ÇARŞAMBA 29 NİSAN 1998
İyimserlik organik bitki gibi... Suladıkça büyüyor. Su verdikçe köklenip, boy atıyor. Enflasyon çıkmıştı yüzde 100'e, şimdi iniyor yüzde 100'ün altına. Faizler çıkmıştı yüzde 130'a, şimdi düşüyor yüzde 97'ye... Bütçe açığı 4.5 katrilyon olur diye hedeflenmişti. 2 katrilyona gerileyebilir beklentisi doğuyor. İç borçlanma hedefi tutacak diyorlar. Döviz rezervleri de zaten artıyordu, yükselmeye devam ediyor. KİT'ler Aralık ayından beri ürünlerine zam yapmıyorlar.
Yaşasın iyimserlik...
Nasrettin Hoca'nın kaybolan ve sonra bulunan eşeği gibi bir iyimserlik, bir iyimserlik...
İyimserlik hapşırık gibi...
İnsanlar arasında en adil dağılım hapşırma kabiliyetinde oluyor. Her insanın hapşırma kabiliyeti, gücü, sahipliği var. Kadın-erkek, baba-oğul, anne-kız, dede-torun farketmez. Herkes hapşırabilir. İyimserlik de öyle. Her insan iyimserlik salgılarına sahip... Kurar beklentisini hoşluklar üstüne ve iyimser olabilir. Fakat ekonominin iyimser içerikli olabilmesi için gerçekten ne yapıldı?
Herkes birbirine gaz veriyor...
Ekonomide göstergeler iyi...
Sinyaller çok olumlu...
Tablolar toz pembe...
Hem ekonomi büyüyor...
Hem tüketim canlı...
Hem üretim fevkalade...
Hem de enflasyon iniyor...
Gerçekten ne oldu?
Ne yapıldı da iniyor?
Zaten fiyatlarla faizler olduğundan fazla şişirilmişti, bu yüzden inmesi gerektiği için mi iniyor; yoksa 20 yıldan beri kapanması gereken kara delikler kapanmaya başladığı için mi iniyor?
İnsan iyimser yaratık...
İyimser olmak için unutuyor...
Ne çabuk unutuldu?
Türkiye'de alev alev yanan enflasyonu ve buna bağlı olarak yükselen faizlerle, artan döviz fiyatlarını körükleyen şu ünlü "kara delikler" değil miydi?
Turgut Özal'ın söz verdiği...
Fakat kapatamadığı...
Süleyman Demirel'in söz verdiği. Fakat sözünü tutmayıp...
Çankaya'ya kaçtığı...
Tansu Çiller'in söz verdiği...
Fakat kapatmayı beceremediği.
Erbakan'ın söz verdiği...
Fakat nefesinin yetmediği...
Bu kara delikleri kapatmak için Mesut Yılmaz Hükümeti, ne yaptı? Yani İsrail'de yüzde 800'e çıkan enflasyonu durduran adam Merkez Bankası eski Başkanı Frankel'in, ya da Arjantin'de 45 yıldır süren yüksek enflasyonu şak diye kesebilen eski Maliye Bakanı Domingo Cavallo'nun yaptıklarını mı gerçekleştirdi? Kimseye belli etmeden, göstermeden, sezdirmeden, kimseyi kırmadan, incitmeden mi yaptı?
Bunu yaptıysa...
Ekonomide nobel alır...
Böylece Türkler'in ilk defa...
Nobel almış başbakanı olur...
Gerçekten ne yaptılar?
Delikleri hatırlayalım...
PKK deliği...
SSK deliği...
Tarım deliği...
Belediyeler deliği...
Otoyollar deliği...
Tarım birlikleri deliği...
KİT'ler deliği...
Devlet bankaları deliği...
Mali sektör deliği...
PKK iyice bitişe girdiği için Güneydoğu Anadolu'da terör için ayrılan para azaldı ve PKK deliğinde iyileşmeler oldu diyelim. Dünya petrol fiyatları da 25 dolardan 12 dolara indiği için KİT açıklarında da bir miktar azalmalar oldu varsayalım. Fakat diğer delikler olduğu gibi duruyor. SSK, 1,5 katrilyon açık vermeye devam ediyor, devlet bankaları yüzde 90'dan topladıkları parayı yüzde 60'la tarım kesimine ve diğer kesimlere kredi olarak veriyorlar. Belediyelerin ve tarım birliklerinin açıkları sürüyor. Tarım kesiminde büyük çiftçi mi alıyor, küçük çiftçi mi alıyor, aracının elinde mi kalıyor belli olamayan çapraz sübvansiyonlar da devam etmekte. Cep telefonu GSM lisans hakkından 1 milyar dolar, Petrol Ofisi ile İş Bankası'nın satışından da 1.5 milyar dolar gelecek ve bu dış borçlanmadaki eksikliği telafi edecek... Tamam da bütünüyle yüksek faizli ve köküne kadar kazık dış borçla yapılan otoyolların açtığı delik duruyor.
Delikler kapanmadı...
Fakat iyimserlik yayılmakta...
Delikli iyimserlik çok sürmez...