kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Mayıs 2009, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
İmam Altınbaş TİM Başkanı Büyükekşi Başbakan Erdoğan Dünya Kuyumcular Konf. Bş. Gaetano Cavalieri

IMF'ye 'Altın borç ver' önerimiz kabul edilmedi

04.05.2009
Başbakan Erdoğan, G-20 toplantısında IMF'nin elindeki altın rezervini ülkelere borç vermede kullanmasını önerdiklerini ancak diğer üyelerin kabul etmediğini belirtti..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G- 20 toplantısında IMF'ye ellerindeki altın rezervlerini borç olarak vermesi önerisinde bulunduklarını ancak diğer üye ülkelere kabul ettiremediklerini söyledi. Başbakan Erdoğan dün DATİ Holding tarafından restore edilerek hizmete sunulan Ataköy Sheraton Oteli'nin açılışını yaptı. Ardından otelde evsahipliğini Türk Mücevhercileri Birliği'nin yaptığı Dünya Mücevher Konfederasyonu'nca (CIBJO) düzenlenen '2009 Dünya Mücevher Kongresi'nde kurdelayı kesti. Kongrede yaptığı konuşmada dünyanın büyük bir krizden geçtiğini anımsatan Erdoğan, Londra'da yapılan G-20 zirvesinde yaşanan bir anekdotu anlattı. Başbakan Erdoğan, IMF'nin elinde ciddi bir altın rezervi olduğunu ve G-20 Zirvesi'nde Biz bu altın rezervini dolara çevirmek suretiyle IMF yardımını yapalım' dendiğini hatırlattı ve kendisinin şu tezi savunduğunu söyledi:

KİMSE 'ZARAR ETTİM' DEMEZ
"Biz, 'Şu an piyasa belirleyicisi olarak dolar var. Bana göre madem IMF'nin elinde altın var. Biz bu altını hangi ülkeye ne zaman yardım yapılacaksa o günkü değer üzerinden piyasaya sürelim ve IMF borçlandırmayı onun üzerinden yapsın' önerisi yaptık. Bugün de aynı hassasiyeti taşıyorum. Çünkü dolar iner ve çıkar. Ancak altın verdiğinizde hangi değer üzerindeyse o değer üzerinden borçlandırılabilir. Yarın da kimse 'ben o gün zarar etmiştim, ben o gün kar etmiştim' gibi durumla karşı karşıya kalmaz. Yanımızda 1-2 ülke daha vardı, ama çoğunluk bu isteği kabul etmedi."