16 Ağustos 2006 Çarşamba
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Şampiyonluğun öyküsü
Bir gol Yıldırım'dan bir gol de Daum'dan
Anelka da Ortega gibi olmasın
Ne Daum'la ne Daum'suz
Bir zafer maratonu böyle başladı
Yazık oldu 9 puana
28 hafta lider olan tartışılır mı?

Yazık oldu 9 puana

F.Bahçe Şampiyonlar Ligi'nde tam 9 puan toplamasına rağmen gruptan çıkamadı. Sarı-lacivertliler, UEFA Kupası'na yelken açarken herkesin gönlünde 'final' yatıyordu.

Kadıköy'de alınan 1-0'lık Lyon yenilgisi Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi umudunu bitirmeye başlamıştı. "Yine Avrupa'da yokuz" sözleri yoğun şekilde duyulurken ligde alınan seri galibiyetler her defasında Daum'a ve Fenerbahçe'ye nefes aldırıyordu. Ancak Daum'un Fenerbahçe'sinin sergilediği futbol bir türlü geçer not alamıyordu. Fenerbahçe'nin Avrupa'da işinin zora girmesiyle çatlak sesler de giderek artmaya başlamıştı. Daha sezon başından sezon sonu için "Köln 2. ligde şampiyon olursa Daum takımın başına geçecek" yorumları yapıyordu. Gerçekten de Köln'deki kamp sırasında tanıştığımız ve daha sonra Köln'ün önde gelen yöneticilerinden biri olduğunu öğrendiğimiz bir Alman, "F.Bahçe çok şanslı ama şampiyon olalım, o şansı yanımıza çekeriz" diyordu. Daum ise aynı desteği F.Bahçe'de bulamıyordu. Aksine kendisine soğuk bakanların sayısı giderek artıyordu. 6-0 kazanılan Sakaryaspor maçı sonrası soyunma odasında Daum ve Kemal'in doğum günleri kutlanıyordu. Ancak futbolcuların tercihi Kemal'in pastasını kesmek olurken Daum'a karşı soğuk hava resmen hissediliyordu. Sakaryaspor maçında bir de Tuncay sıkıntısı yaşanmıştı. Daum onu oyundan alınca sinirlenen Tuncay kendisini protesto eden Fenerbahçe tribünlerine sırtını çevirirken Sakaryasporlu izleyicileri alkışlıyordu. Maçtan sonra da takım otobüsüne binmeyip direkt Sakarya'ya gitmişti. Fenerbahçe cephesi bu hareketi izinli olarak yaptığını söylerken aksini iddia edenler de az değildi.

'Devre Arası Gider'
Manchester maçı sonrası tamamen yedek kalan Fatih'in de aynı dönemde sözleşmesi feshedildi. Daum'dan günlerce randevu talep eden ama yanıt alamayan Fatih Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra bazı sıkıntıları günyüzüne çıkarıyordu: "Artık Daum'a kimse inanmıyor. Devre arasında giderse de şaşmam. Takımdaki yabancılar tüm imtiyazları en iyi şekilde kullanıyorlar ve Daum bunu seyrediyor. Van Hooijdonk bunların başında geliyor. Artık Fenerbahçe'de gençlerin hiç şansı yok." Sırada sezonun ilk derbisi vardı ve Fenerbahçe bu maçta Beşiktaş'a 2-1 kaybetmişti. Futbol vasattı, Fenerbahçe fırsatları kullanamamıştı. Özellkle Alex sahada kaybolmuştu ve Daum'un onun için söylediği "Büyük maçlarda kayıp, motivasyon eksikliği yaşıyor" sözleri düşündürücüydü. Alex ise "Günah keçisi niye ben oluyorum anlamıyorum. Bir ben mi kötü oynuyorum" yanıtını veriyordu. Daum doğum gününde Sakaryaspor galibiyeti ile teselli bulurken Aziz Yıldırım aynı mutluluğu Lyon'da 4-2'lik yenilgi nedeni ile yaşayamıyordu. Bir yıl önce başkanın doğum gününde Sebat ile 1-1 berabere kalan Sarı-lacivetliler bu kez Lyon'a kaybederek Yıldırım'ı üzüyorlardı. Aslında Fenerbahçe çok kötü oynamamıştı ama sonuç yoktu. Van Hooijdonk onbirde yer almamıştı ve bunu yönetimin Daum'dan talep ettiği söylentisi dillerdeydi. Üstelik Nobre sakatlığı nedeniyle 18'de bile yokken Van Hooijdonk'un oynatılmaması şaşırtmıştı herkesi. Daum ile Van Hooijdonk ve Fenerbahçe ile Prag'ta alınan galibiyet ve UEFA vizesinin alınması Van Hooijdonk krizini rafa kaldırıyordu. Fenerbahçe 1996'daki Manchester zaferinden sonra Avrupa Kupaları'nda ilk kez deplasman galibiyetiyle tanışıyordu. Şampiyonlar Ligi grubunda 9 puan toplanmıştı. Fenerbahçeli mutlu ve UEFA için umutluydu. Daum arasındaki gerginlik giderek artıyordu. Van Hooijdonk'un Breda'ya dönme hazırlığı içinde olduğu kasım başlarında telaffuz edilirken Daum için aralarında Fatih Terim'in de bulunduğu uzun bir alternatif listesi gazetelerde her gün yer alıyordu. Bu da yönetim ile medyanın bağlarının iyice kopmasına neden oluyordu. Çıkan haberlere kızan başkan Aziz Yıldırım medyada tanıdığı herkese yavaş yavaş kapılarını kapatarak soğuk savaşın adımlarını atıyordu.

Trabzon'da Gülen Yüzler
13. hafta Fenerbahçe'nin üzerindeki kara bulutları dağıttığı hafta oldu. Alex ve Rüştü'nün başarılı oyunlarının dikkat çektiği maçta Fenerbahçe Trabzonspor'u deplasmanda 2-0 yenerken Trabzon taraftarlarının Sarı Lacivertlileri alkışlaması erkesi hem şaşırtıyor, hem de sevindiriyordu. Prag deplasmanına hazırlanmaya başlayan Fenerbahçe'de Van Hooijdonk'un Hollanda milli takımından sakat dönmesi beraberinde soru işaretlerini de taşımıştı. Kimine göre gerçekten sakattı, kimine göre de hafif sakatlığı vardı ama o oynamak istemediğinden bunu büyütüyordu. Sonuçta Van Hooijdonk en azından ilk yarıyı kapamıştı. Prag deplasmanında alınan galibiyet Van Hooijdonk gündemini kenara atıyordu. 1996'daki Manchester zaferinden sonra Fenerbahçe ilk kez Avrupa mücadelesinde galibiyet alıyordu. Şampiyonlar Ligi'nde eleştirilen Fenerbahçe UEFA vizesi almıştı. Ligde seri galibiyetler üst üste gelirken Kadıköy'de alınan Manchester galibiyetiyle Sarı-lacivertliler grupta 9 puana ulaşıyordu. Fenerbahçelinin yüzü gülüyordu... Artık herkes UEFA finalinden söz etmeye başlamıştı.

Herkes Ayrı Telden
İşte bu dönemde Daum yine ilginç açıklamalarına başlıyordu. Başkan Aziz Yıldırım 2007 yılına kadar sözleşmeleri bulunduğunu söylemesine karşın Daum, "Artık 3 kupadan başka bir şey düşünmüyorum. Sezon sonu devam edip etmeyeceğime sözleşmem bitince karar vereceğiz" diyordu. Yönetim bunları sessizce dinlerken Daum'a da destek veriyorlardı. Diyarbakır, Ankaragücü ve Manchester United galibiyetleri Galatasaray maçı öncesi Fenerbahçe'ye moral veriyordu. Alex ise kısa sürede uyum sağladığı Fenerbahçe'de giderek yıldızlaşıyor, atıyor, attırıyordu. Aurelio başta olmak üzere diğer diğer Brezilyalıların performansı F.Bahçe'ye 'Yeni Avrupalı' ve 'Sambabahçe' benzetmeleri yaptırıyordu. Kimse hızını alamazken Daum 100. yıl için yatırım yaptıklarını söyleyerek bu dönemde F.Bahçe'de kalacağının sinyallerini verir olmuştu. Ama Ali Sami Yen'de oynanan G.Saray derbisi tüm bu havaya kara bulut gibi çöktü...

Küfür ve Merdivenler
Fenerbahçe 1-0 kaybetmişti. Aziz Yıldırım Galatasaraylılardan 90 dakika boyunca küfür yemişti ve buna camianın tepkisi büyüktü. Yıldırım maç sonrası yaptığı açıklamayla adeta skoru arka plana atmıştı. Merdivenlerin boş olmadığını ve istese Galatasaray'ın tüm bu küfürleri önleyebileceğini söyleyen Aziz Yıldırım "Maç oynanmamalıydı" demişti. Daum ise derbinin faturasını adeta Manchester maçının kahramanı Tuncay'a keserken menajerini onu fazla havaya sokmakla suçluyordu. Bu arada Alex için de eleştiriler başlamıştı. Bu eleştirilere göre Alex küçük maçların adamıydı ve kritik maçlarda kurtarıcı rolünden uzaktı. İşte bu noktada gözler Van Hooijdonk'u arıyordu. O ise kayıptı ve sanki Daum yüzünden Fenerbahçe ile bağlarını
koparmıştı...

Anelka Bombası
Devre arasında "Alex gibi bir yıldız bulamazsak kimseyi almayacağız" diyen başkan Yıldırım aradığını buldu ve tüm Avrupa, Anelka'lı F.Bahçe'yi konuştu.

Transfer dönemi gelmişti. Bir çok isim konuşulurken Anelka bombası patladı. Aziz Yıldırım böyle bir transferin sinyalini de FBTV'de vermiş ve "Alex gibi bir yıldız bulmazsak kimseyi almayacağız" demişti. Tam 1 ay F.Bahçe Anelka ile yattı, Anelka ile kalktı. Manchester United, Barcelona ve Marsilya devreye girip çıktılar. Belek'te kamp çalışmalarını sürdüren Sarı-lacivertli futbolcular güzel bir dönem geçirirlerken Anelka'nın transfer haberlerini de basından takip ettiler. Her gün bir gelişme yaşandı ve transferin son gününe gelindi. Anelka da F.Bahçe'yi istiyordu ama transferi takip eden Hakan Bilal Kutlualp'in Anelka'nın menajerlik şirketi yerine İngiltere'de bir şirket aracılığıyla yapmak istemesi işleri yokuşa sürdü. Paris'teki son günde kızarak vazgeçen Anelka menajerlerinden İngiltere'ye gidiş bileti isteyip evine gitmesine karşın son anda ikna edilip Türkiye'ye getirildi. Fenerbahçe bir büyük transfere daha imza atmıştı. Transferin kurbanı ise Fabiano oluyordu. Sözleşmesi feshedilen Brezilyalı ülkesine gönderildi. Bu arada kamp bitmiş ve Fenerbahçe 2. yarıya 3-2'lik Ankaragücü kupa galibiyeti ile başlamıştı. Bu arada Van Hooijdonk'un sakatlığı ile ilgili gelişmeler de her gün konuşuluyor, Daum'un Hollandalı yıldızı gözden çıkardığı iddia ediliyordu. Ligde Fenerbahçe Rize'yi 2-0 yenerken Samsun deplasmanından 1-1'lik beraberlikle geliyordu. Ama konuşulan tek isim Anelka'ydı. Merakla o bekleniyordu. Sonuçta Anelka 4-0 kazanılan İstanbulspor maçında oynadı, 1 gol attı, 1 asist yaptı. Bir vuruşu da direğe takıldı. Geçer not almıştı. Başka bir bakışla UEFA Kupası'nda Real Zaragoza maçları öncesi umutları iyice yeşertti..

Daum'un Yeri Neresi
FBahçe devreyi 3-0'lık Konyaspor galibiyeti ile en yakın rakibi G.Saray'ın 4 puan önünde kapamıştı. Bu arada UEFA Kupası'ndaki rakip İspanyol Real Zaragoza olmuştu ve her zamanki klasik yorumlar yapılıyordu: Kolay bir rakip, F.Bahçe final oynar." Daum ilk yarı değerlendirme toplantısında futbolcularına övgü yağdırırken hakkındaki eleştirilerden "1.5 yıl sonra mükemmel bir yerdeyiz. Avrupa'nın başka yerinde olsam bu başarılarla başka konumda olurdum ama Türkiye'de kimse yanımda değil, üzücü bir eleştiri yağmuru altındayım" diye dert yanıyordu. F.Bahçe ilk yarıda rekorlara da ulaşmıştı. 15 yıl sonra ilk kez devre bitiminde 43 puana ulaşılmıştı. En çok kazanan, en çok gol atan takım olmuştu. Alex yeni yıldızdı artık. Aziz Yıldırım FBTV'de yaptığı açıklamalarda gelecekten umut dolu konuşurken medyadan ağır şekilde dert yanıyordu. Bu da başkanın medya ile ipleri kopardığını açıkca sergiliyordu.

Deniz Derinsu




Marmara depreminin 7. yıldönümü
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999 yılındaki 7.4 büyüklüğündeki Marmara Depremi'nin...
Yeni nesil bekaret yaşını 12'ye düşürdü
Uğruna cinayetler bile işlenen bekaret, yeni kuşak için tabu olmaktan çıktı. Bekaret yaşı 12'ye kadar...
Uyuşturucu Dosyası
16 yaşındaki liseli Melis'in ölümü, gözleri yeniden uyuşturucu batağına çevirdi. SABAH, bu batağa saplanan...
Tek umut ÖSS değil
ÖSS'de başarılı olamayanlar için SABAH'tan dev yazı dizisi Yurtdışı üniversiteler rehberi. Dünyanın 73...
SABAH ile Serbest Ekonominin 20. yılı
Türkiye ekonomisi 80'li yıllarda bir dünya ekonomisi olma yolunda tarihi adımlar attı. Ancak 90'lı yıllar...
Savaşın bedeli
İsrail'in "iki cepheli" savaşının şiddeti, yağdırdığı bombaların gürültüsü Filistin ve Lübnan halkının...
İsterseniz İran'da başınızı açabilirsiniz
Ultra Muhafazakar Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın sağ kolu, Cumhurbaşkanı yardımcısı Rahim Meşai, "İran'da...
Puanınızı siz hesaplayın
1 milyon 537 bini aşkın adayın yarıştığı ÖSS'nin sonuçları 15 Temmuz'da açıklanacak. Ancak SABAH'ın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu