Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
12 Mart muhtırasından 8 ay sonra hazırlanan bir CIA raporunda Türkiye'nin o günkü siyasi durumu üzerine analiz yapılarak adeta bir Türkiye fotoğrafı çıkarılıyor... CIA analizinde siyasi durum 5 maddede değerlendirilirken askerlerin gelecek yıllarda da yönetimde daima son karar veren konumunu koruyacağı yorumu yapıldı
12 Mart muhtırasından sonra döneme ilişkin açıklanan toplam 100 sayfalık, 16 CIA belgesi ve görüşme zaptının büyük çoğunluğu Başbakan Nihat Erim'le kapalı kapılar ardında yapılan afyon pazarlığına ait. Belgeler, ABD'nin Türkiye'den ısrarla afyon üretimini durdurmasını istediğini gösteriyor. Gizli görüşme zabıtları arasında 2-3 belge de Yunanistan'la Ege'de askeri dengeyi korumak için ABD'yle yapılan F-4 savaş uçakları pazarlığını kapsıyor. 100 sayfanın içinde en çok görüşme zaptı ise Süleyman Demirel'le ABD Büyükelçisi William Handley arasında yapılan görüşmelere ait. 16 gizli belge arasından son olarak seçtiğim birkaç ilginç raporu ve zaptı aktarmak istiyorum. Bunlardan biri 2 Aralık 1971 tarihli, yani darbeden tam 8 ay sonra yazılmış bir CIA raporu. Raporda Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi durumun analizi 5 maddede toplanıyor. Tespitler şöyle:

TÜRKİYE YORUMLARI
1- Asker rıza göstermezse AP yönetemez.
Türkiye çok zor sosyal ve ekonomik sorunlarla boğuşuyor. Bu sorunlar çok partili sistemi tehdit etmeye devam ediyor. Adalet Partisi giderek parlayan iş ve meslek gruplarına ve modernleşen köylüye dayandı. Böylece seçimleri kazanıyor. Ama eğer askerler ve bürokrasideki reformistler yeşil ışık yakmazsa ülkeyi yönetemez.

2- Erim generallerin kuklası olmadı.
Nihat Erim askeri müdahaleyle Başbakan oldu. Ama generallerin kuklası olmadı. Asayişi kurma ve reformaları uygulama taahhüdünde bulundu. Toprak reformu sözünü de verdi. Erim kapsamlı programınının muhtemelen küçük bir bölümünü gerçekleştirebilecek. Ve muhtemelen ülkedeki siyasi gerginlik de devam edecek.

3- Askerler gelecek yıllarda da yönetimi etkileyecekler.
Gelecek yıllarda da askerlerin yönetimde daima son karar veren konumlarını koruyacakları kesin gözüküyor. Ama eğer siyasiler askerlerle işbirliği yapıp reform tedbirlerini uygularlarsa, ordu doğrudan iktidarı ele almayacaktır. Bir askeri hükümet kurulursa, bu uzun süre iktidarda kalacaktır. Genç generaller, Erim hükümetinin politikalarının büyük çoğunluğunu uygulamaya devam edecektir. Alt düzeydeki subayların oluşturacağı bir yönetim çok daha milliyetçi olacaktır. Böyle bir rejimin gideceği yönü kestirmek zordur.

4- Sıkıyönetim sayesinde ABD'ye eleştiriler durdu.
Türkiye şu anda dünyadaki yeriyle ilgili büyük bir tartışma içine girdi. Türkler'in birçoğu, uzun süredir ABD'nin Türkiye'yi hafife aldığını, fazla önemsemediğini düşünüyorlar. Neyseki sıkı yönetim sayesinde ABD'ye yönelik sert eleştiriler durdu. Ayrıca Erim yönetimi altında ABD'nin Türkiye'deki faaliyetleri de gelişti.

5- ABD yardımı önemli.
Afyon üretiminin kontrolü ABD'nin yapacağı yardıma bağlı. Türkler kapsamlı yardım istiyorlar. Eğer ABD yardımı azalırsa, üretimin devam etmesi için hükümet üzerinde baskı artacaktır. Bu konu Türkiye'deki milli hassasiyetlere dokunuyor. O zaman ABD'yle Türkiye'nin çıkarları çatışacaktır.

'ORDUNUN MORALİ ÇÖKERSE ÇOK TEHLİKELİ'
Tarih: 21 Mart 1972- Sabah 11.00
Yer: Washington (Nihat Erim, Başkan Richard Nixon'la görüştü.)
Erim: Türkiye'de demokrasiyi yerleştirmek için çaba gösteriyoruz. Demokrasiden yanayım. Bu nedenle aşırı uçlar beni eleştiriyor. Ama anayasaya bağlı kalmakta kararlıyım. Orduyu modernize etmeye çalışıyorum. Ordunun morali Türkiye'nin istikrarı açısından önemli. Eğer Türk ordusunun morali çökerse bu çok tehlikeli olur."

YUNANİSTAN'IN F-4'E İHTİYACI YOK
Tarih
: 4 Ocak 1972
Yer: Washington Dışişleri Bakanı Ümit Haluk Bayülgen'le ABD Dışişleri Bakanı Rogers buluştu. Bayülgen, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'dan Başkan Nixon'a mesaj getirmişti. Türk Dışişleri Bakanı doğrudan konuya girdi: "Yunanistan'a satacağınız F-4 savaş uçakları bizi kaygılandırıyor. Bu uçaklar Türkiye ve Kıbrıs'a kadar uçup geri dönebilirler. F-4'leri Yunanlılar'a satarsanız Lozan'da kurulan denge bozulur. Bu denge NATO içinde de korundu. Bozulmamalıdır. Eğer F-4'leri alırlarsa, Kıbrıs'da da uzlaşmaya yanaşmazlar. Ayrıca Bulgar sınırı o kadar yakın ki, Yunanlılar'ın Bulgaristan'a karşı F-4'lere ihtiyacı yok."