Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Temmuz 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Kıbrıs'ta son tango oynanmaya başladı. Bu kez sorun ya çözülecek ya çözülecek. Kıbrıs ya AB çatısı altında birleşecek. Yani Denktaş ve yandaşlarına göre 'Girit'leşecek! Ya da adada iki devlet kabul edilecek. Yani Çek ve Slovak modelinde olduğu gibi bir "kadife ayrılık" yaşanacak. Başka bir deyişle ya Kıbrıs'ta Türklerin kurtulamadığı "Girit sendromu" yaşanacak ya da Rumların korkulu rüyası "Hatay" modelinin yolu açılacak. Hangi çözüme daha yakınız derseniz, kesin bir cevap vermek zor. Çünkü Kıbrıs satrancı bitmedi. Ama bu dosyada, oynanan son tangoyu okuyacaksınız.
TALAT UZLAŞMADA ÇÖZÜM ARAYACAK
Hristofyas ile Kıbrıs'ta son hamleleri oynayan Talat, "2003'ün heyecanı yok ama sorunun çözümü için imkânların olduğu bir dönemdeyiz" dedi.

Kıbrıs davasını çözmek için şimdiye kadar kimler kolları sıvamadı ki? Kurt Waldheim'den Butros Gali'ye, Perez De Cuellar'a, Lyndon Johnson'dan, Jimmy Carter'a ve Richard Nixon'a... Kimler geldi kimler geçti! Gelenler de "Bir ayda çözerim" dedi ama Bosna savaşını durdurup tarihe geçen Richard Holbrooke bile bir ayda havlu attı.

Türkiye ve Kıbrıslı Türkler eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı bile gözden çıkarıp eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın planına "Evet" dediler ama yine olmadı. Peki Denktaş'ı sandıkta yenen ve KKTC Cumhurbaşkanı olan, Mehmet Ali Talat, Rum Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas'la bu kez sorunu çözebilecek mi? Talat, Hristofyas'la başlattıkları yeni sürecin nasıl bir fırsat penceresi olduğunu uzun uzun anlattı ve "2003 yılının heyecanı yok ama sorunun çözümü için imkanların olduğu ilginç bir dönemden geçiyoruz. Bizi nereye götürecek bilemiyoruz" diye kaygısını da vurguladı. KKTC Cumhurbaşkanı'nı, 2 saat boyunca soru yağmuruna tuttuk.

Her zamanki gibi son der soğukkanlı ve kararlıydı. "Çözmek zorundayız" diye ısrar etti. "Kıbrıs satrancında uzlaşmacı taraf olacağım" dedi. "Ya Hristofyas her tavizi cebe atıp yenisini isterse" sorusuna da Talat, "Çözüm olmadıkça Kıbrıs'ta elimizde olanlardan vazgeçmeyiz" yanıtı verdi.

TANGO NASIL BAŞLADI?
Talat ile Hristofyas uzun yıllar Kıbrıs sorununun çözümüne aynı pencereden baktılar. Aralarındaki ilk büyük çatlak Annan Planı'nın referanduma sunulması sırasında yaşandı. Hristofyas sözünü tutup plana "Evet" demeyince Talat ilk hayal kırıklığını yaşadı. 4 yıl sonra iki lider bu kez "Cumhurbaşkanı" olarak masaya oturdular.

21 Mart 2008'de ilk kez buluşup sorunun çözümüne yönelik kapsamlı müzakerelere hazırlık amacıyla 6 çalışma grubu, 7 teknik komite kurdular. 23 Mayıs 2008'de BM arabuluculuğunda yeniden bir araya geldiler ve "uluslararası tek kimliğe sahip, iki eşit kurucu devlete dayanan bir federasyon " konusunda anlaştılar. Bu çok önemli bir adımdı çünkü Hristofyas ilk kez şiddetle karşı çıktığı "iki kurucu devlet" esasını kabul ediyordu. Talat'la Hristofyas arasındaki bu mutabakatın ardından Rum kesiminde kıyamet koptu ve Hristofyas 5 Haziran'da Londra'ya gidip İngiltere'yle ortak bir bildiri yayınladı. Bu bildiride "iki kurucu devlet" kavramı silindi.

"GÜVENİYOR MUSUNUZ?"
5 Haziran bildirisinden sonra kafalardaki soru işaretleri arttıran Hristofyas "Biz Talat'la adanın askersizleştirilmesinde anlaştık" açıklaması da yaptı. Gerçekten KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, "Türk askeri adadan gidecek" sözü verdi mi? Talat'a bunu açıkça sordum. Talat, "Tabii ki şu andaki asker sayısı çözüm koşullarında kalmayacak.

Çözümde öngörülen askerler dışında askersizleştirmeyi kabul ediyoruz" diye yanıtladı. Eğer öyleyse, iki lider arasında derin bir görüş ayrılığı var. Çünkü Hristofyas, adadaki Türk ve Yunan askerlerinin tümüyle çekilmesini istiyor. Talat'a "Hristofyas'a güveniyor musunuz?" diye sordum. Talat düşünmeden "Hayır güvenmiyorum" dedi ama ne olursa olsun Kıbrıs satrancını uzlaşmacı taşlarla oynayıp Rumları mat etmekte kararlı görünüyor. Bakalım mat edebilecek mi?