kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Nisan 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Sol örgütlerde Ergenekon izi

Büyük Birlik Partisi Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun, "Bizim tarlayı çok önceden sürmüşler" dediğini gazeteci Şamil Tayyar açıklamıştı. Yani Ergenekoncular, BBP tabanını ve Alperenler Ocağı'nı kendi yanlarına çekmek için uzun süreden beri çalışıyorlardı.
Nasıl önce Alparslan Türkeş, ardından da Devlet Bahçeli, MHP'yi ve Ülkücüleri o örgütlerden uzak tutmak için uğraştıysa, Yazıcıoğlu da tezgâhlara engel olmak için çaba sarf etmişti. Ancak arzu ettiği kadar başarılı olamamıştı.
Ergenekon tipi örgütlerin milliyetçi kesime bulaşması yeni değildir. 12 Eylül (1980) darbesinden önce de Ülkücülere el atmışlardı.
İdeoloji olarak ' ulusalcı' çizgideki Ergenekoncuların, milliyetçilerle kurdukları ilişkilere şaşırmıyoruz.
Ancak önemli bir nokta daha var: Böyle darbe şebekeleri, ideolojik olarak karşıt çizgideki radikal solcularla da gayet iyi geçiniyor.
12 Mart (1971) muhtırasına giden süreçte, kimi solculara "leblebi gibi bomba attırıyorlardı."
Yani solcu gençler ' devrimcilik' yaptıklarını sanırken, aslında darbecilerin yolunu açıyorlardı.
( Not: 'Kullanma ve kullanılma' açısından bakıldığında, 'zinde güçlere' göz kırpan, 'asker-sivil aydın zümre' teorileri yapan Doğan Avcıoğlu- Mihri Belli -Doğu Perinçek çizgisi hiç olmazsa açık sözlü gözüküyor.)
Bugün de durum çok farklı değil.
Geçen yıl Emniyet'ten bazı yetkililerle sohbet ediyorduk. Dev Sol (DHKP/C) tipi bazı örgütler hakkında şöyle dediler:
"Bunlar suçu öven dergiler yayınlıyor. Savcıların emriyle dergileri topluyoruz. Bürolarına kilit vuruluyor; vs. vs. Ama bakıyoruz ki bir ay sonra dergiyi yine çıkarmışlar."
Ardından da gayet imalı bir biçimde şöyle sordular: ' Bu para nereden geliyor?'
Ergenekon şebekesi, ideolojik açıdan bakıldığında, ulusalcılık üzerinden milliyetçilerle, devletçilik ve laiklik üzerinden de bazı solcularla işbirliği yapıyor.
Mesela Özdemir Sabancı cinayeti tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulabilirse, Ergenekon'un sol bağlantıları da ortaya çıkmış olacak.
Özdemir Bey ve arkadaşlarının katledilme sebebi sadece 'görünüşte' solculuktur. Fehriye Erdal ve diğerleri birer maşaydı.
Ayrıca liderliğini Ağustos 2008'de Hollanda'da ölene kadar Dursun Karataş'ın yaptığı Dev Sol'un arşivi de bu açıdan önemli. Bu arşivin açığa çıkarılması, tam anlam veremediğimiz birçok karanlık olayın aydınlatılmasına yol açacak.
" Bostancı'da operasyon düzenlenen sol örgütün adresini, Ergenekon savcıları verdi" şeklindeki haberlere bir de bu gözle bakın.
Ev basarak militan yakalamak aslında işin 'tali' yanı: Bağlantılar çok daha derin.
Mesela Bedrettin Dalan/İstek Vakfı arazisinde ele geçirilen silahlar hakkında, "Prostatlı ihtiyarlar mı bunları kullanarak darbe yapacaktı" diye soranlar olursa... Onlara Özdemir Sabancı cinayetini hatırlatın.
Danıştay saldırısında olduğu gibi, Özdemir Bey öldürüldüğünde de nasıl şaşırmış ve sarsılmıştık!
Bazen bir kurşuna bakar iş: Silahı verirsin üç, beş gencin eline, biraz da bilgi desteğiyle istediğin cinayeti işleyiverirler. Tabii devrimcilik adına!
Not: Solcuların çoğu, Ergenekon soruşturmasına niye soğuk bakıyor? İlişkiler karmaşık ama sanırım cevap basit.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın