Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Ağustos 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Gazeteci Ayşe Özyılmazel, GÜNAYDIN'ın yazarı. Aynı zamanda ünlü şarkıcı Neco Özyılmazel ile Oya Germen'in kızı. O da geçen yıl çok tartışılan boşanma davasının taraflarından biri oldu. Neden aldatmaydı; Neco yani Ayşe'nin babası kendisinden 25 yaş küçük bir kadınla yeni bir hayat kurmayı tercih edince, Ayşe ve babasının yolları ayrıldı. Küslükleri basına yansıdı. Ayşe; annesinin yanında oldu, açıkça tavrını koydu. Ayşe ile aldatma olaylarından sonra 'arada kalanlar'ın durumlarını konuştuk:

* Sence hep aldatan mı suçludur?
Bence suçlu kelimesini bu konuda kullanmak çok doğru değil. Hem bu işin cezası mı var, sadece karşındakinin kalbi kırılıyor. Buna üzülmek de aldatanın vicdanına kalıyor. Hem aldatan insanın içini rahatlatan bir bahanesi yok mu? 'Evliliğimde mutlu değilim' der, 'benimle ilgilenmiyordu' der, 'seks hayatımız yürümüyordu' der, der Allah der; diyecek bir şey mutlaka bulunur. Ama ben yine de 'suçlu' kelimesini aldatma söz konusu olduğunda kullanmayacağım. Bu işin içinde duygular var, ego var ve bu iş hain bir iş.

* İnsanın anne babası ayrılınca ve konu aldatma olunca bir tarafta olmak mı gerekiyor; sen annenden taraf oldun ve bildiğimiz kadarıyla babanla küssün?
Görüşürüm ya da görüşmem ama o benim babamdır. Mutlaka geçer çünkü o benim kanım canım... Ama bunlar yaşanırken üslup çok önemli. Zamanla her şey düzelir. Ben sırf aldattı diye babama ya da anneme tavır almam. Ama bunu nasıl yaptığı, ne şekilde yaptığı ve sonra nasıl davrandığı önemli benim için. Yani tavır önemli, üslup önemli... Hadi aldattı diyelim; bunu nasıl yaptığının da önemi var. Toplumun, dostlarının önünde rencide mi etti, zor durumda kalmasına mı neden oldu, ilişkilerini toptan yok mu etti; işte bunlar önemli. Tavrı ne oldu, ne dedi, nasıl yaklaştı, nasıl bir yolla bunu diğerine söyledi? Bir bütün köprüleri yıkmak var, bir de 'ben böyle bir şey yaptım ama karıcım kocacım bunu şunun için yaptım' deyip adamakıllı davranmak var.

GENÇ 'AZGIN TEKE'LER
* Sence erkeklerin yaş dönümleri mi onları aldatmaya iten? Babanla birlikte bu konuda çok tartışıldı hatta 'azgın teke' diye bir terim gündeme geldi?
Ben bu konuda bir otorite değilim. 'Yaş dönemi' diyorlar, doğrudur. Andropoz diyorlar, olabilir ama gençler de aldatmıyor mu? Artık bu günlerde hepimizin aklı çelinebilir, böyle bir dönem içindeyiz. Arzularımıza kapılırsak hepimizin gözü kayabilir. Yaşla o kadar bağlı olduğunu düşünmüyorum. Bence evlilik ve ilişki kavramlarını yeniden gözden geçireceğiz.

* Sence aldatılma, çiftler için başlı başına bir boşanma nedeni olmalı mı?
Kadına ya da erkeğe bağlı, ilişkilerinin dinamiğini bilmek lazım. Bağışlanabilir de, evliliği bitirebilir de...

* Şu sıralarda boşananlar tekrar eski eşlerine dönüyorlar; sence böyle bir şey olabilir mi?
Bunu ben bilemem. Tek bildiğim; hayatta her şeyin mümkün olduğu ve bu kararın ilişkiyi yaşayanlara ait olduğu. Ben 28 yaşında genç bir kadınım, benim için önemli olan onların ne istediği ve mutluluğu. Bunun için de birarada olmaları gerekmiyor.

SÜPER ALDATILDIM
* Sen hiç aldatıldın mı?
Ben de aldatıldım hem de süper aldatıldım! Erkek arkadaşım bir gün aniden yok oldu. Eski kız arkadaşına yani benden önceki sevgilisine döndüğünü ben arkadaşlarımdan duydum. O ise bana söylemedi, söyleyemedi. Bari aldatıyorsun yok olma... Bizim nesilde böyle bir yok olma durumu var. Başka arkadaşlarımın başına gelenlerden de bildiğim üzere erkekler yüzleşmeyi beceremiyorlar. Kaçıp gidiyorlar. Gel oturalım konuşalım, ağlayalım, bağıralım, çağıralım sonra git yoluna ama biraz saygı duymak lazım. Benim bu işlerde en çok sinirlendiğim bu. Herkes ayrılabilir, boşanabilir, gidebilir ama 'nasılı' önemli. Yok olmak bence dünyanın en adice hareketi...