Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Mayıs 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Leyla Akçağlılar, protein almadan ve su içmeden yaptığı bilinçsiz diyetin bedelini sağlığından olarak ödediğini söylüyor.

Tatlıyı bilmiyor

İlk konuştuğumuzda, Leyla Hanım ameliyattan korkuyordu. Sonra kendisi için en doğrusunun nakil olduğuna karar verdi ve 7 Aralık 2007'de yeni hayatına başladı. Kuzeninin böbreğiyle sağlığına kavuşan Akçağlılar, geçen hafta Türkiye'ye döndü. Kendisiyle yarattığı ünlü çikolata markası Butterfly'da buluştuk. Yıllarca diyet yapan ve tatlının tadını unutan Akçağlılar'ın anlattıkları çok ilginçti...

* Neden böbrek yetmezliği yaşadınız?
Yaptığım diyetler ve vejetaryen beslenmem yüzünden! Çok gençtim. Paris'te ekonomi okuyordum. O yıllarda çok zayıflık yeni yeni moda oluyordu. Yemek yememeye başladım. Et ve balığı ağzıma koymazdım. Bilerek proteinden uzak yaşadım. 1978'lerden 1999'a kadar 21 sene bu şekilde zayıflayarak yaşamımı sürdürdüm. Hiç su içmiyordum. Canım istemiyordu ki! Ben vejetaryen yaşıyordum. Kendimi sağlıklı zannediyordum. Bu yaşam biçimimden de son derece memnundum.

DOKTORLARIMI DİNLEMEDİM
* Kendinize, özellikle de böbreklerinize zarar verdiğiniz hiç aklınıza gelmedi mi?
Doktorlar beni devamlı uyarıyordu. Fakat ben, "Gencim, bana bir şey olmaz" diyerek hayatıma, sadece sebze ve salata yiyerek devam ediyordum.

* Hastalığınız nasıl ortaya çıktı?
Bu yaptığım sıkı diyetler sayesinde yeteri kadar beslenemedim. Su içmediğim için artık böbreklerim görevini yerine getiremeyecek hale gelmişti. Kısacası böbreklerim büzülmüş ve küçülmüştü. 1999 yılında kan değerlerim, durumun kritikliğini açıkça gösteriyordu. Doktorlarım su içmem ve et yemem konusunda beni uyardı. Ama ben bildiğimi okudum, onları dinlemedim. Sadece doktorlarımın verdiği ilaçları içmeye başladım. Ama bir yandan da tuzsuz, kalsiyumsuz ve fosforsuz diyete devam ettim.

* Diyalizdeyken de, kilo almama konusunda ısrarcı mıydınız?
Evet. Diyetime devam ettim. Hiçbir zaman sebze ve salatadan vazgeçmedim. Diyalizde ise sodyum, kalsiyum, potasyum ve fosfor oranlarıma dikkat ettim.

YAŞADIKLARIMI KİTAP YAPTIM
* Ne kadar diyalizle yaşadınız?
2.5 yıl periton diyalizi yaptım. Periton diyalizinde her gece 12 saat makineye bağımlı yaşıyorsunuz. Bu benim için önceleri tam bir kabustu. Makinedeyken evden dışarı çıkamıyorsun, yemeğe ya da sinemaya gidemiyorsun. Aktif olamamak çok canımı sıktı. Ben de oturdum, benim gibi böbrek hastaları için 'Böbrek Yetersizliğinde Doğru Beslenme' adlı bir kitap yazdım. Ayrıca periton diyalizi makinemle tatile, iş seyahatlerine gittim. Paris'i ve Amerika'yı gezdim. İki defa karın zarı iltihaplanması geçirdim. Karın ağrısı ile hastaneye kaldırıldım. Üç gün yoğun bakımda kaldım. Serumla beslendim. Ne yazık ki karnımdaki hortumları çıkardılar. Kolumdan damar yolu açıldı ve ben hemodiyalize girmeye başladım. 6 ay da hemodiyaliz yaptım.

* Bu süreçte nakil olmayı düşünmediniz mi?
Açıkçası nakil olmayı çok istiyordum. Ancak vücudumun bu ameliyata hazır olmadığını hissediyordum. Bu süreçte yurtiçinde ve yurtdışında araştırmalar yaptım. Organ nakli merkezlerini gezdim. Kendimi kilo almaya adadım. Kan değerlerim düzelmeden ve kilo almadan ameliyat olamayacağımı anladım ve kabul ettim.

TAM ÜÇ KEZ BİYOPSİ OLDUM
* Türkiye'deki merkezler organ nakli konusunda çok başarılı. Niye Los Angeles'ı tercih ettiniz?
Kız kardeşim orada yaşıyor. Yıllardır ailece check-up'larımızı orada yaptırırız. Kardeşimin tanıdığı doktorlar sayesinde, iyice araştırma yaptım. 'Cedars Sinai Hospital' çok bağış alan bir hastane. Bütçesi geniş, çok büyük bir araştırma merkezi var. Neyi istiyorlarsa, onu araştırıyorlar. Bu, beni en çok etkileyen nokta oldu. İkincisi; oranın Organ Nakli Merkezi Başkanı Dr. Stanley C. Jordan küçüklüğünde çocuk felci geçirmiş. Sonra, çocuklara yönelik araştırmalar yapmaya başlamış. Özellikle bağışıklık sistemi ile ilgili araştırmalar yapıyor. Ben zaten nakilden değil, nakil sonrasında olabileceklerden korkuyordum. Erken müdahale edilmesi gereken bir durumla karşı karşıya kalırsam, ne olacağını düşünüyordum. Bu sebeple Los Angeles'ı tercih ettim.

* Nakil sonrası korktuklarınız başınıza geldi mi?
Evet. Üç kez biyopsi oldum. Böbreğim ilk üç hafta yeterli çalışmadı; diyalize bağlandım. Vücudum böbreğimi reddedecek diye korktum. Her gün internetten İstanbul'daki terapistimle konuştum. Zaten Dr. Serhat Azizlerli ve çok sevdiğim hemşirem yanımdaydı. İçim rahattı ama kalbim küt küt atıyordu. Böylece ikinci hayatıma, organ nakli ile başladım.

ETİN TADINI BİLMEZDİM BU YIL ÖĞRENDİM

* Et yemeye, nakilden sonra mı başladınız?
İkinci hayatımda, nakilden sonra başladım. Tabii çocukluğumu saymazsam...

* Şu an nasıl besleniyorsunuz? Eski beslenme düzeninizi değiştirdiniz mi?
Nakilden sonra et, balık ve yumurta yemeye başladım. Etin tadını hiç hatırlamıyordum. Artık tuzsuz yiyorum. Günde 2. 5 litre su içiyorum. Her gün 2 öğün protein almaya dikkat ediyorum. Diğer hastalara da moral vermeye çalışıyorum. Tatlıyla aram hala yok. Her sabah yarım saat yürüyorum. Sebze ve salatadan zaten hiç vazgeçmedim.

ÇİKOLATA YAPTIM, SATTIM AMA KESİNLİKLE YEMEDİM

* Çikolata üreten bir şirketiniz var. Tatlıya düşkün müsünüz?
Hayır. Ben çocukluğumdan beri tatlıyı pek sevmem. Tuzlu severim. Dolayısıyla tatlıyı hiç aramam. Butterfly'da her şeyin tadına ufak bir ısırık alarak da olsa, ben de ortağım da mutlaka bakarız. Benim tatlıyla aram yok ama sağlıklı çikolatalar yapıyoruz. Şeker kullanılmıyor. Bütün çikolatalar elde ve doğal aromalarla tatlandırılıyor.

VEJETARYEN OLMAYIN!

* Gençlere neler tavsiye ediyorsunuz? Vejetaryen beslenmeyi önerir misin?
Gençlere kesinlikle sadece sebze ve salata ile beslenmelerini önermem. Protein ve diğer vitaminleri alabilmeleri ve sağlıklı olabilmeleri için her şeyden aşırıya kaçmadan yemelerni tavsiye ediyorum. Abur cubur yerine günde 5 defa azar azar yemelerini öneriyorum. Vejetaryen beslenmek ve proteinden uzaklaşmak benim sağlığıma mal oldu. 'Ben gencim, bana bir şey olmaz' mantığı çok kötü! Sağlığınıza dikkat etmezseniz, her yaşta sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Şu anda sağlıklı yaşamam için ne gerekiyorsa ve doktorlarımın önerisiyle nelere dikkat etmem gerekiyorsa yapıyorum. Sağıklı olmayı yeni öğrendim. Yeni hayatımı çok seviyorum ve tadını çıkartıyorum.