclis gündemine alınabilmiş.
Komisyonlara 297 kanun tasarısı 1.443 kanun teklifi gelmiş. Bugüne kadar 151 kanun tasarısı, 135 kanun teklifi komisoyndan çıkabilmiş. Komisyonlarda 147 tasarı 1308 kanun teklifi "bekliyor."
Meclisin en önemli komisyonu olan Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bekleyen kanun tasarısı sayısı 60, kanun teklifi sayısı 586 kanun hükmünde kararname sayısı 210 ve tezkere sayısı 3.
Komisyonlardan geçip de TBMM Genel Kurulu gündemine alınan tasarılar ve teklifler de beklemede. TBMM Genel Kurul gündeminde beklemede olan kanun tasarısı ve tekliflerinin sayıları 257 ve sözlü soruların sayıları 127.
Kebap'sız meclis böyle çalışıyor... Şimdi milletvekillerimiz her öğle "ikibuçuk porsiyon acılı Urfa kebabı" yiyip, üzerine de bir sürahi ayran içince siz seyredin Meclis'i...