14 Nisan 2007 Cumartesi
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Çankaya Savaşları
İnönü'ye suikast planı yapılmıştı
Köşk'te ilk sivil: Bayar
Başına silah dayanan Köşk adayı
Çankaya Köşkü'ne çıkan yol Genelkurmay'dan mı geçer?
Ecevit: Gürler'i seçtirmek için askerler beni bile tehdit etti!
Darbe yaptı ama Köşk'e halkın oylarıyla çıktı
Başbakan Turgut Özal Çankaya'ya nasıl kaçtı?
Köşk yolunda Demirel'i kimler sırtladı?
Çankaya'da Sezer dönemi

Çankaya Köşkü'ne çıkan yol Genelkurmay'dan mı geçer?

Cemal Gürsel komaya girince Ankara'da "Cumhurbaşkanlığına Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay'ı seçelim" fikri yoğunluk kazandı. Sunay önce senatör yapılacak, sonra Köşk'e çıkarılacaktı. Ancak bu yönteme "yol olur, beklenti oluşur" diye karşı çıkanlar da vardı....

O vakitler çocuktum. 1970'lerin başı olmalı. Siyasetle ilgim yoktu. Yine de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay hakkında uydurulmuş fıkralar benim dahi kulağıma geliyordu. Birini hâlâ hatırlıyorum: Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde okuyan çok ama çok fakir bir genç vardır. Sunay'ın okulu ziyaret edeceğini öğrenince, yardım dilemeyi düşünür. Ama nasıl? Aklına şöyle bir yol gelir: Cumhurbaşkanı kampusu gezerken, öğrenci de çevredeki otları yemeye başlar. Sunay bunu görünce durup sorar: "Evladım, niye otları yiyorsun?" Öğrenci boynunu bükerek, "Açım efendim" der. "Öğrenci pason var değil mi" diye sorar Sunay. "Evet, var efendim..." "O zaman al şu 10 kuruşu... Bin otobüse, git Çankaya'ya... Bizim Köşk'ün bahçesinde bir otlar var ki ııııımmmm, çok lezzetli!" Cumhurbaşkanını büyük baş hayvan yerine koyan o fıkraları kim uyduruyordu? Bilmiyorum... Şurası kesin? Toplumun bir kesiminde Sunay, ciddiye alınmayan, dalga geçilen bir şahsiyetti. Ancak, hem seçilirken, hem de görevini yaparken, Ankara'nın siyasi ve askeri eliti bu kanıda değildi.

HEMEN HERKESİN ADAYI
Dördüncü Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in döneminde de sular durulmamıştı. 27 Mayıs depreminin artçı dalgaları devam ediyordu. 22 Şubat 1962'de Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir darbe girişiminde bulundu. Ancak engellendi ve emekli edildi. 21 Mayıs 1963'te Aydemir bir hamle daha yaptı. Bu kez anlaşma olmadı, yargılandı ve Temmuz 1964'te idam edildi. Bu olaylar sırasında Genelkurmay Başkanı Org. Cevdet Sunay'dı. 27 Mayıs'a aktif olarak katılmayan ama darbe döneminde 'üstüne düşeni' yapan Sunay, önemli bir denge unsuru sayılıyordu. Kimlerin arasında? Tabii ki Adalet Partisi ile bu partiyi DP'nin devamı olarak gören subaylar arasında! 1965 yılında seçimler yapıldı. Yüzde 52.8 oy oranıyla 240 milletvekili çıkaran Adalet Partisi büyük başarı kazandı. Diğerleri: CHP 134, Millet Partisi (31), Yeni Türkiye Partisi (19), Türkiye İşçi Partisi (14), Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (11), Bağımsız (1). Hükümeti AP'nin 41 yaşındaki başkanı Süleyman Demirel kurdu. Derken Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel hastalandı ve 9 Şubat 1966'da komaya girdi. Artık görevini yapamaz durumdaydı. Onun yerine işleri AP kökenli Senato Başkanı İbrahim Şevki Atasagun yürütüyordu. Hemen yeni bir cumhurbaşkanı bulmak gerekiyordu. Sadece ordunun değil çok farklı kesimlerin adayıydı Sunay: CHP, TİP, basın... Asıl önemlisi, 240 milletvekili ve 85 senatörüyle kendi içinden bir aday çıkarabilecek durumdaki AP de onu istiyordu. Uygun atmosfer sağlandıktan sonra sıra bunun hangi teknikle yapılacağına gelmişti. Çünkü Sunay hâlâ ordunun başıydı ve 1961 Anayasası'na göre parlamento dışından bir kişi Köşk'e aday olamıyordu. Fikir kolayca bulundu: Bir senatör istifa edecek... Cumhurbaşkanlığınıvekaleten yürüten Atasagun yetkisini kullanarak Sunay'ı kontenjan senatörü yapacak... Sonra da parlamento Sunay'ı seçecekti. Öyle de oldu: Senatör Ragıp Üner telkinlere uyarak çekildi. Ama Sunay henüz hazır değildi. Evet Sunay denge adamıydı ama yetkisini ve etkisini son saniyeye kadar kullanacaktı.

BÖLÜKBAŞI KÖPÜRMÜŞTÜ
Sunay ancak Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Tural'ın genelkurmay başkanlığını garantiye aldıktan sonra görevinden ayrıldı. Tabii Sunay'ın cumhurbaşkanlığına karşı olan kesimler de vardı. Mesela yıllardan beri ordu vesayetine karşı milli hakimiyeti ve müdahalesiz demokrasiyi savunan MP Başkanı Osman Bölükbaşı ile CKMP Başkanı Alparslan Türkeş bu operasyona karşı çıkıyordu: Türkeş şöyle diyordu: "Eğer bu yöntemi uygularsanız o zaman 'Köşk'ün yolu genelkurmay başkanlığından geçer' şeklinde bir izlenim oluşacaktır. Böyle bir eğilim demokrasiye uymaz." Bölükbaşı da aynı fikirdeydi: "Böyle yapılırsa alışkanlık oluşur, taht mirası geleneği oluşur." Sunay'a tam manasıyla karşı olmasalar da, AP'yi ikiyüzlü ve tutarsız bularak eleştirenler de vardı. Özetle, "Asker siyasete karışmasın, dediler... 27 Mayıs'ı yerden yere vurdular... Sunay'ı siyasete karışmıyor diye övdüler... Şimdi kalkmış 27 Mayıs'ın komutanını cumhurbaşkanı seçiyorlar..." Seçim sürecinde pürüz kalmaması için bir sorunun daha halledilmesi gerekiyordu: Komada olsa da neticede Gürsel hayattaydı. 37 doktordan oluşan bir Müşterek Sağlık Kurulu oluşturuldu. Dr. Necmi Ayanoğlu'nun başkanlığındaki kurul, Gürsel için "görevini yapamaz" raporu verdi. Bu arada Sunay kontenjan senatörü seçilerek parlamentoya katılmıştı.

LOCADAKİ GERGİN SEYİRCİLER
28 Mart 1966 günü TBMM toplandı. AP, CHP, TİP, kontenjan senatörleri, Milli Birlik Grubu (yani 'tabii senatör' haline getirilmiş olan 27 darbeci) ile bazı bağımsız adaylar, Sunay'ı cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdi. CKMP'nin adayı ise genel başkanları Alparslan Türkeş'ti. Komutanlar yine daha tam kadro Meclis locasındaki yerlerini almıştı. Locada 15 general oturuyordu. Bu komutanlar arasında yeni Genelkurmay Başkanı Cemal Tural, yeni Kara Kuvvetleri Komutanı Refik Yılmaz, Deniz Kuvvetleri Komutanı Necdet Uran vardı. Cevdet Sunay döneminde Kara Kuvvetleri Komutanı Tural ile ciddi biçimde takışan, hatta bu nedenle emrindeki uçakları teyakkuz haline getiren Hava Kuvvetleri Komutanı İrfan Tansel de oradaydı. Ayrıca Meclis koridorlarında 30 kadar general dolanıyordu. Parlamentonun, Meclis artı Senato, toplam mevcudu 637 kişiydi. Bunlardan 532'si seçime katıldı. Oylar sayılırken parlamenterler dışarıya çıktı. Locadaki komutanlar ise yerlerinden kımıldamadılar. Sonuçta Cevdet Sunay 461 oyla beşinci cumhurbaşkanı seçildi. Türkeş'e 11 oy çıkmıştı. 47 boş oy atılırken çeşitli kişilere 13 oy atılmıştı. Unutmadan: Sunay'a yer açmak için istifa eden Ragıp Üner'e ne mi oldu? Sunay vefalı davrandı ve onu kontejan senatörü olarak "atadı"!

***

Bakımsız Köşk'te titiz bir ev kadını: Atıfet Hanım


Cevdet Sunay, 1929 yılında, 31 yaşındayken, 21 yaşındaki Atıfet Hanımla evlendi. Üç çocukları oldu: Atilla, Aysel, Argun. Bazı cumhurbaşkanı eşlerinin aksine Atıfet Hanım, evini seve seve terk edip Çankaya'ya çıktı. Cemal Gürsel hasta olduğu için eşi Melahat Hanım, Köşk ile ilgilenememişti. Atıfet Hanım ilk gittiğinde karşısına çıkan manzarayı şöyle anlatır: "Köşk çok bakımsızdı. Her odada gri, demir bir karyola ve üzerlerinde askeri battaniye... Koridorun sonunda Gürsel Paşa'nın odası vardı. Atatürk döneminden kalma perdeler çok eskimişti. Salondaki çiçekli halı delik deşikti. Ortadaki masanın üzerinde, etrafına makine çekilmiş patiska bir örtü vardı. Atatürk'ün yattığı ve gül bahçesine bakan odadaki eşyalar da eskimiş ve solmuştu. Kimse kullanmadığı için perdeler çürüyüp dökülmüştü. Sauna bölümünde, duvardaki musluklardan sıcak sular fışkırıyordu. Her yeri temizlettik, onarttık, yeniledik. Hatta sonraki cumhurbaşkanının eşi Emel Korutürk, 'Bize yapacak iş bırakmamışsınız' demişti."

***

Rejimin yeni adı


1990'lı yıllarda, öncülüğünü Prof. Mehmet Altan'ın yaptığı bir grup aydın, 'İkinci Cumhuriyet' kavramını ortaya attı. Özlemleri, Avrupa Birliği ilkelerine uyum sağlamış, demokrasisini geliştirmiş, gerçekten hukuk devleti haline gelmiş yeni bir cumhuriyet özlemiydi. Ancak bu tabir, 'söz' olarak yeni değildi. 27 Mayıs'tan sonra, hem Anayasa'da, hem de parlamentoda önemli değişiklikler yapıldığı için, bazı yazarlar, o yeni döneme 'İkinci Cumhuriyet' adını vermişler, hatta bazıları Sunay'a, "İkinci Cumhuriyet'in ikinci cumhurbaşkanı" demişti.

***

Sunay'ın yemin sürprizi

Cevdet Sunay 28 Mart 1966 günü cumhurbaşkanı seçilince yemin etmek üzere kürsüye geldi. Önce normal yeminini etti. Ardından da şöyle dedi: "Bu şerefli vazifeyi kabul ederken, milletin ve sizlerin hizmeti için Allah'tan bana yardımcı olmasını niyaz ederim." Bu sözler Meclis'te büyük bir tezahüratla karşılandı. Hatta bazı milletvekillerinin ve senatörlerin göz yaşlarını tutamadığına şahit olundu.

***

"Genelkurmay Başkanlığı, Köşk'e atlama tahtası değildir"


SUNAY'IN İKİ BELALISI
Millet Partisi Başkanı Osman Bölükbaşı (en solda) ile Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Başkanı Alparslan Türkeş, 1966'da Sunay'ın cumhurbaşkanı seçilmesine en çok karşı çıkan siyasetçilerdi. Bölükbaşı siyaseti bıraktı ama samimi ilişkileri ölene dek sürdü.

***

Meclis'in localarında 52 general vardı


Tarihi gün gelmişti... 13 Mart gününü, dönemin CHP Başkanı Bülent Ecevit şöyle anlatıyor: "Meclis askeri birliklerce sarılmıştı. Siviller içeriye alınmıyordu. Salonlar ve koridorlar ise tıklım tıklım çoğu üst rütbeli subaylarla doluydu. Koridorda hangimizi görseler, bazıları nezaketle, bazıları ağır bir dille, gerektiğinde tehdit ederek veya benim odama telefon ederek baskılarda bulunuyorlardı." Ve birleşik (Meclis+Senato) toplantı başladı. Localar komutanlarla doluydu. Gazeteciler tam 52 general saymıştı. Ama çok önemli bir kişi bu gövde gösterisine katılmamıştı: Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Muhsin Batur! Bununla da yetinmeyen Batur, havacı generallerin o gün Meclis'e gitmesini de engellemişti. Bazı yorumcular, Batur'un Gürler'den desteğini çekmesini şöyle açıklar: "Batur, Gürler'den sonra genelkurmay başkanı olmak istiyordu... Ancak Gürler ayrılmadan önce yerine bir havacıyı değil, geleneklere uyarak bir karacıyı getirmişti. Batur bunu affetmedi." Sivil giysiler içinde oturan Faruk Gürler'e karşı Adalet Partisi kendi adayını çıkardı: Demokrat Parti döneminde hava kuvvetleri komutanlığı yapan Tekin Arıburun. Böylece ilk tur yapıldı. Sonuç şok ediciydi: Arıburun'a 276, Gürler'e 203 oy çıkmıştı! Turlar devam ediyordu. Genelkurmay Başkanı çağırınca Batur bir kez gelip bu turları izledi. Ancak bu da bir şeyi değiştirmedi. Parlamento ısrarla Gürler'e oy vermiyordu. Ancak seçim turları devam ederken baskılar da sürmekteydi. Mesela generaller Demokratik Parti ileri gelenlerini Deniz Kuvvetleri Komutanı Kemal Kayacan'ın konutuna çağırmıştı. Siyasetçiler Gürler'e oy vermeyeceklerini ısrarla söylediklerinde Kara Kuvvetleri Komutanı Eşref Akıncı bağırıp çağırmaya başlamıştı. Genelkurmay İkinci Başkanı Turgut Sunalp ise açıkça tehdit ediyordu: "Böyle giderse hepinizi toplarız." Ancak ordu yelkenleri suya indirmeye başlamıştı. Komutanlar Ecevit'e, Cevdet Sunay'ın görev süresini uzatmayı da teklif etmişti. Ecevit bu formüle sıcak bakıyordu ama Demirel ile görüşmeye de devam ediyordu. Derken Faruk Gürler gayet kırgın bir şekilde 20 Martta adaylıktan çekildi. Komutanlar ise kendi aralarında Köşk anketi yapıyordu. "Sunay ile devam" fikrine 17 oy çıkmıştı. Listede bir de 9 oy alan Fahri Korutürk adı görünüyordu. Demirel ile Ecevit de anlaşmaya çalışıyordu. AP ile CHP arasında aday listeleri gidip geliyordu. Herkes diğerinin adayına bir kulp takıyordu. Ancak taraflar arasında restleşme yoktu. Arayış samimiydi. Sonunda Demirel, Ecevit'e üç isim önerdi: Naim Talu, Sabahattin Özbek ve Fahri Korutürk. İlk ikisini reddeden Ecevit, 70 yaşındaki Korutürk'e sıcak bakmıştı. Ardından diğer parti başkanlarıyla da görüşüldü. Pazarlıklar yapıldı. Sonunda karar verildi: Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, emekli büyükelçi Fahri Korutürk! İstanbul'dan apar topar Ankara'ya getirilen Korutürk, 6 Nisan 1973 günü yapılan 15'inci turda 557 üyeden 365'inin oyunu alarak Türkiye'nin altıncı cumhurbaşkanı seçildi. İlk kez emekli bir amiral Köşk'e çıkıyordu.





Türkiye İnterneti 15 yaşında
İnternet Günleri başlıyor!

İnternet haberciliğinde ilkeli, güçlü ve özgür yeni bir platform...
Devler Ligi'nde heyecan artıyor
Avrupa futbolunun kulüpler bazında en büyük kupası olan Şampiyonlar Ligi'nde 4 yarı finalist belli oldu. Yarı...
Temiz İnternet Kampanyası
SABAH gazetesi, Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla "Temiz İnternet" kampanyası başlattı.. İnternette...
Fatih'in yaktığı Matrix Tarikatı
Da Vinci modası bizdeki esrarlı örgütleri unutturdu. İşte Fatih'in diri diri yaktırdığı tarihin ilk...
Tartışma yaratan andıç
Genelkurmay'ın basın kuruluşlarını takip edip hazırladığı andıçın detayları büyük gürültü koparttı. İşte...
Kadir Has'ın anıları
Kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden hayırsever işadamı Kadir Has'ın yaşamı birbirinden ilginiç anılarla...
Sahte şehide anıt mezar
Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde tarihi skandal: İGDAŞ sponsor oldu. Sahte şehide anıt mezar...
Mortgage yasalaştı
Kamuoyunda mortgage (tutsat) olarak bilinen tasarının Meclis'ten geçerek yasalaşmasının ardından konut...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu