SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
  » Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Şemdinli iddianemesi

Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın, Orgeneral Büyükanıt'ı 'yargıyı etkilemeye çalışmak', 'örgüt kurmak', 'sahte belge düzenlemek' ve 'görevini kötüye kullanmakla' suçladığı Şemdinli iddianamesi, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İşte olay yaratan iddianamenin tamamı.

Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan Şemdinli iddianamesi, 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Müdahil avukatlarından Cüneyt Caniş, Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'ndeki olaylarla ilgili Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından kabul edildiğini ifade etti...

OLAY YARATAN İDDİANAMENİN TAMAMINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ

Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya tarafından hazırlanan 100 sayfalık iddianamede, Hakkari İl Jandarma Komutanı Erhan Kubat'ın şüpheliler Ali Kaya ve Özcan İldeniz'i Yüksekova ve Şemdinli ilçelerini kapsayan bölgede bulunan örgüt mensupları hakkında bilgi elde etmek, istihbari ve operasyonel faaliyetlerde bulunmak amacıyla 9 Kasım 2005 tarihinden itibaren görevlendirdiği bildirildi.

Kubat'ın polis bölgesinde yapılacak bu çalışmayla ilgili mülki amirleri ve polisi bilgilendirmediği belirtilen iddianamede, Jandarmanın polis bölgesinde istihbarat çalışması yapamayacağı dolayısıyla 2559 sayılı polis Vazife ve Selayet Kanunu'nun Ek 7. 2803 sayılı Jandarma teşkilat görev ve Yetki Kanunu'nun 10. 12. Jandarma Teşkilat Görev ve Yönetmeliği'nin 19, 21, 146, 154. 15.07.1961 tarihli İşbirliği Yönetmeliği'nin 3 ve 4. maddeleri ile İçişleri Bakanlığı'nın 13.01.2005 tarihli genelgesine aykırı hareket ettiği kaydedildi.

İddianamede, bu noktada Şemdinli olayları sırasında ilçe merkezinde görevli olduğunu öne süren Jandarma personelinin üstlerinden emir aldıklarını öne sürdükleri, emir verenin kanunlara aykırı hareket ettiği belirtilerek şöyle denildi:

''Yine ilgili genelge gereği polis sorumluluk bölgesinde suç önleyici teknik izleme ve dinlemenin yapılmasının adli makamlardan talep edilmesinin kanuna aykırı bir durum ortaya çıkarttığı, bu açıklamalarla Hakkari İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Kubat'ın Hakkari Dağ Komando Tugayı'na, Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığı'na ve Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığı'na 8 Kasım 2005 tarihinde yazdığı görevlendirme yazısıyla güvenlik güçleri arasındaki koordinasyonun gereğinin yerine getirilmediği görülmüştür.

Bu yazı ile ilgili genelgede belirtilen (Aynı kolluk birimlerinin farklı il ve ilçelerde birbirlerinin sorumluluk alanlarına çalışma yapmasını gerektiren durumlarda müşterek hareket edileceği ve mülkü amire haber verileceği) hükmünü karşılamaktadır. Yine elde edilen delil ve ifadelerin mülki amirin görevin mahiyeti ve şekli hakkında bilgilendirildiğine ilişkin bir sonuç elde edilmemiştir.''

Hakkari İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Kubat'ın sıralı amirleri Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Erdal Öztürk ve Van Asayiş Kolordu Komutanı Selahattin Uğurlu olduğu kaydedilen iddianamede, ''Askeri hiyerarşinin yapısı gereği ve EMAYSA direktifleri gereğince, astın üstten habersizce onun bilgisi, izni, emri olmadıkça herhangi bir iş ve işlem yapamayacağı genel bir kural olarak düşünülürse, halen Hakkari Dağ Tugay Komutanı Erdal Öztürk ile Van Asayiş Kolordu Komutanı Selahattin Uğurlu'nun bu tür yasaya aykırı olarak yapılan istihbarat çalışmasından bilgisinin olmadığı düşünülemez'' denildi.

İddianamede, yasaya aykırı olarak istihbarat faaliyetleri ile ilgili Erhan Kubat, Erdal Öztürk ile Selahattin Uğurlu hakkında, görevi kötüye kullanmak suçundan görevsizlik verileceğinden soruşturma evrakının Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'na gönderilmek üzere tefrik edildiği ve Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği defterinin 2006/152 sırasına kaydının yapıldığı ifade edildi.

Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz ile PKK terör örgütü üyesi bir kişi arasında geçen konuşmalar ile Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in, Seferi Yılmaz hakkında yürüttükleri istihbari çalışmalar yer aldı.

Van Cumhuriyet Savcılığı'nın Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki olaylarla ilgili hazırladığı iddianamede, şüphelilerden Ali Kaya ile Özcan İldeniz'in 16 Temmuz 2004 tarihinden itibaren Hakkari İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde astsubay olarak görev yaptıkları bildirildi.

İddianamede, Hakkari'de yaşayan şüpheli Veysel Ateş'in, 1988 yılında PKK terör örgütüne katıldığı ve Hakkari, Yüksekova, Çukurca, Şemdinli ve Beştüşşebap bölgesinde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, örgütsel eğitim aldığı, 27.07.1991 tarihinde örgütten kaçtığı 29.04.1997 tarihinde Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaparak güvenlik güçlerine teslim olduğu ve tutuklanarak cezaevine konulduğu belirtildi. İddianamede söz konusu kişinin, 2000 yılında naklen geldiği Şemdinli Cezaevi'nde üç ay kaldıktan sonra Hakkari Kapalı Cezaevi'ne nakledildiği ve 2003 yılından itibaren de Hakkari İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından haber elemanı olarak kayıtlara alındığı ifade edildi.

İddianamede, şüpheli Ali Kaya'nın, İstihbarat Şube Müdürlüğü nezdinde genelde Hakkari merkezde görev yaptığı, şüpheli Özcan İldeniz'in ise Şemdinli ilçesinde istihbari çalışmalar yapmak üzere görevlendirildiği belirtildi.

Yapılan istihbari çalışmalarda Şemdinli ilçesinde ikamet eden ve Umut Kitabevi'ni çalıştıran PKK terör örgütüne yardım etmek suçundan soruşturma evrakı tefrik edilen Seferi Yılmaz'ın PKK terör örgütü üyesi olan Sabri kod adlı Ali Kısıkyol isimli kişiyle işbirliği içinde olduğunun belirtildiği iddianamede, Seferi Yılmaz'ın Şemdinli ilçesinde vergilendirme, eylem, istihbarat, birlik keşifleri ve sınır kaçakçılığı konusunda örgüte yardım etme ve örgüt adına para alma konusunda Şemdinli sorumlusu olduğunun tespit edildiği bu nedenle de takibe alındığının anlaşıldığına yer verildi.

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği'nin, 19.09.2005 günü önce Seyfullah Koç adına kayıtlıyken daha sonra Mesut Salıkbağra adına kaydedilen ve PKK terör örgütü üyesi Sabri kod adlı Ali Kısıkyol tarafından kullanılan telefonun, üç ay süre ile dinlenmesi, izlenmesi tespit edilmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve kayda alınmasına dair karar gereğince teknik takibinin yapıldığının anlatıldığı iddianamede, şunlar kaydedildi:

''04.11.2005 günü saat 16.32 sıralarında Sabri kod adlı Ali Kısıkyol ile Seferi Yılmaz'ın telefonda görüşme yaptığı... Telefon görüşmesine göre Ali Kısıkyol'un Seferi Yılmaz'dan bir adres istediği,Seferi Yılmaz'ın da Umut Kitabevi Şemdinli adresini verdiği... Ali Kısıkyol'un bu adrese Almanya'dan eşyaların geleceğini beyan ttiği...15.11.2005 günü saat 15.28 sıralarında Ali Kısıkyol'un amcasının oğlu olduğu ve halen asker olduğu anlaşılan bir kişi ile telefon görüşmesi yaptığı... Bu telefon görüşmesinin kapsamına göre Ali Kısıkyol'un amcasının oğlunun Ali Kısıkyol'a gönderdiği eşyaların bulunduğu Umut Kitabevi'nin havaya uçtuğunu söylediği... Ali Kısıkyol'un da amcasının oğluna gönderdiği eşyaların MP3 ve bir kalem olduğunu ve değerlerinin 300 avro olduğunu söylediği, amcasının oğlunun da Ali Kısıkyol'a eğer o eşyayı almazsak Şemdinli'nin Alay Komutanı'nın gideceğini beyan ettiği... Yine telefon görüşmelerinde kimlik bilgileri belli olmayan amcasının oğlunun, Ali Kısıkyol'a (O alçaklar onların ayakları altında bomba atmışlardı. Telefonla görüştüğüm adam altına bomba attılar.

