|
 |
 |
 |
Ian Brown: "Hapishanedeyken müslüman oldum"
Efes Pilsen One Love Festivali, rock müzik severlerin uzun zamandır İstanbul'da görmek istediği bir yıldızı ağırlıyor.
İngiliz Rock'ının temsilcilerinden The Stone Roses'ın kurucularından olan, grup dağıldıktan sonra da solo kariyerini başarıyla sürdüren Ian Brown, 11 Haziran'da Parkorman'da. Brown, İstanbul'a gelmeden önce ilk röportajını Yeni Aktüel'e verdi ve duymanın bir daha kolay olmayacağı şeyler söyledi; hapishanedeyken neden müslüman olduğu gibi...
Efes Pilsen One Love Festivali'nin 11 Haziran gecesi programında sahneye çıkacak olan Ian Brown, İngiliz grup The Stone Roses'ın kurucu üyelerinden biri olarak tanındı. Grubun beyni olan Brown, dağılmanın ardından yaptığı solo albümlerle de başarısını sürdürdü. Özellikle son albümü "Solarized" tüm dünyada başarıyı yakaladı.
Geçen gece gittiğimiz bir barda, The Stone Roses'dan "I'm The Resurrection" çaldı. Haliyle konu da sizden ve The Stone Roses'dan açıldı. Sohbetten çıkan ana fikir şuydu: Son albümünüz "Solarized" harika ve 11 Haziran'daki İstanbul konseriniz için herkes çok heyecanlı...
O konserde karşınızda en iyi Ian Brown'ı göreceksiniz. Son 15 yıldaki en iyi performanslardan biri olacak, emin olun. Ben de şimdiden sabırsızlanıyorum oraya gelmek için.
Albümlerinizin Amerika'da yayımlanması konusunda hep sorunlar çıktı. Son albümünüz nihayet orada da basıldı. Bir tür şanssızlık mı bu?
Plak şirketleriyle yaşanan sorunlar yüzünden oldu bu, örneğin Universal'la. Sonunda "Solarized"ı yayımlayabildik ve bunun için gayet mutluyum.
Belki de "Her şeyin doğru bir zamanı var" sözü geçerlidir bu durumda. Şansa ve kadere inanır mısınız?
Kesinlikle inanıyorum, özellikle de kadere!
Bunun bir örneği de eşinizle tanışmanız sanırım...
Evet, Fabiola'yla New York'ta, sokakta karşılaştım. Onunla tanıştığımızda ünlü olduğumu bilmiyordu bile. Hatta İngilizce bile konuşmuyordu.
Eşiniz Meksikalı. Onun kültürü ilginizi çekiyor mu. Mesela İngiltere'deki hayatınızı bırakıp oraya yerleşmek gibi bir planınız var mı?
Aslında isterdim ama Manchester'da iki oğlum daha var. Henüz onları bırakıp gidemem.
Umarım uzun süre de gerçekleşmez zaten ama şimdilik emekliye ayrılmak gibi bir planınız yok yani...
Harika, verimli bir yıl geçirdim ve sanırım da böyle devam edecek.
Aile babası olmak hayatınızı ne yönde değiştiriyor?
Artık daha çok şey düşünmek ve daha çok çalışmak zorundayım! (Gülüyor)
Çocuklarınız yaptığınız müzikle ilgileniyor mu?
Evet, kesinlikle. Onlar yokken The Stone Roses vardı ve müzikle ilgilenmeleri çok güzel. Hafta sonları stüdyoya girip beraber çalışıyoruz. Birlikte müzik yapıyoruz.
The Stone Roses'la ilgili olarak hatırladığınız en iyi şey ne?
Sanırım solo albüm yapmak için yolumu açmış olması. En iyi miras bu.
Grubun tekrar birleşmesiyle ilgili söylentiler hakkında ne diyorsunuz?
Şimdilik böyle bir şey mümkün değil!
Daha önce birlikte çalıştığınız UNKLE da geçtiğimiz sene İstanbul'a geldi. Kente gelmek için referans oldular, diyebilir miyiz?
Evet, çok güzel şeyler anlattılar. Gerçekten burayla ilgili referans verdiler diyebilirim.
UNKLE'la yeniden çalışma planınız var mı?
İki hafta önce, futbolla ilgili bir filmin müziği için birlikte stüdyodaydık.
Konu futboldan açılmışken; biliyorsunuz, LiverpoolMilan final maçı İstanbul'da oynandı ve ünlü isimler de maçı izlemeye geldi. Liverpool'un yerine sizin taraftarı olduğunuz Manchester United gelseydi herhalde siz de maçta olacaktınız!
Kesinlikle orada olurdum. Çocukluğumdan beri Manchester City'nin taraftarıyım zaten, bu bana aileden geçen bir şey.
Takımın Amerikalı Malcholm Glazer tarafından satın alınmasına ne diyorsunuz?
Bu konuyla ilgili çok mutsuzum. Adam ne futbol, ne yönetim ne de Manchester hakkında bir şey biliyor! Ama ben yine de takımı desteklemeyi sürdüreceğim.
Müziğe geri dönersek; son albümde Oasis'ten Noel Gallagher'la çalıştınız. Nasıldı?
Yıllardır tanışıyoruz zaten ve birlikte çok sık vakit geçiriyoruz. Artık ortaya birlikte bir şeyler koymanın vakti gelmişti.
Oasis'in son albümü "Don't Believe The Truth"u dinlediniz mi?
Henüz albümü dinleyemedim, single'la yetinmek durumundayım...
Stone Roses'ı ilk dinlediğimde yolda olduğumu hatırlıyorum. Siz de yola çıkarken yanınıza alacağınız albümlere özen gösterir misiniz?
Evet, tabii. En iyi yol albümleri James Brown'un "Greatest Hits"i, herhangi bir Bob Marley albümü, Marvin Gaye'in "What's Going On"u ve Jimi Hendrix'in "Electric Ladyland"i.
Yolculuğu sevdiğiniz açık. Gençken otostopla Avrupa'yı gezdiğiniz doğru mu?
Evet, çantamı alıp yola çıkmıştım. Bulduğum her yerde uyudum, her yola girdim. Roma, Paris, Berlin, Fransa'nın doğusu gibi birçok yere gittim. Aralarında en etkileyicisi sanırım Roma'ydı. İstanbul'a daha önce hiç gelmedim ve şimdi, bunun için çok heyecanlıyım. Daha önce sahneye çıkmadığım bir yer olduğu için de heyecanım artıyor.
Kahramanınız diyebileceğimiz iki isim Muhammed Ali ve Bruce Lee, değil mi? Hangisi diğerinin işini bitirir?
Bruce Lee çünkü çok hızlı. (Gülüyor)
Kavga çıksa yanınızda götürürsünüz yani...
Yok, ben yeterince sağlamım!
Daha önce böyle talihsiz bir olaydan hapse girmiştiniz. Kendinizi suçlu hissediyor musunuz?
Hayır çünkü öyle değildim. Söylemediğim şeyleri söylemişim gibi oldu. Oradaki insanlar suçlu olabilir ama ben orada olmamalıydım.
Bir hikayeye göre; hapisteyken cumaları Müslümanlara verilen güzel yemeklerden almak için İslam'a inanıyormuş gibi davrandığınız doğru mu?
Güzel yemeklerden yemek için öyle yapmadım. Bütün peygamberlere inanıyorum, dolayısıyla Muhammed'e ve Müslümanlığa da inanıyorum.
Aidas'ın Superstar serisinde sizin adınıza da bir tasarım yapıldı...
Evet, Manchester sürekli yağışlı olduğu için, ayakkabı dayanıklı olsun diye, yağlı deriden olmasını istedim. Rengi de çok güzel.
Size kaç çift ayakkabı düştü?
100 çift! Sanırım 60'ıncı doğum günüme kadar yetecek kadar ayakkabım var!
Yeni başlayanlar için 5 Ian Brown parçası
1. Unfinished Monkey Business / Unfinished Monkey Business
2. Golden Gaze / Golden Greats
3. F.E.A.R / Music of Spheres
4. Keep What Ya Got / Solarized
5. Time Is My Everything / Solarized
5 maddede The Stone Roses
*1985 yılında İngiltere Manchester'da Ian Brown (vokal), John Squire (gitar), Alan John Wren (Reni) (davul), Peter Garner (bas) ve Andy Couzens'dan (gitar) oluşan üyelerle kuruldu. Daha sonra gruba Gary "Mani" Mountfield katıldı.
*989 yılında ilk albümleri "The Stone Roses"ı yayımladılar. Albümden "Fool's Gold", top 10 listesinde sekizinci sıraya kadar yükseldi. Bundan sonra grup İngiltere'de büyük çaplı konserler vermeye başladı.
*1994 yılında ikinci albüm "Second Coming" çıktı. Albümdeki "Love Spreads" isimli parça dönüş single'ı olarak listelerde yer aldı.
*1995 yılında ikinci albümün turnesine çıkmayı planlarken gitarist Reni gruptan çıktı. 1996 yılında da grubun Ian Brown gibi kurucu üyesi olan John Squire daha aktif bir grupta (Seahorses) yer almak istediğini söyleyerek ayrıldı.
* Ian Brown ise 1997 yılında "Unfinished Monkey Business"la solo kariyerine başladı.
Yeni Aktüel Dergisi, sayı 59
|
|
|
|
|
