kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Nisan 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Gülen'le ilgili sözlerimin arkasındayım

25.04.2009
* Fethullah Gülen'i Nâzım Hikmet'e benzettiniz bir söyleşinizde. Çok büyük tepki aldınız. Hâlâ o noktada mısınız?
En ufak değişiklik yok. Bakın. Dünyanın önünde saygıyla eğildiği en önemli şairlerden bir tanesinin mezarının Türkiye'ye getirilmesini henüz bu yıl konuştuk. Oysa ki bunun sizin açınızdan bir onur kaynağı olması gerekiyor. Şunu vatandaşa söylemeye çalışıyorum ama insanlar okumadan telkinlerle sizin söylediğinizi yorumlamaya çalışıyorlar. Ben ne diyorum: Haklar açısından cumhurbaşkanı da sokaktaki sade vatandaş da aynı haklara sahiptir. Hiç birinin birbirine üstünlüğü yoktur. İmtiyazı da yoktur. İmtiyaz makamındır, kişinin değildir. Fethullah Gülen de bir insan olarak hak ve özgürlükler kapsamına giriyorsa, vatandaş olarak ona da aynı şeyi uygulamanız gerekir.

* Ama Gülen'in bu ülkede bir şeriat düzeni kurmaya çalıştığı söyleniyor...
O ayrı. Yasalara aykırı bir tavır varsa bu tavırlardan dolayı yargılanır. Ben bir hukukçuyum ve meseleye de bir hukukçu olarak bakarım. Biraz önce dedim ki; "Kimsenin imtiyazı yoktur. Kimse hukukun üstünde değildir" Fethullah Gülen de değildir. Eğer varsa yasaya aykırı bir şeyi yargılarsınız. Yargılamada beraat etmiş ise aklanmışsa, o zaman sen yine ona suçlu muamelesi yapamazsın. Yanlıştır. Bu Nâzım da olabilir, bu Fethullah Gülen de olabilir, bu sıradan Ahmet Efendi de olabilir. Bunlar yasaların önünde eşittir. Olayın ana fikri de budur. Bunu başka bir tarafa çekmenin manası da yoktur!