Alçaklar bu ayın 9'unda) şeklinde sözler de söylediği... 04.11.2005 günü Ali Kısıkyol ile Seferi Yılmaz'ın kitabevine gelecek olan bu paketin PKK terör örgütünün dağ kadrosuna gönderileceği değerlendirmesini yapan Hakkari İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün, Seferi Yılmaz'ı takibe aldığı... Seferi Yılmaz ileilgili istihbari faaliyetler ve çalışma yapmak üzere şüpheli Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in görevlendirildiği... Şüpheliler Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in 7.11.2005 tarihinde yanlarında isithbari faaliyetlerde haber elemanı olarak kullanılan Veysel Ateş'in bulunduğu, her 3 şüphelinin Şemdinli ilçesinde 04.11.2005 tarihindeki telefon görüşmesinde bahsi geçen paketin ele geçirilmesi için ne şekilde hareket edecekleri konusunda değerlendirmeler yaptıkları... Paketin geleceği kişi olarak değerlendirilen Seferi Yılmaz'ın ev ve işerinin krokisini çizdikleri anlaşılmıştır.''

İddianamede, Seferi Yılmaz hakkında istihbari çalışmalar yapan ev ve iş yerinin krokisini çizen şüpheliler Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in,suç tarihi olan 09.11.2005 günü saat 08.00'dan itibaren görevlendirildiği ifade edildi. İddianamede, şüpheliler Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in, kendilerine gereken yardım ve kolaylığın sağlanmasını içeren Hakkari İl Jandarma Alay Komutanı Erhan Kubat'ın 08.11.2005 gününe ait görevlendirme yazısı ile görevlendirildikleri veyazıda Seferi Yılmaz hakkında elde edilmiş bilgi ve belgelerin adli makamlara iletilmesine ilişkin bir hususun bulunmadığı belirtildi.

Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, olay günü görevli askeri personelin araçlarında çıkan silahlardan birinin Uzman Çavuş Uğur Özdemir'e ait olduğu, ancak resmi kayıtlara göre Uzman Çavuş Uğur Yıldırım'a teslim edildiği, bunun da jandarma teşkilatının iç disiplinine uygun olmadığı belirtildi.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili olarak Van Cumhuriyet Savcılığı'nın hazırladığı iddianamede, şüpheliler Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş'in 7.11.2005 günü sivil 30 AK 933 plakalı araç ile Şemdinli ilçesine göreve gittikleri belirtildi.

İddianamede görevlendirmede Ali Kaya ve Özcan İldeniz bulunduğu halde, araçta üç kişilik silah ve mühimmattın bulunduğu kaydedilerek, araç içinde bulunan silahlardan birisinin uzman çavuş Uğur Özdemir'e ait olduğu, oysa bu silahın resmi kayıtlara göre Uğur Yıldırım adındaki bir uzman çavuşa teslim edildiği, bu durumun Jandarma Teşkilatı'nın iç disiplinine uygun bir uygulama olmadığı ifade edildi.

İddianamede, ''askeri bir disiplin ve hiyerarşi uygulayan ve her konuda ayrıntılı talimat ve yönergelerle iş ve işlemlerini yürüten Jandarma Teşkilatı'nın istihbaratçılarının, Hakkari gibi terörün yaşandığı ve her an her türlü olayın gerçekleşme ihtimali olan yörede çok miktarda silah ve mühimmat ile başkalarının eline geçmesi sakıncalı bilgi ve belgeleri 'sorumsuzca' otomobile koyup göreve çıkmış olmasının, gerek göreve çıkanlar gerekse bunları görevlendiren ve denetlemeyenler açısından ciddi bir tedbirsizlik ve dikkatsizlik'' olduğu bildirildi.

Şüpheli Ali Kaya ile Özcan İldeniz'in 9 Kasım 2005 olay günü yanlarında diğer şüpheli Veysel Ateş de olduğu halde 30 AK 933 sivil plakalı resmi araçla saat 11.00 sıralarında Şemdinli ilçesine geldiklerinin ifade edildiği iddianamede şöyle denildi:

''Şüphelilerin Şemdinli'ye geliş amaçlarının savunmaya göre Umut Kitabevi'ne terör örgütünün dağ kadrosuna gönderilmek üzere Almanya'dan gelecek paket olduğu... Bununla birlikte aleyhteki delillere mantıklı bir açıklama getiremeyip tam inkar durumunda olan şüphelilerin gerçek amacının ise 5 Ağustos günü terör örgütü tarafından Şemdinli ilçe Jandarma Komutanlığı Askeri Gazino geçişine konulan ve 5 askerin feci şekilde parçalanarak şehit olduğu olay ile 1 Kasımda Askeri Gazino'nun diğer tarafındaki sokağa park edilen otomobil içindeki bombanın patlaması sonucu 1 askerin gözlerinin kör olduğu bir çok kişinin ve sokağın adeta yıkıldığı olayın sorumlusu olarak kabul ettikleri Seferi Yılmaz'a, onun ve bağlantılı terör örgütünün kullandığı yöntem ile cevap vermek olduğu hususunda yargılamaya yeterli delil bulunduğu anlaşılmaktadır.''

Şüphelilerin bulunduğu aracın, olay günü Özipek Pasajı yakınlarına park edildiği, araçta bulunan Veysel Ateş'in Özipek Pasajı'ndaki Umut Kitabevi'nin çevresinde gerekli araştırma ve keşif yaptıktan sonra elinde bulunan 2 adet Alman yapımı el bombasını Umut Kitabevi'nin içerisine attığı anlatılan iddianamede, şöyle devam edildi:

''Müşteki Seferi Yılmaz'ın pimi çekilmiş el bombalarını görünce can havliyle kendisini işyerinden dışarı attığı, bombalardan birinin işyerinin kapısının önünde diğerinin ise kitabevini ikiye ayıran kontraplakın kapıya dönük dış tarafında olmak üzere patlaması sonucunda kitabevinde bulunan Mehmet Zahir Korkmaz'ın öldüğü, Metin Korkmaz isimli kişinin ise yaralandığı anlaşılmaktadır. Olayla birlikte patlamayı duyan çevre esnafı ve halkı merakla patlamanın olduğu pasaja yöneldikleri o sırada kendisini işyerinden ve pasajdan dışarıya atan Seferi Yılmaz'ın pasaj koridorundan çıkarken Veysel Ateş'i gördüğü peşinden gittiği, kesintisiz olarak takip ettiği, hem Türkçe hem de Kürtçe olarak (Bombaya atan bu şahıstır yakalayın) diye bağırıp çevredeki esnaf ve halktan yardım istemesi üzerine kalabalık bir grubunu Veysel Ateş'in peşine düştüğü, Veysel Ateş'in olay yerine gelen polis ve askerler tarafından halkın elinden kurtarılarak Şemdinli İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğü, Özcan İldeniz'in İlçe Jandarma Komutanlığı'na gittiği, Ali Kaya'nın ise askerler tarafından yakalandığı görülmüştür.''

''İFADE İLE DELİL UYUŞMUYOR''

Şüphelilerden Ali Kaya'nın vermiş olduğu ifadesinde, araçlarında, 2 adet MKE yapımı el bombası bulunduğunu, zimmetlerinde ve birliklerinde Alman malı el bombasının olmadığını belirttiğine yer verilen iddianamede, şöyle denildi:

''Şüphelilerin beyanlarına göre, söz konusu bombalama olayını terör örgütü PKK gerçekleştirdiği varsayımından hareket ettiğimizde, terör örgütünün aynı tipte Alman yapımı 4 adet el bombasını temin ettikten sonra iki tanesini kitabevine attırması gerektiği, diğer iki tanesinin de jandarmaya ait aracın ilçeye geleceğini, araçta MKE yapımı el bombası bulunabileceğini varsayarak bunları değiştirmek amacıyla muhafaza etmesi gerekeceği ve patlamanın gerçekleşmesini müteakip şüpheli Ali Kaya'nın savunduğu şekilde MKE el bombalarının araç içinden karmaşa ve karışıklık ortamında terör örgütü mensupları veya yandaşlarınca değiştirmeleri gerekeceği, bu varsayımın ise dosyadaki delil kapsamına göre gerçekleşmesinin uzak olduğu anlaşılmaktadır.''

Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında, ''Suç İşlemek İçin Örgüt Kurmak, Görevi Kötüye Kullanmak ve Sahte Belge Düzenlemek'' ile ''Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs'' suçlarından soruşturma evrakının Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'na gönderilmek üzere tefrik edildiği belirtildi.

İddianamede, şöyle denildi: ''Tanık Mehmet Ali Altındağ'ın, Cumhuriyet Savcılığı'nda ve TBMM Araştırma Komisyonu'nda vermiş olduğu ifadeler karşısında, halen Genelkurmay Başkanlığı'nda Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapan Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile o dönemde komutası altında çalışan bir kısım askeri yetkililer hakkında (Suç İşlemek İçin Örgüt Kurmak, Görevi Kötüye Kullanmak ve Sahte Belge Düzenlemek) suçlarından, yine 9.11.2005 günü Şemdinli ilçesinde meydana gelen patlama olayından sonra Yaşar Büyükanıt'ın olayın faillerinden olan Ali Kaya'ya yönelik açıklamaları nedeniyle (Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs) suçundan soruşturma evrakı, Genel Kurmay Başkanlığı askeri savcılığına gönderilmek üzere tefrik edilerek, soruşturma defterimizin 2006/152 sırasına kaydı yapılmıştır.''

SONUÇ

İddianamenin sonuç bölümünde ise Şemdinli'de ortaya çıkan olayda, terör örgütlerinin yapmış olduğu eylemlerin bir benzerinin kamu görevlileri tarafından yapıldığı vurgulanarak, kamu görevlilerinin yasaya aykırı yaptığı şiddet ve silah (bomba) kullanma eyleminin, kamu düzeninin bozulmasına, karmaşaya, güvensizliğe neden olarak devletin birliğini bozmaya yönelik olduğu, bu bombalama eylemiyle Şemdinli halkını provake eden bölücü örgüt yandaşlarının halkı yönlendirdiği, özellikle Türk Bayrağı'na, Atatürk Büstü'ne saldırıların gerçekleştiği, gerek ilçede gerekse ülke genelinde tansiyonu yükseltmeyi amaçlayan bir ortam yaratıldığı kaydedildi.

Şüphelilerin suç işlemek için anlaştığı ve terör yöntemlerini kullanarak gerçekleştirdiği eylemin, devletin birliğini bozmak için gerçekleştirilen bir eyleme dönüştüğü bildirildi.

Savcılık, şüpheli Ali Kaya ile Özcan İldeniz ve Veysel Ateş hakkında ''Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmaya Yönelik Eylemde Bulunmak, Adam Öldürmek ve Adam Öldürmeye Teşebbüs Etmek, Suç İşlemek İçin Anlaşmak'' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle Van Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı.




Akıllı hasta olmayı bu kitapla öğrenin
Prof. Dr. Mehmet Öz, satış rekorları kıracak yeni kitabını çıkardı. Bu kez öğütler, bilinçli hasta olmak...
78. Oscar Ödülleri sahiplerini buldu
Akademi ödülleri olarak da bilinen Oscar Ödülleri'nin 78'incisi Los Angeles'ta düzenlenen muhteşem bir...
Dünyanın otomobil şovu
Bu yıl 76'ıncısı düzenlenen Uluslararası Cenevre Otomobil Fuarı, meraklılarıyla buluşuyor. 2-12 Mart...
Torino 20. Kış Olimpiyatları
2006 Kış Olimpiyatları, İtalya'nın Torino kentinde 10 Şubat'ta başladı. Yoko Ono ve Peter Gabriel'den Imagine...
Büyük derbi
İl Spor Güvenlik Kurulu'nun toplantısında alınan karar gereği, Beşiktaş taraftarına yer ayrılmayacak ve...
Sabah'a ödül yağdı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce (TGC) düzenlenen ''Geleneksel Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri''ni...
Nükleer dosyası
AB ülkeleri yenilenebilir enerjiye özellikle rüzgâra yüklenirken, Türkiye'de rüzgâr projeleri çantalarda...
Sevgililer Günü
14 Şubat sevgililer günü'ne hazır mısınız? O çok sevdiğiniz kişiye bir hediye aldınız mı? Eğer cevabınız...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu