PAZAR 26 NİSAN 1998
Yalan söylemenin bir yolunun da sayıların arzulanan şekilde toparlanmasından ya da tefsirinden geçtiği bilinir. İktisatçıları, istatistikleri kullanarak bilimsel yalanları gerçek diye vatandaşa pazarlamakla suçlayan çoktur.
Böyle şeyler sık sık oluyor. Örneğin, Borsa endeksinin 1000'den önce 500'e düştüğünü varsayalım. Borsadaki yatırımcı yüzde 50 zarar etti dersek, gerçeği yansıtır.
Bir adım daha atalım. Endeks kısa süre sonra 500'den 750'ye yükselsin. Borsa yüzde 50 arttı demeye hakkımız olur. Peki, yüzde 50 düşen Borsa tekrar yüzde 50 yükseldiğine göre, yatırımcının zararı kalmadı diyebilir miyiz?
Dememek gerekir. Çünkü, yatırımcı aslında endeksin 1000 puan olduğu günlere kıyasla hala yüzde 25 zarardadır. Yüzde hesabında kullanılan baz 1000'den 500'e indiği için, yüzde oranları birbiri ile karşılaştırılabilir nitelikte değildir.
Hesabın bu kadar açık olmasına rağmen, bazen iyi niyetle, bazen kasıtla, yukarıdakine benzer değerlendirmeler yapılır. Bir kısmı, oran oyunlarıdır. Başkaları, kullanılan sayılardan kaynaklanır.
Türkiye ekonomisinden bir örnek vermek istiyorum. 1997 yılı Ocak ve Şubat ayları ile 1998 yılı Ocak ve Şubat aylarının bazı verilerini karşılaştırırken çok dikkatli olmak gerekir.
Neden? Çok basit. Şeker Bayramı geçen yıl Şubat ayına denk geldi. Bu yıl ise Şeker Bayramı Ocak ayının son haftasına kaydı. Dolayısı ile, Bayram tatili bir yıldan diğerine ay değiştirdi.
Ne önemi var? Çok önemi var. Bayramlarda uzun tatil geleneği kentsel kesimlerde ve orta-üst orta sınıflarda artık yerleşti. Pek çok temel gösterge Bayram tatilinden etkileniyor.
Örneğin, Bayram ayında ihracat ve ithalat mutlaka azalıyor. Gümrüklerin açık olduğu gün sayısı düştüğünden, daha az muamele yapılabiliyor. İhracatçılar, esas itibariyle dış piyasaya bağımlı olduklarından Bayram öncesi sevkiyatı arttırıyor.
İthalatçılar Bayramda sanayinin ve alışverişin de yavaşlayacağını biliyor. O nedenle ithalat daha çok düşüyor.
1997'de, Ocak'ta 3.6 milyar dolar olan ithalat, Bayram yüzünden Şubat'ta 3.1 milyar dolara inmiş. 1998'de tam tersi olmuş. Ocak'ta ithalat 3.1 milyar dolar, Şubat'ta ise 3.7 milyar dolar.
Sanayi üretiminde aynı durumu gözlüyoruz. 1997'de Ocak endeksi 111.4, Şubat endeksi 96.8, Mart endeksi 119.2 olmuş. Yani Bayram sanayi üretimini önemli miktarda etkilemiş.
1998'de Bayram Ocak ayına kayınca, Şubat'ta sanayi üretiminde geçen yıla kıyasla yüzde 15.6 artış gözüküyor. Endeks 112'ye çıkıyor. Demek ki, Şubat ayı sayılarına bakarak bir genellemeye gitmek çok gerçekçi değil.
Şunu söylemeye çalışıyorum. Ekonominin seyrini Ocak ve Şubat sayılarına bakarak tahmin etmekte zorlanıyoruz. En azından Mart sayılarını beklemek gerekiyor. Mart'ta geçen yıl da bu yıl da Bayram yoktu. O bakıma Mart sayıları daha sağlam bir karşılaştırma olanağı sağlayacak.
Bir ay önce 1998'de büyüme hızında ciddi bir yavaşlama beklediğimizi yazmıştık. Şimdilik bu beklentimizi değiştirmedik. Ocak-Şubat döneminin yayınlanan sayıları bu beklenti ile çelişmiyor.
Fakat, karşılaştırma zorlukları nedeniyle, beklentiyi doğruluyor da diyemiyoruz. Eğer beklediğimiz yavaşlama olursa, enflasyon tahminlerimizi de birkaç puan aşağı çekmek gerekebilir.
Son bir uyarı daha. Bu yıl Nisan'da Kurban Bayramı tam bir hafta ekonomik faaliyetlerin durmasına neden oldu. Geçen yıl Kurban Bayramı bu kadar uzun sürmemişti. O bakıma, esas manzarayı görmek için Mayıs sayılarının yayınlanmasına kadar sabretmek belki daha doğru olacak.