Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Mart 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Ekonomi Gündem Siyaset Dünya Spor Yaşam
 
24 Saat
24 Saat
* Uzun süreli reflü hastalığının yol açabileceği ciddi sorunlar var mı?
Doğru tedavi uygulanmazsa, nadir de olsa çok ciddi problemler yaşanabiliyor. Yutma borusundaki sürekli tahriş sonucunda burada hareketlilik azalması söz konusu olabiliyor, Bu da yutma güçlüğü ile sonuçlanabiliyor. Daha ileri olgularda ise yutma borusu kısalabiliyor ve alt ucunda darlık gelişebiliyor. Sonucunda kişi, katı gıdaları yutamaz hale geliyor. En korktuğumuz komplikasyon ise; sürekli tahriş altında kalan yutma borusu alt ucunda kanser gelişimi. Tedavi edilmeyen reflü, çok uzun dönemde kanser riskini hatırı sayılır oranda yükseltiyor. Burada halk arasında ciddi bir korku yaratmak da istemem. Söz konusu risk, güneş ışığına maruz kalmanın cilt kanserine yol açabilmesi ya da sigara kullanımının akciğer kanseri riskini artırması gibi bir durum. Ancak uzun süreli reflüsü bulunan bir hastada, yutma borusu alt ucunda 'Barrett' diye adlandırılan bir yara gelişmiş ise, işte bu durum kanser habercisi olabilir. Reflü cerrahi olarak tedavi edilmeli ki, kanser gelişimi riski azaltılabilsin.

* 'Barrett', reflünün en tehlikeli aşaması mı?
Evet. Barrett, müzmin reflüsü olan hastaların yüzde 5-10'unda gelişir ve o hastayı yutma borusu kanseri gelişimi açısından, normal insanlara göre 100 kez daha fazla riske sokar. Barrett tanısı, sadece endoskopi yardımıyla alınan biyopsilerle konur. Barrett de kendi içinde ciddiyet açısından farklı aşamalar içerir ve erken Barrett'lide yapılacak iş, basit bir anti-reflü ameliyatı iken; gecikmiş Barrett'lide ise çok ciddi, kanser ameliyatı benzeri girişimler gerekebilir. Son senelerin yayınlarına baktığımızda; erken evre Barrett'lilerde başarılı anti-reflü ameliyatların, Barrett'te geriye dönüş, yani düzelme sağlanabildiği görülüyor.

ENDOSKOPİ YAPTIRDIKTAN SONRA ARABAYA ATLAYIP GİDEBİLİRSİNİZ
* Endoskopi, hastalar için çok zor değil mi? Ağızlarından boru yutmak zorundalar...
Endoskopi iki şekilde yapılıyor. Benim bu işi öğrendiğim Japonya'da genellikle geniz lokal anestezi ile uyuşturularak ve sadece hafif bir yatıştırıcı uygulayarak hasta uyutulmadan yapılıyor. Dolayısı ile çok çabuk, daha az masraflı ve hastanın işlemden sonra derhal arabasına atlayıp gidebilmesine olanak tanıyan bir yöntem bu. Bir de hastanın çok kısa süreli ve oldukça yüzeysel anestezi altında uyutularak yapılış şekli var. İşlemin uzun süreceğini bildiğimiz olgularda ya da hasta tahammülünün fazla olamayacağını düşündüğümüzde ya da hasta talebine göre, sıklıkla bu şekilde yapıyoruz. Bu yöntem biraz daha masraflı ve uzun sürüyor ve hasta işlem sonrasında araba kullanamıyor. Öte yandan endoskopi yapıldığını bile anlamıyor ve gerçekten hiçbir şey hissetmiyor. Hasta için her iki yöntemin de önemli bir riski yok.

BEBEKLERİN REFLÜSÜ GEÇEBİLİYOR
* Bebeklerde reflü görülürse, ileride onun bir reflü hastası olacağı söylenebilir mi?
Bazı bebekler doğal anti-reflü mekanizmaları tam gelişmeden doğmuş olabiliyor. Bu mekanizmanın tam anlamda gelişmesi doğumdan sonraki bir-iki yıl içinde gerçekleşebiliyor. Bu nedenle yeni doğan reflüsü de hamilelik reflüsü gibi bir hastalık olarak kabul edilmiyor, çünkü sıklıkla geçici bir durum. Çok nadiren bebeklik reflüsü yaşın ilerlemesine karşın geçmeyebiliyor ve erken çocukluk döneminde gerçek bir hastalık olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu durumda bazı ilaç uygulamaları gerekebiliyor. Bebek ve çocuk reflüsü tedavi edilebilir. Bunların ileride reflü hastası olacağı söylenemez.