Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Ekonomi Gündem Siyaset Dünya Spor Yaşam
 
24 Saat
24 Saat

Türkiye'deki AIDS'lilerin yüzde 70'i kendini gizliyor

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.B.D. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Korten, AIDS hastalığı ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı:

* Türkiye'de ne kadar AIDS'li hasta var?
3 bin 175 hasta var. Bunların içinde ölenler ve yabancı uyruklular da var. Bunları çıkarırsak; bu rakam iki binin üzerinde... Ancak tespit edilemeyen hasta oranı bunun yedi katı kadar. Türkiye'deki hastaların yüzde 70'i gizleniyor. Yılda 300-n00 kadar yeni tanı konuluyor. Türkiye'de hafif bir artış var. Bunun nedeni; damar içi ilaç bağımlılığının ülkemizde diğer ülkelere oranla daha az görülmesi. Türkiye'deki AIDS vakalarının yüzde 50'si cinsel yolla bulaşıyor. Şırınga paylaşma, ülkemizde büyük bir sorun değil. Ukrayna ve eski Rusya'daki ani artışlar ise; damar içi ilaç bağımlığından kaynaklanıyor.

* AIDS bir eşcinsel hastalığı olarak etiketlendi. Bu doğru mu?
AIDS, 1980'lerin başında ilk önce homoseksüel popülasyonda tespit edildiği için yanlış bir kanı oluştu. Ama şu anda öyle değil. Türkiye'de, yüzde 50-70 arasında heteroseksüel geçişlerde görülüyor. Homoseksüel ve biseksüeller de riskli grupta yer alıyor ama çoğunluğu oluşturmuyor.

İNTİHARA YOL AÇIYOR!

* Hastalarınıza AIDS olduklarını nasıl söylüyorsunuz?
Bunu açıklarken, gerekirse yanımızda psikiyatrist veya psikologlar da bulunuyor. Çünkü hastalar tanıyı öğrendikten sonra bir-iki ay içerisinde psikolojik yardıma ihtiyaç duyuyor. Bu durumu bekleyen hastalar daha kolay kabullenirken, beklemeyen hastalar ağır depresyona giriyor. İntihara eğilimleri artıyor. Benim, intihar eden hastalarım oldu. Bir hastam beş yıllık tedavinin sonunda hastalığını kabullenemedi ve ilaçlarını kullanmayarak hayatına son verdi. İlaçlar düzensiz kullanıldığı zaman depresyon başlıyor. En tehlikelisi bu!

AŞISI HALA YOK!
* AIDS ilaçları ömür boyu mu kullanılmalı?
Yeni jenerasyon ilaçlar, daha iyi bir yaşam kalitesi sağlıyor. İlaçların, vücutta şekil değişikliği ya da yüzde incelme-kalınlaşma gibi yan etkileri var. Bazı hastalar, bu yan etkileri gidermek için estetik yaptırıyor. İlaçları ömür boyu kullanmak şart çünkü bunlar vücut direncini güçlendiriyor.

* AIDS aşısı ne zaman çıkar?
Aşıyla ilgili çabalar başarısız oldu. Önümüzdeki 10 yıl, aşı geliştirilmesi zor.

* AIDS olan birinin cinsel hayatı biter mi?
AIDS'li çiftler kondom kullanıp korunarak, cinsel hayatlarını sürdürebilir. Ama hastalıklarını öğrendikten sonra, bir süre kendilerine gelemiyorlar. Bulaştırma korkusu ve psikolojik sorunlar nedeniyle bazen seks hayatlarını bitirebiliyorlar. Kişi kendini tutuyor, cinsel dürtülerine engel oluyor. Aynı evde yaşayıp partneriyle beraber olmayanlar var. Böyle olduğunda, bir-iki senede ayrılıyorlar.

ENFEKSİYON RİSKİ VAR
* İki AIDS hastasının evlenmesi mümkün müdür?
HIV pozitif virüsü taşıması, bir kişinin evliliğine yasal olarak engel teşkil etmez. İsteyen evlenir, istemeyen evlenmez. İki AIDS hastası da evlenebilir. Dünyada da, Türkiye'de de böyle hastalar var. Ancak, bunlar da korunarak birlikte olmak zorundadır. Hasta olan kişi diğer kişinin de virüsünü de vücuduna alırsa; bu sefer 'süper enfeksiyon' oluşur. Böyle çok vaka var. Bazen aynı virüsü taşıyan kişiler, korunmadan birlikte oluyor. Bu dirençli virüslere yol açabiliyor.

ARTIK ÖLÜMCÜL HASTALIK DEĞİL!
AIDS, 1997 yılından beri 'ölümcül hastalıklar' kategorisinden çıkmış durumda. AIDS tedavisinin temel şartı; gerekli ilaçlara ulaşmak ve onları düzenli olarak kullanmak. Hastalar ilaçlarını kullanmadıkları zaman, fırsatçı enfeksiyonlar ve kanserler yüzünden ölümler olabiliyor. Dünyada var olan ilaçların bir kısmı ülkemizde yok. Bu da tedavi seçeneklerini kısıtlıyor. Hastada ilaçlara karşı direnç ortaya çıktığında, kullanabileceğimiz yeni ilaçlarımız yok maalesef.