kapat

ÇARŞAMBA 29 NİSAN 1998

'Ya uy, ya da güle güle'

CHP lideri Baykal, Başbakan Mesut Yılmaz'la yaptıkları anlaşma konusundaki tartışmaları, "Ya anlaşmaya sahip çıkarlar ya da onlara uğurlar olsun, bu hükümete hayatta başarılar dilerim" diye yanıtladı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, siyasetin yol ayrımında olduğunu, bu hafta takınılacak tutumun, yapılacak açıklamaların birçok şeyi belirleyeceğini söyledi. Mesut Yılmaz'la 23 Nisan'da yaptıkları görüşmede bir umut kapısı açıldığını, tereddütleri ortadan kaldıran bir noktaya varıldığını ifade eden Baykal, "Siyaseti sürüklenmeden çıkarıp belirleyici olma konumuna getirme noktasında anlaşmıştık" dedi.

"En uzun başbakanlığı"

Baykal, konuşmasında, hükümet kurulurken CHP'nin bu hükümete ortak olmadığını, hükümete vadeli ya da vadesiz bir destek vaadinde bulunmadığını, bir muhalefet partisi olarak görev yapacağını ortaya koyduğunu yineledi. Baykal, buna karşılık yerli yersiz, gerekli gereksiz bir hükümet bunalımı çıkartmama sorumluluğu içinde davrandıklarını da söyledi. Bu çerçevede hükümetin 10 aydan bu yana görev yaptığını belirten Baykal, "Mesut Yılmaz hayatının en uzun başbakanlığını CHP'nin gösterdiği özen sayesinde yaptı" diye konuştu.

CHP'nin bu dönemde sorumluluk sergileyerek çok başarılı bir dönem geçirdiğini kaydeden Baykal, kimsenin bunun aksini söylemeye hakkı olmadığını söyledi.

"Hükümet devam etmeli"

"Hükümet görevine devam edebilir, etmelidir" diyen Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ama hükümet, politikalarının CHP tarafından sahiplenilmesini, CHP'nin buna mahkum olduğu anlayışıyla devam etmek isterse bunun şartlarının olmadığını söylemek zorunda kalırız. Hükümet, CHP'nin inandırıcılığından, ilkelerinden, özünden birşeyler alıp, gücünü zaafa sokacak şekilde devam etme talebini bizim önümüze koyamaz."

"Hükümete hayat öpücüğü"

Baykal, hükümetin gündeminde, başta irticayla mücadele yasaları olmak üzere çok sayıda tasarının bulunduğunu, ancak bunu çıkaracak gücü olmadığını savundu. İrtica yasaları için muhalefetin desteği olmadığını, ANAP'ın inancı, güveni, hevesi, kararlılığı bulunmadığını ileri süren Baykal, "Ya bunu açıkca itiraf edip vazgeçecekler ya da iyi niyetli ciddi bir çaba içine girecekler" dedi.

Meclis'in tatile girmesine kısa süre kaldığını, bu sürede hükümetin gündemindeki tasarılara destek için bir altyapı oluşturması gerektiğini ifade eden Baykal, "Hükümetin yeni bir hayat öpücüğüne ihtiyacı olduğu açık değil mi?" dedi. Baykal, Başbakan Yılmaz'ın bu çerçevede yeni bir işbirliği oluşturma gereği içinde kendileriyle temaslarda bulunduğunu anlattı.

"Aramızda ihtilaf yoktu"

Başbakan Yılmaz'la, yerel ve genel seçimlerin 1999 Mart ayında yapılması, 1 Ekim'den sonra bir seçim hükümeti kurulması, parlamentonun verimli çalışmasını sağlayacak önlemlerin alınması konusunda mutabakata vardıklarını bildiren Baykal, görüşme sırasında ortaya bir ihtilafın, bir tereddütün çıkmadığını söyledi. Baykal, Başbakan Yılmaz'ın bu konulardaki kabulünü daha önceden ortaya koyduğunu, bunu önceki görüşmelerinde ele aldıklarını belirterek, 23 Nisan'da gelinen noktanın tüm bunların son halkası olduğunu ifade etti.

"Anlaşmanın arkasında mı?"

Hükümet ortaklarının ise sadece seçim hükümetinin süresine takıldıklarını belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siyaset adamı ciddi olmalıdır. Verdiği sözü ciddiye alacak mı, almayacak mı? Yaptığı anlaşmayı taşıyabilecek mi, taşıyamayacak mı? Bu konu şimdi özünden daha fazla önem taşıyor. Yılmaz, ciddi bir sınav veriyor. Bu sadece bugünle ilgili değil yaşamı boyunca kendisini takip edecek. Bir hükümet, bir başbakan verdiği sözlerden sıyrılma bahaneleri içine girmemelidir. Bunu yapmasını isteyenler, Yılmaz'ı alkışlayanlar, kendisini yanıltmasın. Mesut Yılmaz'ın yaptığı anlaşmanın arkasında durup durmadığını görmek istiyoruz.

Yılmaz, (Baykal, yeni bir değerlendirme yapsın) diyor. Anlaşılan o yeni bir değerlendirme yapmış. Soruyorum, bu üç mutabakattan hangisinden vazgeçti, niçin vazgeçti, bunun yararı nedir?"

Baykal, Yılmaz'la yaptıkları anlaşmanın kriz potansiyelini ortadan kaldıracak, ülkenin geleceğini belirsizlikten kurtaracak, seçim tartışmasını 1999 Mart ayına kadar durduracak bir anlaşma olduğundan kuşku duymadığını vurguladı. Yılmaz'la yaptıkları anlaşmanın "yırtılması" halinde ortaya karışık bir durumun çıkacağını ve bunu isteyenlerin de yaşananlardan şikayet etme hakkının kalmayacağını ifade eden Baykal, Türkiye'nin bu şansı kullanamadığı için büyük üzüntü duyacağını da belirtti.

"Balayı sona eriyor"

Hükümette balayı döneminin sona erdiğini, daha sıkışık bir döneme girildiğini kaydeden Baykal, şikayetlerinin somutlaşmaya başladığını, sessiz ve sabır içinde idare etme limitlerinin sonuna yaklaştıklarını, üstelik parlamentoda seçim isteyen büyük bir çoğunluğun bulunduğunu vurguladı. "Yıkarsan yık" anlayışının tam bir bunalım tahrikçiliği olduğunu kaydeden Baykal, şöyle konuştu:

"Başbakan'ı, bunalım tahrikçilerinin tuzağına düşmemesi konusunda uyarıyorum. Ucuz, meydan hitabeti uslubuyla krıtik durumdaki istikrarın, huzurun bozulması tercih edilirse şikayet haklarını kaybederler.

Hükümet yol ayrımında. Bir bardak suda fırtına koparmak isteyenlerin, kuru gürültüyle ortalığı karıştırmak isteyenlerin etkisinden çıkmanın sorumluluğunu, manevi cesaretini, liderlik cesaretini Yılmaz gösterecektir ve anlaşmasına sadık kalma onurlu davranışını ortaya koyabilecektir, gereğini yapabilecektir. Ya da olmuyorsa hem kendi ciddiyeti ortadan kalkacaktır hem Türkiye'nin istikrarlı bir geleceğe yönelme şansını ortadan kaldıracaktır.

Meclis'te hükümet dışındaki çoğunluk 'seçim' diye bastıracak. CHP de, bu konumda olacak. (İsteyen istediğini yapsın) anlayışı ile bu iş gitmez. Yılmaz'a bu yola girmesini kesinlikle tavsiye etmiyorum."

CHP ile yaptığı anlaşmadan dolayı Başbakan'a haksız eleştirilerde bulunulmasının siyasetin gereği olduğunu ifade eden Baykal, liderliğin bu yükü taşıyabilmeyi gerektirdiğini söyledi. Baykal, "Bu hükümeti siz taşıyorsunuz" eleştirileri yöneltildiğinde kendilerinin de bu eleştirileri göğüsleyeceklerini bildirdi.

"Değişen bir şey yok"

Baykal, Türkiye'nin 10 ay sonra hükümetin kurulduğu noktada bulunduğunu ve Türkiye'de "cadı kazanı" psikolojisinin kendisini göstermeye başladığını ifade ederek, korkuların ve kaygıların ülkeye egemen olduğunu söyledi. Dünyadaki petrol fiyatlarının düşüşünün ülkeye olumlu katkıda bulunduğunu, ancak yüzde 70'lerde alınan enflasyonun yüzde 100'lere çıktığını anlatan Baykal, "Yüzde 101'den yüzde 98'e inince 40 gün 40 gece şenlik yapıyorlar. Türkiye'de değişen bir şey yok..." dedi.

Ekonomide, rejimde, insan haklarında yaşanan 10 ayda hiçbir olumlu gelişmenin kaydedilmediğini öne süren Baykal, "Büyük umutlarla çözüleceği söylenen Susurluk'ta da bir gelişme yok. Susurluk, Ankara'yı ezmiş geçmiş, koca koca bakanları, Başbakanı ve Cumhurbaşkanı'nı ezmiş geçmiş" diye konuştu.

"Size uğurlar olsun"

Baykal, hükümetin yargı kararlarını uygulamayarak Refahyol dönemini tekrar yaşattığını savunarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye'de böyle bir ortamda sözüne güvenilir, ilkeli bir muhalefet partisine ihtiyaç var. CHP bu görevi yapıyor. Herkes şunu bilsin ki, CHP'yi kimse tutsak alamaz. Biz halka ilkelerimize ve tarihimize karşı sorumluluk içinde görevimizi sürdürüyoruz. Karar hükümetin, ya anlaşmaya sahip çıkarlar, önümüzdeki dönemde sorumlulukla görevimizi yerine getiririz, ülkemizi her türlü bunalımdan sakınarak salim bir seçim ortamına götürürüz. (İsteyen istediğini yapsın. Hükümeti istedikleri anda yıksınlar. Konuşacak bir şeyimiz yok) diyorlarsa onlara uğurlar olsun. Hayatta bu hükümete başarılar dilerim."

Grup toplantısına Yılmaz'la yaptığı anlaşmadan dolayı Baykal'ı eleştiren 4 milletvekili katılmadı.


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr