PAZAR 26 NİSAN 1998
Yılmaz, Baykal görüşmesinin ardından gelen, "Ekim'de yeni hükümet, Mart'ta seçim" açıklaması, "Tarafsız Başbakan kim olacak?" sorusundan sonra, şimdi de bir başka önemli stratejik soruya neden oluyor.
Bu soru şu:
- Seçimde ittifaklar nasıl oluşacak?
Bu soruya yönelik birkaç senaryo geliştiriliyor.
Bu senaryolara geçmeden önce, dün sabah Bülent Ecevit'le yaptığım konuşmanın önemli bulduğum bir detayını aktarmam gerekiyor.
Bülent Bey, henüz ortada hiçbir partinin kararı olmadığını söylüyor ve şöyle diyor:
"Ben, yarın (bugün) partimin yetkili organlarını toplayıp, seçim meselesini görüşeceğim."
Ecevit bunu söylerken, Mesut Yılmaz'ın da bir parti kararı açıklamadığına dikkat çekiyor.
Bülent Bey, bu konularda çok titizdir. Özellikle siyasetin detayları, ilk bakışta görülmeyen ayrıntılarına dikkat çekip, sonuçlarına yönelik ipuçları verir.
Bu nedenle Ecevit'in, "daha henüz seçim için bir parti kararı yok" sözü önemli.
Tahmin ediyorum, Mesut Bey de, Baykal'la yaptığı görüşmeyi partisinin yetkili organlarına taşıyacak.
Belki de o organlardan Ekim'de bir yeni seçim hükümeti düşüncesine onay çıkmayacak. Ya da seçim tarihinin bir yıl önceden açıklanması tepki yaratacak.
Tabii bütün bunlar bugünden itibaren başlayacak bir tartışmanın ilk sinyalleri olarak değerlendirilebilir.
Bütün bu gelişmelerin ötesinde artık Türkiye'nin bir yıllık seçim gündeminin dışında kalması zor görünüyor.
Böylece seçim senaryoları gizliden gizliye kulislere hakim olmaya başlıyor.
Örneğin şu senaryo:
- DYP ve FP'nin seçimde işbirliği yapması, buna MHP'nin de katılması...
Bu senaryoya göre, FP bazı deşifre olmamış isimleri özellikle Orta Anadolu'da ve Karadeniz'de DYP'den aday gösterebilir. Kuvvetli oldukları yerlerde iki parti birbirlerini destekleyebilir. Bu da bölünmüş durumdaki sol, bölünmüş durumdaki sağ manzarasından, yeniden bir Fazilet önceliği çıkarabilir.
Bu senaryo, "Türkiye açısından çok ciddi sonuçları olabilecek bir senaryo" olarak değerlendiriliyor.
Tartışmaların "omurgası" diyebileceğim bu senaryonun etrafında ANAP, DSP işbirliği, ANAP, MHP işbirliği gibi ihtimaller dile getiriliyor.
- Türkiye gerçek anlamda bir Siyasi Partiler ve Seçim Yasası değişikliği yapmadan seçime giderse ne olur?
- Türkiye, sağ ve soldaki bölünmüşlükle seçime giderse nasıl bir sonuç doğar?
Evet, bugün üzerinde durulması gereken en önemli sorular bu şekilde özetleniyor.
Bu soruların cevapları belki de bir seçim atmosferinde enflasyonla mücadeleden çok daha önemli hale gelebilir.
Türkiye'nin kısa vadedeki geleceğine yönelik hesap yapanların bu soruların cevapları üzerine mutlak düşünmeleri gerekiyor.
En azından önem sıralamalarını bu soruların cevaplarına göre gözden geçirmeleri gerekiyor.