kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Mayıs 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

ADALET CİNGÖZ: 53. Venedik sergisine dair

adaletcingoz@gmail.com
02.05.2009
Babylon Lounge'un ikinci katındaki 53. Venedik Bienali Türkiye pavyonu sergisinin basın toplantısı, basın toplantısı kavramını kökten değiştirdi. Bir basın toplantısından çok bir parti gibiydi.
Toplantı, sorulara fırsat bırakmadan, multivizyon desteğiyle arkadaşça gerçekleşti. Küratör Başak Şenova, hem Ahmet Ögüt ve Banu Cennetoğlu'yla düzenlediği sergiyi, hem de sergiye özel üç ayrı kitabı bizlere tanıttı.
İngilizce Lapses başlıklı sergi Latince Lapsus kavramından yola çıkıyor. Lapsus kavramının Türkçe'de tam bir karşılığı olmaması da, sergiyi içine üç kitabın, Banu Cennetoğlu'nun çektiği 500 fotoğrafın, Ahmet Öğüt'ün son yıllarda bombalanmış tüm binaları yan yana getirerek kurguladığı bir şehir maketinin rahat rahat sığdığı daha da boş yerin olduğu bir zemine dönüştürüyor.
Şenova ve projesini Vasıf Kortun, Beral Madra ve Çelenk Bafra'dan oluşan İKSV'nin danışma kurulu seçmiş. Bu arada kurula değerlendirmesi için gelen projelerin bir tanesi de, Fulya Erdemci'ye aitmiş.
Danışma kurulunun Türkiye pavyonunun küratörünün kim olacağını değerlendirmek için ne zaman ve kime çağrı yaptığını soracak olursanız... İşte onu söylemek imkânsız. Çünkü böyle bir resmi, açık çağrı ne yazık ki yapılmadı. Danışma kurulu, kendi içinde karar verdiği bir takım isimlerden proje istemiş. Başak Şenova da o şekilde seçilmiş.

Bienal'de görünmek zordur
Şenova'nın Lapses'i Venedik'te nasıl görünür, görünebilir mi bunu şimdiden kestirmek zor. Umarım görülür. Lakin Venedik bienalinde görünmek zordur... Şenova'ya başarılar diliyorum. Öte yandan böylesine bir projeye karar verirken danışma kurulunun neden kamuya açık bir çağrı yapmadığını merak ediyorum...
Elbette, Başak Şenova gibi genç bir küratöre fırsat tanıdıkları için bu kurulu tebrik ediyorum. Lakin, çağrılarda şeffaf, kurullarda çoğulcu, çoksesli olmakta fayda var... Hele hele, Türkiye'yi yani kamuyu, kamu desteğiyle temsil eden bir serginin danışma kurulunun çoksesli, sivil ve bağımsız olmaması düşünülemez.
Türkiye pavyonu sergisini kimin yapacağına karar veren kurulda, sadece belli kurumlarda çalışan belli başlı küratörlere değil, sivil toplum örgütlerinden temsilcilere, bağımsız kültür emekçilerine de söz hakkı tanınmalı. Aksi takdirde çağdaş sanat sahnesinde varlığından hep şikayet ettiğimiz feodal kapıya çarpar dururuz. İki seferdir Türkiye pavyonunun sponsorluğunu üstlenen Garanti Bankası'nın neden bu sefer çekildiğine ilişkin bir söylentiye göre bu çekilme, Mamma Mia! müzikali sırasında yaşanan gerilimin neticesiymiş.
Bir diğer söylentiye göre ise, İKSV sponsorluk başvurusunda geç kalmış. Ve bir başka dedikodu da, Garanti Bankası'nın iki seferdir desteklediği Türkiye pavyonundan beklediği 'geribildirimleri', yani özellikle uluslararası basından övgü dolu yazıları alamamış olmasıymış...
Hangi söylenti doğrudur bilemiyorum... Bunu bilmenin bir önemi var mı?
Hiç yok. Bence asıl soru, başbakanlığın nasıl bir 'geribildirim' isteyeceği ile ilgili...