Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Ağustos 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Ahde vefa üzerine kurulu dostluk

30 yıllık dostlukları bulunan Erdoğan ile Gül, birbirlerine karşı hep ahde vefa gösterdi
Gül'ün RP'ye alınmasını ve 58. Hükümetin Başbakanı olmasını isteyen Erdoğan. Koltuğu Erdoğan'a bırakan Gül'ü Cumhurbaşkanı adayı olarak öneren de yine Erdoğan ve Arınç.

Milli Görüş'teki parçalanma sonrası, Türkiye'nin 2000'li yıllarına damga vuracak bir siyasi parti kurulacağını kimse beklemiyordu. Ancak 30 yıllık dostlukları bulunan Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül, AKP'yi kurarak inanılmaz bir kamuoyu rüzgârı yakaladılar. AK Parti'nin kurulacağının ilk işaretini de, Recai Kutan'a karşı kongreyi kaybeden Abdullah Gül verdi. Gül, Fazilet Partisi kongresinden bir gün sonra Tayyip Erdoğan'ı Üsküdar'daki Emniyet Mahallesi'nde bulunan evinde ziyaret etti. Gül, Erdoğan'a "Bu işin sahibi sizsiniz. Bu işi biz sizin adınıza yaptık. Gelin işin başına geçin" diyerek, parti kurulmasını önerdi.

BAŞBAKAN KİM OLACAK?

Gül-Erdoğan-Arınç'la birlikte hareket eden milletvekilleri Milli Görüş hareketinin yeni adresi olan Saadet Partisi'ne geçmediler. AK Parti kuruldu. Bir yıl sonra yapılan genel seçimlerde AK Parti tek başına iktidar oldu. Siyasi yasaklı olduğu için seçimlere katılamayan ve milletvekili olamayan AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Başbakan arayışına girdi. Erdoğan'ın kafasındaki tek isin Gül'dü. Öyle de oldu. Cumhurbaşkanı Sezer, 58. Hükümeti kurmak için Gül'e yetki verdi. Hükümeti kuran Gül'ü, zorlu bir süreç bekliyordu. Seçimlerden önce yakın çevresine, "İktidara gidiyoruz. Bizi iktidarda zorlayacak üç konu var. Bunlar da Irak, Kıbrıs ve AB konularıdır" diyen Gül'ün kehaneti de doğru çıktı. Irak'a asker gönderilmesine ilişkin tezkere çok az bir farkla TBMM'de reddedildi. Bu süreçten sonra ABD ile ilişkiler zedelendi. Kıbrıs ve AB konusunda sıkı pazarlıklar başladı. Erdoğan, Gül'ü sıkıntıya sokmamak için hükümet icraatına da fazla müdahil olmamaya özen gösterdi. Bunun ilk adımını da, seçim kampanyasında işlediği duble yol açılışında gösterdi. İlk duble yol açılışına Gül'ü gölgelememek için katılmadı. Siirt seçimlerinin iptal edilmesiyle Tayyip Erdoğan'a Başbakanlık yolu açıldı. Seçimler sonrası Erdoğan, Siirt Milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Erdoğan'ın seçilmesiyle birlikte, "Gül başbakanlığı bırakır mı bırakmaz mı" tartışmaları başladı. Bu spekülasyonların yoğunlaşması AK Partili vekiller arasında da sıkıntıya yol açtı. Vekillerden bazıları konuyu Erdoğan'a taşıdı. Erdoğan, o dönemde de "makam, mevki peşinde değilim" dedi. Gül ise bu süreçte tartışmaların hep dışında kaldı. Erdoğan'la karşı karşıya kalabileceği beyanatlardan uzak durdu. Vekillerden Erdoğan'a, "Gül Başbakanlıktan ayrılmazsa ne yaparsınız" sorusu yöneltildi. Erdoğan, "Biz bu hareketi birlikte kurduk. Buralara geldik. Ülke için hizmet ederse sonuna kadar desteklerim, farklı bir durum olursa nasıl Erbakan Hoca ile mücadele ettim, yine mücadele ederim" dedi. Ancak, Gül "Başbakanlık Genel Başkanımız hakkıdır" dedi ve koltuğu bıraktı. Gül bir anlamda ahde vefa gösterdi.

KÖŞK'E GİDEN YOL
Erdoğan, 59. hükümetin başbakanı oldu, Gül de sağ kolu. İkili en önemli kararları birlikte aldı. Erdoğan'ın, Köşk için tercihini yine tercihini en yakın dostu, sırdaşı Gül'den yana kullandı.

"GÜL'ÜN ADI"NIN YAZARI: KIRGINIM

Abdullah Gül hakkında yazılmış ilk ve tek kitap "Gül'ün Adı"nın yazarı Yavuz Selim, SABAH'ın sorularanı yanıtlarken, şaşırtıcı bir açıklama da yaptı: "Gül'e kırgınım." Gül, başbakan olduktan iki ay sonra çıkan kitapta Gül'ün siyasi biyografisini anlatan Selim, "Kitabı Gül ve yakın çalışma arkadaşları ile konuşarak hazırladım. Yorum yok, değerlendirme yok. Kitabı yayınevi Gül'e göndermiş. Alıp çantasına koymuş. O günden beri hiç aramadı. Görüşlerini söylemesini beklerdim. Kırgınım" dedi.