PAZAR 26 NİSAN 1998
Türkiye'de siyasetin tıkanmışlığından, kısır döngüsünden haklı olarak sürekli yakınıyoruz. Çünkü siyaset kurumu uzun zamandır sorun çözmüyor, sorun biriktiriyor. Bir sorunun çevresinde kafa kafaya vererek çözüm üretebilecek uzlaşmalardan yoksun bir siyasi ortamda yaşıyoruz ne yazık ki.
Yıllardır öyle.
Bu yüzden bunalıyoruz. Çünkü iş yapmak çok güç bu koşullarda... Ama yine de insanın kendini karamsarlığa kaptırması yersiz. Çünkü her şeye rağmen güzel şeyler de oluyor, olabiliyor bu ülkede...
Belki şöyle denebilir:
Türkiye bir yerde Ankara'yı aşıyor. Siyasi başkent ayakbağı olsa da, aradan bir türlü çekilmese de, Türkiye'nin önünü tam açamasa da, bu ülkenin dinamik yapısı bütün olumsuzlara karşın çarkı iyiye doğru döndürüyor, güzellikler de yaratabiliyor.
İşte bunlardan biri:
İstanbul Bilim Merkezi Projesi...
Bu güzel proje hayal olmaktan çıkıyor, gerçekleşme yolunda hızla ilerliyor.
Emin olabilirsiniz!
İnsana gerçekten mutluluk veren, bu ülkenin geleceği konusunda iyimserlik aşılayan bir gelişme...
O yüzden bu pazar günü belki tembellik ediyorum. Çünkü köşemi bir başkasına bırakıyorum:
Dr. Ersin Arıoğlu...
İstanbul Bilim Merkezi Başkanı...
Yoksuluz!
Kişi başına milli gelirimiz ancak 3000 dolar. Dünyada 69. sıradayız. İleri ülkelerle aramız açılıyor.
Cahiliz!
Ülkede temel eğitim sorunumuz var. Eğitim için kişi başına ancak 120 dolar ayırıyoruz. Oysa dünya ortalaması 200 dolar. Ayrıca eğitimin kalitesi çok kötü...
Ekonomide çalışan nüfusumuz yeterli eğitime sahip değil. Sadece yüzde 7'si yüksek tahsilli. Yüzde 20'si ancak lise ve meslek okulu mezunu. Yüzde 53'ü ilk ve ortaokul mezunu. Yüzde 20'si ise yalnızca okuryazar...
Araştırma-geliştirmeye, yani AR-GE'ye gereken önemi vermiyoruz. Türkiye'de bunun için kişi başına sadece 15 dolar harcanırken, örneğin ABD'de bu miktar 900 dolar...
Ülkemiz endüstri için patent de üretmiyor, üretemiyor. Türkiye'de milyon kişi başına 1.6 patent üretilirken, Amerika'da bu sayı 2000 patent...
Bir önemli eksiğimiz daha var: Türkiye'de sorunlarımızı çözemiyoruz. Sorun çözme hızımız son derece yetersiz. Sorun çözmede öncelik ve bütünsellik yok. Ayrıca kaynak israfı var.
Türkiye'nin bu gerçeklerini bilen bir grup akademisyen, eğitmen, işadamı, yönetici ve sanatkar bir araya geldik ve 1995'de Bilim Merkezi Vakfı'nı kurduk.
İşte vizyonumuz:
Toplumun temel ve sosyal bilimlere, gelişen teknolojilere, Türk ekonomisinin lokomotif endüstrilerine olan ilgisini arttırarak; her yaş grubunun, fakat özellikle genç nüfusun bilgi, beceri ve üretim kabiliyetlerinin gelişmesine katkıda bulunmak... Böylece Türk toplumunun 'bilgi toplumu'na dönüşmesine ve ulusal ekonominin güçlenmesine yardımcı olmak...
İşte hedefimiz:
İstanbul'da yıllık 1 milyon ziyaretçi kapasiteli bir Bilim Merkezi kurarak Mart 2001'de açmak... Hedeflerimize uygun olarak ilk bilim şenliği ve bilim haftalarını başlattık. Ayrıca Deneme Bilim Merkezi bu ay içinde işletmeye alındı.
Tarihte bilim merkezi fikri ortaya ilk defa 17. yüzyılda atıldı. Bacon tarafından, Descartes tarafından... İlk bilim müzeleri ve merkezlerinin kuruluşu 1857'nin Londrası'na, 1860'ın Washingtonu'na uzanıyor.
Bugün dünyada 1000 tane bilim merkezi var. Yıllık ziyaretçi sayıları ise 250 milyon... Bilim merkezleri resmi olmayan eğitim kuruluşlarıdır. Bilim-teknoloji-eğitim alanlarının birleştiği noktaları temsil ederler.
İnsanlık geçen yüzyılda tarlalardan fabrikalara geçti. Şimdi bilgi toplumu çağına giriyor.
Yeni bir uygarlık bu!
Bilginin, araştırma ve geliştirmenin önemi ve değeri hızla artıyor. Entellektüel sermayenin önemi büyüyor. Bilgi-sermaye-mal-insan hareketliliği artıyor. Devletin ekonomideki ağırlığı azalıyor. Pazarlar uluslararası oluyor. Öğrenim hayat boyu devam eden bir süreç haline geliyor.
Değişim ve ilerleme demek olan bilim ve teknoloji böylece geleceğimizi şekillendiriyor.
Artık okuryazar olmak veya diploma sahibi olmak yetmez! Bilgi toplumları için bilgi-okuryazarı olmak gerekiyor.
İşte bütün bu nedenlerle, İstanbul Bilim Merkezi Projesi güzel projedir.
Çünkü bilimi halk diline tercüme eder ve anlaşılır kılar. Toplumda bilim şuurunu arttırır. Anlamlı öğrenmeyi sağlar. Büyük projeleri ve altlarında yatan bilimsel kuramları halka tanıtır. Toplumda bilimsel sinerji yaratır.
Bunların anlamı ise:
Daha kaliteli demokrasi... Toplumsal değişim ve sıçrama...
İstanbul Bilim Merkezi projesi artık hayal olmaktan çıktı, hızla gerçekleşme yolunda...
Siz de el verin!
Çünkü Bilim Merkezi Projesi bu ülkede güzel şeylerin de olabildiğini göseteren bir proje...
Adres: Bilim Merkezi Vakfı, İstanbul, Barbaros Bulvarı, Sinanpaşa İş Merkezi, 80690 Beşiktaş... Telefon: 90.212. 227 66 90, Faks: 90.212. 258 00 58...
İyi pazarlar!