kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Nisan 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

Mutluluk eşittir, ne? Sağlık mı?

Nerede kalmıştık?
Mutluluktan söz ediyorduk, değil mi?
Hani TÜİK'in anketinden çıkan " halkımızın yüzde 86'sı mutluymuş" sonucundan...
Unutmamak gerekir ki, bu tür anket ve araştırmalar bireysel ve tanımı karmaşık bir ruh hali olan mutluluktan çok insanların yaşantılarından hoşnut olup olmadıklarını sorgular, ölçer ve değerlendirir.
Yoksa işin o yanını bıraksak...
Ve şimdi şöyle bir durup kendimize sorsak...
Mutlu muyum, diye...
Yine de şükür, anlamında mutlu; dindirilmemiş özlemlerimiz ve beklentilerimiz anlamında mutsuz olduğumuzu söyleriz.
Batılılar mutluluk üzerine çok kafa patlatıyor. Bunun doğru olduğundan emin değilim.
Hatta zaman zaman " mutluluk arayışı " denen şeyin modern dünyanın bize yutturduğu bir zoka olduğu kanısına kapılıyorum.
Hele mutluluğun bir tür başarı veya bir yarış sonunda elde edilen ödül gibi değerlendirilmesi beni öfkelendiriyor.
Belki artık yaşımın da etkisiyle huzur ve " iyilik hali "ne mutluluktan daha çok inanıyorum.
Bir yanılsama bile olsa, özgürlük hissi ve arayışı beni daha çok tatmin ediyor.
Ama yine de önemli mutluluk konusu...
Çünkü yaşadığımız dünyada temel ideallerden biri bu. Hayali kuruluyor, peşinden koşuluyor, elde etmek için çırpınıp duruluyor.
Popüler kültürde en yaygın kabul ne?
Mutluluğun bir " an " ya da yan yana tespih gibi dizilmiş " anlar " bütünü olduğu...
Yani "sürekli mutluluk yok, mutlu anlar var" demeye getiriliyor.
Happiness: The Science Behind Of Your Smile adlı kitabın yazarı davranış bilimci Daniel Nettle bu ancak "mutlulukta ilk basamak olarak değerlendirilebilir" diyor.
Neden? Çünkü bu " an "lara yakından baktığımızda onların gerçekte neşe ve haz anları olduğunu görüyoruz. Oysa hem felsefi hem de geleneksel mutluluk tarifimiz neşe ve hazdan daha geniş ve derin.
Hem şu malum tespih var ya...
Sık sık kopuyor ve "mutlu an"lar sonunda uzun ve mutsuz bir hayata tekabül ediyor.
Peki insanlara pek fazla düşünmeden "mutluyum" dedirten şey ne?
Aşk mı?
Sevinç mi?
Para mı?
Araştırmalara bakılırsa, en farklı kültürlerde bile bu sorunun cevabı açık: Sağlık!
Mutluluğunu hemen ve gönülden dile getirenler sağlığına şükredenler arasından çıkıyor.
Neyse...
Konuya burada nokta koyayım. Yoksa mutluluk konusu uzar gider, okuyanı mutsuz eder!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın