kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Mayıs 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
YAVUZ DONAT

Aydın namusu

Hikmet Sami Türk "Adalet Bakanı" idi, Recep Tayyip Erdoğan da "cezaevindeki mahkûm."
Bakan "üst bürokrasiye" talimat verdi:
* İki mahkûmla özel olarak ilgilenilsin.
* Biri Tayyip Bey, diğeri Hasan Celal Güzel.
* İkisine de rahatça çalışabilme (okuyup yazmak, ziyaretçilerle konuşmak gibi) imkânı sağlansın.
Cezaevinden çıktıktan sonra;
1. Tayyip Bey, "telefonla Bakan'a teşekkür etti.
2. Hasan Celal Güzel de bir mektupla.
Sonra 2002'ye gelindi.
"Seçimden önce" Hikmet Sami Türk "Anayasa gereği" Adalet Bakanlığı'ndan ayrıldı.
Partisi (DSP) onu yine aday gösterdi.
Tayyip Bey'e gelince...
"Yasa" onun adaylığına engeldi.
DSP milletvekili Prof. Türk bir "açıklama" yaptı:
* Yasa yanlış uygulanıyor.
* Tayyip Bey'in adaylığı engellenemez.
Ancak "dinleyen olmadı."
Ve Tayyip Bey 2002 seçimlerine "giremedi."
Aradan yine seneler geçti.
2007'ye gelindi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine girildi.
"367 krizi" çıktı.
Prof. Türk "bu kriz sanaldır... 367 şartı aranamaz" dedi.
Sonunda "erken seçime" gidildi. (2007)
DSP seçime katılmadı, CHP'yi destekledi.
CHP de "DSP'lilere kontenjan verdi."
"Kontenjan listesinde" Prof. Türk de vardı.
Ama "son anda çizildi."
Söylenmeyen gerekçe "367 meselesindeki tutumuydu."
Prof. Hikmet Sami Türk "mazisi kendisine kefil" namuslu bir bilim, siyaset ve devlet adamı.
Ondan "ombudsman" diye bahsetmemiz boşuna değil.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın