Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Raporda adı geçen dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, Demirel'le birlikte.

'Askeri darbe an meselesi

12 Mart'a çeyrek kala hazırlanan bir raporda darbenin ayak sesleri vurgulanıyor: Demirel'in orduyla uyumu sürekli olmadı. Devirme girişimlerinin devam edeceğinden kuşku duymuyoruz
ABD Dışişleri Bakanlığı 36 yıl sonra 1969-1972 yıllarına ait 39 belgeyi açıkladı. Dikkatimi çeken bir ayrıntıyı aktarayım. 10 Mart 1971'den sonra gizliliği kaldırılan ilk belge 25 Mart 1971 tarihini taşıyor. Yani askeri müdahale kararının alındığı tartışmalı Genelkurmay toplantısından sonra geçen 10 gün içinde yaşananlar hâlâ bilinmiyor. ABD Büyükelçisi Hadley, 12 Mart günü Washington'a neler yazdı? Demirel'in darbeyle uzaklaştırılmasını nasıl değerlendirdi? Nihat Erim'in Başbakanlığa getirilmesine nasıl bakıldı? Bilemiyoruz. Eğer 10 gün içindeki belgeler de açıklanmış olsaydı, 12 Mart'ın karanlıkta kalan yönleri tümüyle aydınlığa çıkacaktı. Ancak yine de açıklananlar bile döneme büyük ölçüde ışık tuttu. Açıklananlar arasında 12 Mart'a çeyrek kala hazırlanan gizli bir raporu okudum. 2,5 sayfalık raporun nedense tarihi yok. Ama raporun muhtemelen Ocak 1971'de yani muhtıraya 2 ay kala hazırlandığı anlaşılıyor. Raporun en çarpıcı tahmini ise sonunda yapılıyor ve "darbenin an meselesi" olduğu bildiriliyor. Rapor "Türkiye'deki siyasi durum" başlığını taşıyor. Raporda 1971'deki Türk siyasi hayatının fotoğrafı çekiliyor: "Türk siyasi hayatında elitler, Türkiye'ye ihtiyacı olan aydınlık ve ilerici liderliği sadece kendileri verebileceklerine inanıyorlar. Muhaliflerini ise popülist olarak tanımlıyorlar. Elitlerin arasında Cumhuriyet Halk Partisi var. Ayrıca CHP'nin solunda daha küçük Marksist Türk İşçi Partisi ve radikal sol öğrenci grupları bulunuyor. 1965 seçimleri Adalet Partisi'nin zaferiyle sonuçlandı. Böylece, 1960 askeri darbesiyle iktidardan uzaklaştırılan toplumun aynı kesiminin temsilcileri 5 yıl sonra yeniden iktidarı ele geçirmiş oldular. 1960 darbesi aydınlar tarafından desteklenmişti. DP'nin varisi olan Adalet Partisi'ni muhafazakâr köylüler ve ticaret kesimi destekliyor." Darbeye birkaç ay kala hazırlanan raporda, Başbakan Demirel'in 5 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri'yle olan ilişkilerini yansıtan ilginç bir saptama var. Raporda, "5 yıl boyunca AP'yi yöneten Demirel ekonomide olağanüstü başarı gösterdi. Ayrıca askeri liderlerle de etkili bir çalışma yürüttü." deniyor. Yani, Demirel'le ordu arasında bir çatışmadan söz edilmiyor.

DARBENİN AYAK SESLERİ
Orduyla ilgili bölüm ise oldukça ilginç. Özetleyerek aktarıyorum: "Demirel'in Türk ordusuyla uyumu hiçbir zaman sürekli olmadı. 1965'den sonra yıllar içersinde zaman zaman askeri darbe hazırlıkları olduğuna ilişkin raporlar çıktı. Darbe hazırlığı içinde olanlar albaylar düzeyinde ve bunların, 1960 darbesini yapan grupla da bağlantıları var. Adalet Partisi hükümetinin Türkiye'nin birçok sorunuyla başa çıkamadığı düşünülüyor. Özellikle öğrenci şiddet olayları askerin müdahaleye hazırlandığı söylentilerini artırdı. Ortada bazı raporlar dolaşıyor. Son olarak Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur'un Cumhurbaşkanı Sunay'a bazı önerilerde bulunduğu bildiriliyor." "Demirel'i devirme girişimlerinin devam edeceğine ilişkin hiçbir kuşku yok" ibaresinin yer aldığı raporun son bölümünde ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin müdahale edebileceği açıkça yer alıyor. Son bölüm aynen şöyle: "Ordunun ne yapacağı belli değil. Eğer, AP hükümet, öğrenci olaylarıyla başa çıkamaz ve Meclis'teki sorumsuz hava devam ederse, askeri müdahale kuvvetle muhtemeldir. Bir grup genç subay, ülkeye ve hükümete istikrar getirmek için bazı değişiklikleri zorlayacaklardır. Kuvvetle muhtemeldir ki, talepleri seçim kanununun değiştirilmesi olacaktır. Bu rolü, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay üstlenebilir. Ancak, unutmamak gerekir ki, 1960 darbesini alt düzeydeki subaylar yaptılar. Yeniden aynı grubun sahneye çıkmaması ihtimal dışı değildir."