ÇARŞAMBA 29 NİSAN 1998
Kişiyi nasıl bilirsin? Kendim gibi... Almanya'da Kohl iktidardan gidici, yerine Schroeder gelici gibi ya, bizim buralarda büyük beklentiler içine girildi. Bilmiyoruz ki iktidarlarla birlikte dışa yönelik devlet politikasını da altüst edip günlük politika yapmak bize mahsus bir maskaralıktır...
Sanki Alman Sosyal Demokratları, Türkiye ve Türklere kalp çerçeveli pembe camlardan bakacaklar. Benim bildiğim Bonn'da her kim iktidara gelirse gelsin, ne Türkiye'ye karşı takınılan tavır farklılaşır ne de başka ülkelere karşı olanı. Zaten sosyal demokratların dış politika sözcüsü daha geçen gün "İktidara gelirsek Türkiye politikamız değişmeyecek" demedi mi?
Unuttuğumuz birşey daha var. 16 yıldır Bonn'daki yastığından vazgeçmeyen Kohl sürekli dört ayağının üzerine düşen dokuz canlı iri bir kedi. Üstelik de siyaset sahasında iyi top koşturan bir kedi... Bana kalırsa pusu kurmuş, 90'ıncı dakikada çekeceği penaltıyı bekliyor.
Saksonya Anhalt eyaletinde geçen hafta sonu yapılan seçimler "Schroeder Efekti" dediklerinin sosyal demokratlara getire getire yüzde 1,9 artı oy sağladığını gösterdi.
Sosyal demokratların büyük başarısı diye takdim edilen sonuç bu işte!
Saksonya Anhalt bir Doğu Alman eyaleti. Burada Türk falan da yok. Buna rağmen yabancı düşmanlığı almış başını yürümüş. Nitekim asıl ilginç olan, 12 üye ile ilk kez parlamentoya giren aşırı sağcı Alman Halk Birliği DVU'nun gösterdiği ilerleme. Demek ki en büyük başarı radikal sağınki...
45 yıl kapalı yaşayan Doğu Alman eyaletleri, yıllardır yabancılarla içiçe olan Batı eyaletlerinden çok daha müsait ırkçılığa. Böyle olmasının bir sebebi de yüksek işsizlik.
Almanya siyaset-ekonomi ilişkisinin en çok önemsendiği Avrupa ülkesi. Doğu Almanya'daki işsizlik oranı ise yüzde 20'lerde gezinerek rekor kırıyor.
Alman Sosyal Demokrasinin farklı baktığı nokta burası işte, yoksa devlet politikaları mıh gibi yerinde duruyor.
Her çağ kendi yanıtlarını bulmak zorundadır... Böyle demişti Almanların ünlü sosyal demokrat lideri Willy Brandt. Almanya'da, İngiltere'de, Fransa'da ve nihayet Türkiye'de sosyal demokrasi dönemin sorunlarına yeni cevaplar bulmaya çalışıyor.
CHP'nin dün basına dağıtılan Yeni Bir Dünya İçin Yeni Bir Sosyal Demokrasi kitapçığı uluslararası sosyal demokrasiden esinlenmiş, küreselleşme gerçeğini kabullenen içi dolu bir belge. Bir diğer amacı da, CHP'nin Avrupa Birliği, Kıbrıs, siyasal İslam gibi konularda yeni yaklaşımlarını sergilemek.
Nasıl ki Schroeder Almanya'yı kasıp kavuran işsizlik konusunda daha müdaheleci bir tavır sergileyerek İngiltere'deki Tony Blair çizgisinden ayrılıyor, CHP'nin de ekonomide kendine özgü tavırları olması çok doğal...
Sonuçta herkes etrafı serbest piyasadan edindiği kendi gözlüğüyle seyrediyor. Küreselleşme tek model gözlük demek değil. Fakat kitle partileri ister solda, ister sağda, ister İngiliz, ister Alman olsunlar devlet politikaları değişmiyor.