kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Nisan 2009, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

AB Kıbrıs Türklerini yok saydı

Giriş Saati : 21.04.2009 14:07
Güncelleme : 21.04.2009 18:25
Yeni Haber
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında çarpıcı açıklamalarda bulundu...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kıbrıs Türklerine karşı siyasi, ekonomik, ulaştırma, turizm ve spor alanlarında uygulanan haksız ambargoların bugün de sürdüğünü belirterek, ''AB, Kıbrıs Türklerini yok saymış, Kıbrıs Rum yönetimini Kıbrıs'ın tek temsilcisi olarak tanımıştır'' dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine değindi. Hükümet politikalarının kamuoyunda sorgulanmaya, Azerbaycan'ın duyarlılıklarının öne çıkmaya başladığına dikkati çeken Bahçeli, ''Özellikle Ermenistan ile AKP Hükümeti arasında yakın ilişki ve işbirliğinin başladığı bir süreçte, Azerbaycan ile dostluğumuza gölge düşürecek gelişmeler gerçekleşmiştir. MHP'nin bu konudaki kapsamlı görüş ve tepkileri bellidir ve tereddüte mahal vermeyecek kadar nettir'' diye konuştu.

Azerbaycan Milli Meclisinde düzenlenen Türkiye-Azerbaycan İlişkileri Ortak Çıkarlar ve Problemler konulu foruma iştirak eden MHP'li milletvekilleri ile Türkiye'yi ziyaret eden Azerbaycan'ın 6 kadın milletvekili ve beraberindeki heyete ev sahipliği yapan MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal'a teşekkür etti.

TBMM'nin açıldığı 23 Nisan 1920 tarihinin Türk Milletinin kendisine dayatılmak istenen ve rıza göstermesi beklenen teslimiyeti reddedişinin ve sonucunda Cumhuriyetle taçlanan sürecin en önemli dönüm noktası olduğunu söyleyen Bahçeli, sonucun, milletin istiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağına inanan kahramanların eseri olduğunu vurguladı.

Bahçeli, ''Kuruluşunun 89. yılını kutladığımız TBMM, bugün de tıpkı o gün olduğu gibi demokrasimizin, milli devletimizin ve geleceğimizin en büyük güvencesidir. Bu güvencenin toplumsal dayanağı ve en temiz kaynağı ise pırıl pırıl çocuklarımız olmalıdır'' diye konuştu.

Geleceğin teminatı çocuklar için yapılanların yeterli olmadığını ifade eden Bahçeli, yarının yetişkinleri olacak kuşağın sorunlarının, ülkenin ve milletin genel sorun ve sıkıntılarından ayrı düşünülerek çözülemeyeceğini söyledi.

Babanın ve annenin sorunlarının çözülmeden, aileye huzur, mutluluk, aydınlanma girmeden çocukların ayrı bir varlık gibi düşünülerek sorunlarının üstesinden gelinmeyeceğini belirten Bahçeli, ''Bugün milyonlarca işsizin çok önemli bir bölümü, bir çocuğun babası ve annesidir. Evine ekmek götürmekte zorlanan, ailesini geçindirme imkanları azalan kaygılı ve gergin bir ortamdan yeterince sağlıklı ve yetişmiş bir çocuğun gelişmesini beklemek gerçekçi olmayacaktır'' dedi.

Devlet Bahçeli, 2008 sonu itibariyle 18 yaşına kadar olan nüfusun 23.5 milyonu aştığını kaydederek, 15 yaşından küçük nüfusun ise 18 milyon 800 bine ulaştığını, bu nüfusun birçok ülkenin toplam nüfusundan fazla olduğunu kaydetti.

''Elbette ki genç nüfusun fazlalığı, yaşlanan dünyamızda stratejik bir avantaj ve beşeri zenginliktir'' diyen Bahçeli, bu potansiyel gücün eğitimle ve sevgiyle desteklenmesi, milli kültürle beslenmesinin bir anlam taşıyacağını, aksi halde sorunlarla boğuşan bir kuşaktan yeterli verim alınamayacağını söyledi.

''AB, KIBRIS TÜRKLERİNİ YOK SAYMIŞTIR''

KKTC'de yapılan seçimlerin Kıbrıslı Türkler için ''demokrasi ve siyasi olgunluk sınavı'' olduğunu belirten Bahçeli, ''İlk sonuçlara göre seçim iktidar partisinin büyük oy kaybı ile neticelenmiş, muhalefetteki UBP tek başına iktidar oluşturacak bir çoğunluğa ulaşarak seçimi kazanmıştır. Bu sonuç, Kıbrıs'ta Rumların peşine takılarak ve sahte cennet vaad ederek iktidara gelen siyaset tüccarlığının sonu, devletlerinin sorununa daha gerçekçi bakmaya başlayan soydaşlarımızın başarısı olarak değerlendirilmelidir'' diye konuştu.
Geçmişte kurnazca hazırlanan kampanyalarla vicdanları karartılan Kıbrıslıların, Annan Planı ile birlikte Kıbrıs'ta sorunlara çözüm geleceğini ve AB'ye üye olacaklarını düşündüklerini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:

''Oysa 'bir adım önde olmak' adına atılan adımlar, tam bir fiyasko ile sonuçlanmış, Rum yönetiminin AB'ye dayanarak Türkleri Rum yönetiminin tabiyetine sokma çabaları hız kazanmıştır. Bu süreçte kimliksiz bir Kıbrıs Türk'ü oluşturulmaya çalışılmış, Rumlar'ın tahakkümüne açık, azınlık statüsü altında yaşamayı kabullenen ve zaman içinde milli varlıkları eriyecek bir toplum haline getirilmek istenmiştir.

Bizler, büyük bir milli sorumluluk duygusuyla Kıbrıs Rum yönetiminin çözüme asla yanaşmayacağını, eşit bir ortaklığı kabul etmeyeceğini, AB üyeliğini bir dayatma unsuru olarak kullanacağını, sürecin Türklerin lehine sonuçlanmayacağını defalarca duyurmuştuk. AB, Kıbrıs Türklerine verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmemiştir. Ticaretin geliştirilmesi, ekonomik yardım ve uygulanan kısıtlamaların kaldırılması konusundaki sözlerin hepsi kağıt üzerinde kalmış, bu yönde hiçbir adım atılmamıştır. Kıbrıs Türklerine karşı siyasi, ekonomik, ulaştırma, turizm ve spor alanlarında reva görülen haksız ambargolar, bugün aynen sürmektedir. AB, Kıbrıs Türklerini yok saymış, Kıbrıs Rum yönetimini Kıbrıs'ın tek temsilcisi olarak tanımıştır.''

KKTC'de seçimlerle birlikte yeni bir dönem başladığını belirten Bahçeli, ''Kıbrıs Türkiye için beka meselesidir. Türkiye'nin güvenliği ile Kıbrıs'ın güven içinde yaşayacakları şartların hazırlanması, Türkiye için vazgeçilmez bir siyasi ve ahlaki sorumluluk, milli bir vecibedir'' dedi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, işsizliğin her geçen gün biraz daha arttığını belirterek, ''İşsizliğin azaltılması bir yana, AKP Hükümeti tarafından ekonomik sorunların inkar edilmesi ve çözüm için atılması gereken adımların ihmaliyle vatandaşlarımızın işsizlik salgınına daha çok maruz kalmasına yol açmıştır'' dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada ''ekonomik gelişmelere ve yaşanan işsizlik'' sorununa değindi.
Daha önce yaptığı açıklamalarda, yaşanan ekonomik krize değindiğini anımsatan Bahçeli, Hükümetin ise kriz kelimesini kullanmaktan imtina ettiğini söyledi.

Hükümetin verdiği ''Her şey yolunda'' mesajları ile hem kendisini hem de milleti aldattığını ifade eden Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan, ekonomiyi işsizlik fırtınasının tam ortasına getirip kendi haline terk etmiştir'' diye konuştu.

Bahçeli, aradan geçen sürede, işsizliğin azaltılması bir yana, Hükümet tarafından ekonomik sorunların inkar edilmesi ve çözüm için atılması gereken adımların ihmaliyle vatandaşların ''işsizlik salgınına daha çok maruz'' kalmasına yol açtığını belirterek, şöyle konuştu:
''Türkiye ekonomisinin mevcut görünümüyle, kriz kelimesini ısrarla yan yana getirmekten imtina eden, 'her şey yolunda' mesajlarıyla hem kendisini hem de milletimizi aldatan Başbakan Erdoğan, ekonomiyi işsizlik fırtınasının tam ortasına getirip kendi haline terk etmiştir. Üretim takati kesilen, üretim faktörlerini aynı hedefe yönlendiremeyen ekonomik yapının baştan aşağı gözden geçirilip eksikliklerinin tashihi ve zayıf yanlarının ikmali gerekirken, Başbakan sonu ve ideali olmayan kısır çekişmelere kıstırdığı siyasi sistemin, asıl meselelerle ilgilenmesine sürekli engel olmuştur. Başbakan Erdoğan;ın, her kesimden krize karşı önlem alınması gerektiği yönünde görüş ileri sürüldüğü bir dönemde; 'krizi son derece hazırlıklı ve ihtiyatlı şekilde karşıladık' sözlerinin şimdi ne kadar temelsiz, sakat ve gerçeklerden uzak olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. En başta, tıpkı ekonomik krizde olduğu gibi, işsizliği de teşhis ve tespitte derin bir aczin içine düşen Başbakan, enflasyonun düştüğü bir ortamda, işsizliğin daha yüksek seviyelere çıkmamış olmasını önemli bir başarı göstererek hayret ve endişe verici bir zihniyete sahip olduğunu göstermiştir.''

''BAŞBAKANIN KRİZİ YOK FARZ ETMESİ''

MHP lideri Bahçeli, dünyanın ekonomik krizle başa çıkmaya çalışırken, Başbakan Erdoğan'ın krizi yok farz etmesinin; krizi küçültmediğini, ağırlığından bir şey kaybettirmediğini, aksine fark edilemeyen etkileriyle ekonomik ve sosyal tahribatı daha da büyüttüğünü bildirdi.
Resmi rakamlarla, 2009 Ocak döneminde, işsiz sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 59 bin artarak 3 milyon 650 bine ulaştığına işaret eden Bahçeli, işsizlik oranının da yüzde 15,5 seviyesine çıktığına dikkati çekti. Bahçeli, şöyle devam etti:

''İşsizlik oranı kentlerde yüzde 17,2, kırsal yerlerde ise yüzde 11,8 düzeyinde ortaya çıkmıştır. Son bir yıl içinde tarım dışı işsiz sayısı 1 milyon 148 bin artarken tarım dışı işsizlik oranı yüzde 19'a ulaşmış bulunmaktadır. Geçen yılın aynı döneminde tarım dışı işsizliğin yüzde 13,7 olduğu dikkate alındığında, tarım dışı işsizlik oranının sadece bir yılda 5,3 puan yükselmiş olması tek başına iş gücü göstergelerindeki dramatik bozulmayı ortaya çıkarmaktadır. Meselenin en hazin ve tehlikeli tarafı ise genç nüfusta yüzde 28;e ulaşan işsizliğin aldığı ve ulaştığı boyuttur. Resmi olarak ilan edilen rakamlarda bile çığırından çıktığı görülen işsizliğin, gerçekte daha yüksek ve kaygı verici bir noktada olduğunu söylemek lazımdır. TÜİK'in hesaplamalarında işsiz sayısına dahil edilmeyen; ancak iş aramayıp çalışmaya hazır olan 2 milyon 394 bin kişiyle, iş bulma ümidini kaybetmiş 873 bin vatandaşımızın işsiz sayısına ilave edilmesiyle birlikte, toplam işsiz sayısı 6 milyon 917 bin kişiye ulaşacaktır. Bu halde ortaya çıkacak işsizlik oranının ise yüzde 30;a yaklaştığını ifade etmek mümkündür.''

"SOKAKTAKİ İKİ VATANDAŞTAN BİRİNİN İŞİ YOK"

Devlet Bahçeli, sokaktaki iki vatandaştan birinin işinin olmadığını söylemenin abartılı olmayacağını ifade etti. Bahçeli, geçen hafta açıklanan ''Katılım Öncesi Ekonomik Program''da işsizlik oranının; 2009 yılında yüzde 13,5, 2010 yılında yüzde 13,9, 2011 yılında ise yüzde 13,9 oranında tahmin edilmesinin, bir anlamda hükümetin işsizlik sorununun çözemeyeceğinin itirafı olduğunu söyledi.
2009 yılı için öngörülen 3 milyon 310 bin düzeyinde toplam işsiz sayısının, 2009 yılının ocak döneminde aşılarak, yapılan tahminlerin içinin ne kadar boş ve anlamsız olduğunu gözler önüne serdiğini iddia eden Bahçeli, ''2002 yılında toplam iş gücü 23 milyon 818 bin kişi ve işsizlik oranı yüzde 10,3 iken, bugün iş gücü 23 milyon 523 bin ve işsizlik oranı da yüzde 15,5 düzeyindedir. Buna göre 2002 yılında iş gücü miktarı, bugüne kıyasla fazla olmasına rağmen, işsizlik oranı yine bugüne kıyasla daha düşüktür. Nitekim içinde bulunduğumuz dönemde işsizlik oranı, 2002;deki miktarına göre yüzde 50,4 artmıştır'' dedi.

''KRİZ TÜRKİYE'YE AĞIR HASAR VERDİ''

''Kendi yandaşlarını abat etmede kural ve sınır tanımayan, aile yakınlarının şatafatlı hayatlarına son hızla devam etmesinde bir beis görmeyen AKP saltanatının, işsiz kalan vatandaşlarımızı umursamamasının ve çaresizliklerini gidermek için hamle yapmamasının elbette siyasi bir faturası olacaktır'' diyen Bahçeli, ''O zaman geldiğinde Başbakan Erdoğan'ı ne dış yardakçıları ne de iç menfaat destekçileri asla kurtaramayacak, yapılanların acı bilançosu bir bir bugünkü kadroların önüne konulacaktır'' ifadesini kullandı.
Krizin Türkiye ekonomisinin bütün göstergelerine ağır hasar vererek, üretim yapısını tahrip ettiğini belirten Bahçeli, ''Hükümetin elindeki imkan ve araçları krizin sevk ve yönetiminde bu zamana kadar yeterince kullanmamış olması, krizi halının altına süpürmeye çalışması, sorunları daha da büyütmüş ve bugün içinden çıkılmaz bir aşamaya getirmiştir'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın ''milleti söz ve hamasetle avutmaya çalıştığını'', 6,5 yıllık iktidarında hiçbir şey yapmadığını ileri süren Bahçeli, ''Çiftçimizin ürünü para etmemiş, sattığı borcuna dahi yetmemiştir. Esnafımızın rafları boş kalmış, ekmek parasını dahi kazanamayacak bir duruma gelmiştir. Memurumuz, maaşıyla en temel ihtiyacını bile karşılayamaz olmuştur. Emeklimiz ise içler acısı bir hayat standardına adeta mahkum edilmiştir'' dedi.

Bahçeli, sürekli kriz üreten, vatandaşların fakirleşmesine dayanan, işsizlik meselesinin kronik bir hale gelmesine yol açan mevcut ekonomik düzenin tamiriyle geçen on yıllarda, her alanda kaybın çok fazla olduğunu söyledi.

''HÜKÜMET EKONOMİDEKİ KONTROLÜ KAYBETTİ''

AK Parti Hükümeti'nin ''dağınık ve savruk yöntemlerle, krize karşı organize bir tavır ortaya koyamadığını iddia eden Bahçeli, bu iktidarın fertten başlayarak yeni ve kapsamlı bir ekonomik zihniyet dönüşümünü sağlayabilmesinin de imkan dahilinde görülmediğini ileri sürdü. Bahçeli, şunları kaydetti:

''MHP olarak değerlendirmemiz, ekonominin tıkanma ve boğulma süreçlerini peş peşe yaşadığı bugünkü ortamın ve yapının reforma tabi tutulmasıyla en çetin ve muğlak sorun alanları önce anlamlandırılacak, sonra yumuşayacak ve son tahlilde çözüm sürecine girebilecektir. AKP hükümetinin yaklaşık 6,5 yıllık döneminde, üreten sektörlerden daha çok mali piyasalardaki makro dengeleri koruyarak başarılı olmaya çalışması, bunda da ısrar etmesi, sağlıklı sonuçlar vermemiş, piyasalardaki en ufak bir sallantı gelişme olarak sunulan her şeyin tarumar olmasına neden olmuştur. Ekonominin genel durumunun IMF anlaşmasına kilitlenmesi ve beklentilerin bu yönde yoğunlaşması, hükümetin ekonomideki kontrolü kaybettiğinin bir göstergesi olarak görülmelidir.Bu neticenin işsizlik faciasının kapsamını daha da genişleteceği açıktır.

MHP olarak tüm istek ve beklentimiz vatandaşlarımızın hayatın güçlüklerine daha fazla muhatap olmamasıdır. Değişen değerlerin, artan toplumsal beklentilerin ve onlara dayalı ekonomik taleplerin kavranması ve bunlara yönelik siyaset üretimi kaçınılmaz bir görev olarak önümüzde durmakta ve partimiz bunu açıklıkla görmektedir.Hiçbir vatan evladının layık olmadığına inandığımız yoksulluk ve çaresizliğin son bulmasını ümit ediyor; insanca yaşamanın her vatandaşımızın hakkı olduğunu bu vesileyle belirtmek istiyorum.''