Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Eylül 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Ailesi işadamı Kerem Dörter'i sabah evden uğurlarken, son fotoğrafı çektiklerini bilmiyorlardı. Kerem son gülümseyişten dakikalar sonra kontrolsüz şerit değiştiren bir cipin altında kaldı
Ali Kerem Dörter, 33 yaşında, başarılı bir işadamıydı. Hayatı dolu dolu yaşamayı seven, sportmen ve onu tanıyan herkesin sevgilisi... Yurtdışı seyahati dönüşü aldığı hediyeleri bir arkadaşına vermeye giderken yakaladı onu ölüm. Gittiği seyahatte aldığı özel korumalıklı ve yanmayan kıyafetinin içinde, tutkunu olduğu iki tekerlek üzerinde. O günden geriye, ailesiyle geçirdiği keyifli sabah kahvaltısının ardından çekilmiş bu birkaç kare fotoğraf kalacaktı... Boğaziçi Köprüsü'nden çıkmış kontrolsüz şerit değiştiren bir cipin ani manevrası yüzünden Dörter ailesinin biricik oğlu Kerem'in hayatını kaybetmesinin üzerinden tam 2.5 yıl geçti. Baba Zafer Dörter, oğlunun tutkusunu anlamak, onun gezdiği yollarda gezmek için motosiklet ehliyeti aldı. "Ama kullanmak bir türlü içimden gelmiyor" diyor, eşi ve kızı ile oğullarının fotoğraflarına bakarken. Kerem'in kız kardeşi Sinem Dörter ise "Ağabeyimle birlikte ben de motorla seyahat ederdim. Artık motorlara trafikte saygı duyulsun, motosikletler fark edilsin" diye isyan ediyor.

Adrenalin, tutkusuydu
Ehliyet alma yaşı tutar tutmaz ilk motosikletini taksitle aldı Kerem Dörter. "Çocukluğundan bu yana rüzgar sörfü ve kayak yaptı. Profesyonel dalıcıydı. Motosiklet kullanması bizi hep ürküttü, karşı çıktık" diyen baba Zafer Dörter "Adrenalin onun için tutkuydu" diye fısıldıyor. Güvenli sürüş için her türlü ekipmana sahip olan Kerem, motosikleti ve kendi güvenliği için para harcamaktan kaçınmıyordu. Diğer motorcu arkadaşlarıyla Türkiye'yi dolaşan genç işadamınınbabasıyla birlikte çalıştıkları şirketleri her geçen gün büyüyordu ve Kerem'in kaptan koltuğuna oturması bekleniyordu, o elim kaza olmasaydı. Kaza haberini alan aile apar topar Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne koşmuştu. Biricik oğullarını başka bedenlerde yaşatmaya karar veren aile, Kerem'in organlarını bağışlamak istedi ancak geç kalınmıştı. "Kerem hâlâ benim yanımda yaşıyor, onu her an hissediyorum" diyen kız kardeşi Sinem, "O hayat dolu bir insandı, organlarının birine hayat vermesini isterdi" diye konuşuyor.

Geçen her motorluyu Kerem zannediyorum
Oğullarının ölümünün ardından yaklaşık 2.5 yıl geçmesine rağmen hâlâ içlerindeki yangını söndüremeyen Dörter ailesi, trafik canavarının duracağına inanmıyor. "Yanımdan her motorlu geçtiğinde Kerem geçiyormuş gibi hissediyorum" diyen anne Semra Dörter, "Her gün Kerem gibi yeni canlar gidiyor, motorlara trafikte saygı duyulmuyor" diye yakınıyor. Kerem'i yaşatmak için sevenleri tarafından her yıl onlarca ağaç dikiliyor. Acılı babanın şimdi tek amacı ise oğlunun adını yaşatacak bir okul yaptırmak.