kapat

PERŞEMBE 09 NİSAN 1998

Bir güzelin anatomisi

Zeynep Tokuş, Türkiye'nin son "güzellik kraliçesi"... Tokuş, şimdi çok mutlu, ancak anne-babasının ayrılığının yarattığı psikolojik sorunları, ayrıldığı iki nişanlının getirdiği hüzünleri unutamıyor

SEMA DENKER

Zeynep Tokuş, 30 Mart 1998'e kadar ismini duymadığımız bir genç kızdı. Ancak o gece İnterstar'ın güzellik yarışmasında kraliçe seçilince bütün Türkiye onu tanıdı. O andan itibaren de Zeynep'in hayatı değişti. Şimdi Zeynep kraliçe seçildikten sonra değişen hayatına ayak uydurmaya çalışıyor.

1978 doğumlu Zeynep Tokuş, üç çocuklu bir ailenin en küçüğü... Annesi Güzin Çolakoğlu ile babası Turgut Tokuş, Zeynep çok küçükken boşanmışlar. Ortaokula kadar babasının yanında Ankara'da yaşayan Zeynep daha sonra İzmir'e annesinin yanına gelmiş. Ankara-İzmir hattı arasında oldukça sıkıntılı günler geçiren Tokuş, genç yaşında iki kez nişanlanmış, ayrılmış. Psikolojik sorunlar yaşayan Zeynep, intihar girişiminde bulunmuş ve psikolojik tedavi görmüş...

"Pişmanlık duymuyorum"

Anne-babasının ayrılığı Zeynep'i her çocuk gibi çok üzmüş, çok etkilenmiş. Şimdi o günlerin kendisine bir tecrübe kattığına inansa da, pişmanlık duymadığını söylese de bir burukluk var içinde...

Zeynep, ortaokulun son sınıfında Ankara'dan İzmir'e annesinin yanına gitmiş ve liseyi bitirene kadar orada kalmış. Babasıyla da sık sık görüşmüş, tatillerde birlikte olmuş. Sonra üniversite öğrenimine, Bilkent'in Grafik Bölümü'nde başlamış ama devam edemeyip Bilkent serüvenine son noktayı koymuş. Çünkü stilist olmak istiyormuş. Kaydını dondurarak, yurtdışında stilistlik eğitimi almanın yollarını aramaya başlamış. Bu yıllarda annesiyle İngiltere'ye gitmiş, ancak orada stilist olabilmek için 5 sene okuması gerektiğini öğrendiğinde, bu süre ona çok uzun gelmiş ve Türkiye'ye dönmüş. Yaz geldiğinde de Ankara'da Elif Jülide Hanım stilistlik okuluna başlamış.

Zeynep Tokuş, aile içinde yaşanan ayrılıktan etkilenmiş. Ve bir dönem psikolojik tedavi görmüş. "Ben çok psikoloğa gittim. Çünkü babamı çok özlüyordum. Çok meşgul olduğu için sık sık görüşemiyorduk. Çok da yardımcı oldu bu seanslar" derken, kraliçe çok hüzünleniyor.

İki nişanlılık

İlk gençliğinin bu fırtınalı döneminde iki nişanlılık geçmiş Zeynep Tokuş'un başından. Bülent Akgerman ve Mehmet Özöner ile nişanlı kaldığı dönemler 6 ay sürmüş. Nişanlılıklarını bir aile sahibi olma isteğine bağlayan Tokuş, o dönemleri de yine dobra dobra anlatıyor: "Nişanlı olduğum dönemlerde yaşım çok küçüktü. Ama bende bir evlenme isteği vardı. Aile hasreti çektiğim için bir ailem olmasını istiyordum. Derken bu tip işlere kalkıştım. Dediğim gibi yaşım bu tür işler için çok küçüktü, dolayısıyla yürütemedim." Zeynep Tokuş şimdi, yaşadıklarına dönüp baktığında "İyi ki evlenmemişim" diyor ve devam ediyor: "Evlenmeden önce bir kadının her açıdan kocasından eksik olmaması gerektiğine inanıyorum. Ben de öyle bir seviyeye geldikten sonra ancak evliliği düşünebilirim. Yani çalışıyor olmam lazım, iyi para kazanıyor olmam lazım. Çünkü para çok önemli. Bir yerde hayatında yapmak istediğini her şeyi yapmış olman lazım ve geride bırakman lazım. Daha sonra da aşık olman lazım, sevmen lazım. Bundan belki altı sene sonra bu dediğim yere gelebilirim. O zaman da karşıma sevdiğim bir insan çıkarsa evlilik neden olmasın."

"Aldatma olmadı"

Zeynep Tokuş bunları söyledikten sonra bu kez nişanlılıklarında, bir "aldatma" olayının yaşandığı konusundaki dedikodulara getiriyor sözü: "Ben herkesle çok samimi olan, etrafımda sürekli insanların bulunmasından hoşlanan biriyim. Onlar benim arkadaşım diye düşünüyordum. Nişanlılık bir sorumluluk aslında ve ben de o sorumluluğu almaya hazır değildim. Zaten böyle bir sorumluluğu yapamadım, yerime getiremedim. Ama aldatma olmadı."

Kraliçe ile ilgili bir başka dedikodu ise, nişanlısı Mehmet Özöner'den ayrıldıktan kısa bir süre sonra intihar girişiminde bulunduğu yolunda. Bu konudan söz ederken ilaç içtiğini ama bunun intihar girişimi olmadığını belirtiyor Tokuş: "Aslında bu benim için bir intihar değildi. Başımın delicesine çatladığı kötü bir zamanımda yanlışlıkla alerji hapı almışım. Prospektüsünü okumadan almışım. Bu yüzden kaynaklanan bir şey oldu."

Zeynep Tokuş bir dönem zayıflama ilaçları da kullanmış. Bugün yaşadıklarını anlatırken, pişmanlığını da gizlemiyor: "Bir ara bir ilaç vardı İzomerit diye. Eczanelerde reçetesiz satılıyordu. Mezuniyet dönemimizde zayıflamak için aldık. Şimdi olsa yapmazdım. Psikolojik olarak çok zararlı bir ilaçmış. Çünkü beyin hücreleri de yağdan oluştuğu için, beyin hücrelerini de etkilermiş. Unutkanlık sebebi olurmuş, depresyon sebebi olurmuş."

'Durup dururken ağlıyordum'

Ve ilaç kullanımının Zeynep'te yarattığı etkiler... "Durup dururken böyle ağlıyordum mesela. Ağlamaya başladığım zaman, 'Hayır ilaçtan değil' diyorsun. Ama sonradan baktığımda, hakikaten öyleymiş diyorum. Unutkan olmuştum. İnanılmaz unutkandım."

Zeynep, yaşamına sığan duygular, ayrıntılar, özlemler ve üzüntülerden sonra gençlere şu mesajları veriyor: "Benim genç kızlara tavsiyem ne olabilir? Bence kendilerini geliştirsinler. En önemli gerçek bu. İnsan hayatını, başka bir insana, başka bir erkeğe göre hiç yönlendirmemeli. İnsan ilk başta kendini güçlendirmeli. Kendi bir yerlere gelmeli. 'Ben bu yolda ilerliyorum, benimle gelmek isteyen var mı?' demeli. Başkasının yoluna sapmamalı."


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr