kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Nisan 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Domuz gribi yakın temasla bulaşıyor

CİHAN
Giriş Saati : 30.04.2009 11:33
Güncelleme : 30.04.2009 22:25
Yeni Haber
Tüm dünyanın gündeminde olan ve ülkeleri üst düzey önlem almaya mecbur bırakan domuz gribinin yakın temas, öksürmek ve hapşırmak suretiyle bulaştığı belirtiliyor...
Kayseri İl Sağlık Müdürü Dr. Kadir Çetinkara, domuzlarda hastalığa yol açan bir mikrorganizma olan influenza tip A virüsünün insanlarda oluşturduğu solunum yolu hastalığına domuz gribi denildiğini açıkladı. Virüsün şimdiye kadar insanlarda hastalığa yol açmadığını, sadece domuzlarda görüldüğünü hatırlatan Çetinkara, ancak mikrorganizmadaki değişime bağlı olarak virüsün influenza tip A H1N1 adında yeni bir formunun çıktığını ve solunum yolu ile insanlara bulaştığını bildirdi.

H1N1 virüsünün kış aylarında görülen grip etkeni ile benzer özelliklere sahip olduğuna dikkat çeken Çetinkara, hastalığın bulaşma yolu ve belirtilerinde de benzerlik görüldüğünü vurguladı.

Ancak yeni H1N1 tipinde virüsünün, insanları, kuşları ve domuzları etkileyen bir genetik özelliğe sahip olduğuna değinen Çetinkara, "Domuzlar arasında salgınlar bütün yıl boyunca görülmekle birlikte, ılımlı bölgelerde sonbahar ve kış aylarında görülme sıklığı artıyor. Birçok ülke domuz topluluklarını domuz gribine karşı aşılıyor. İnsanlar domuz gribini genellikle enfekte olmuş domuzlardan alıyor. Ayrıca şu anki salgında insandan insana bulaşmanın olduğu düşünülüyor. İnsandan insana bulaşta yakın temas, hastalığı taşıyanlarla aynı ortamı paylaşmak önemli rol oynuyor." dedi.

İnsanlar arasında domuz gribi enfeksiyonunun, tek tek vakalar olarak ya da salgınlar halinde görülebildiğini aktaran Çetinkara, klinik belirtilerinin mevsimsel gribe benzer olduğunu, ancak bazı vakalarda hiçbir belirti görülmeyerek ölümle sonuçlanabildiğini açıkladı.

Domuz influenza A virüs enfeksiyonunda; 'Başta 38 dereceden yüksek ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücutta ağrı, yorgunluk/ kırgınlık, baş ağrısı, üşüme'nin gösterilebileceğini dile getiren Çetinkara, "Bazı domuz gribi vakalarında kusma ve ishal de görülebiliyor. Mevsimsel gribe benzer şekilde, insandaki domuz gribinin şiddeti hafiften ağıra değişebiliyor. Ağır vakalarda pnömoni, solunum yetmezliği ve bazen de ölüm görülebiliyor. Hastalık özellikle genç ve orta yaş grubunu tutuyor. Kronik sağlık sorunu olanlar gibi bazı gruplarda domuz gribi ağır seyredebiliyor." diye konuştu.

Domuz gribinin, usulüne uygun hazırlanan domuz eti veya diğer domuz ürünlerinin yenmesiyle bulaştığına dair bulgular olmadığını aktaran Çetinkara, domuz influenza virüsünün, 70 derece ısıtılınca öldüğünü ve domuz eti yenmesiyle bu gribin bulaşmayacağını açıkladı. Hastalığın görüldüğü ülkelere seyahat eden vatandaşların dikkat etmesi gerektiğine dikkat çeken Çetinkara şu uyarılarda bulundu:

"Mümkün olduğunca kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunulmaması, bulaşma riskini azaltır. Solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıklar için olduğu gibi başta sabunla el yıkama gibi kişisel hijyen önlemlerini uygulamak son derece önemli. Gidilen ülkelerin yerel otoritelerinin öngördüğü tedbirlere uyulması ve gerektiği durumlarda basit cerrahi maske kullanılması hastalığın bulaşma riskini azaltır.

Ayrıca grip belirtileri görüldüğünde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Eğer hastalığın görüldüğü ülkelere seyahat edildiyse hastalığın belirtilerinden herhangi birisinin görülmesi halinde de mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Domuz gribindeki belirtiler zatürree, nezle, bronşit gibi başka birçok solunum yoluyla bulaşan hastalık da benzer belirtiler gösterebilir. Bu durumların ayırt edilebilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir." dedi.

Griple alakalı insanlara uygulanabilecek aşının henüz geliştirilemediğini bildiren Çetinkara, bu nedenle "Öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burnun tek kullanımlık mendil ile kapatılması ve mendilin atılması, hapşırma ya da öksürme sonrasında ellerin su ve sabunla yıkanması alkol bazlı el dezenfektanlarının kullanılması, kirli ellerle gözlere burna ve ağza dokunulmaması, bol sıvı gıda tüketilmesi iyi beslenilip, dinlenmeye dikkat edilmesi, hasta kişilerle temastan kaçınmak" gibi önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti.