kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Nisan 2009, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

PKK'yı dağdan indirme projesi rafa kalktı

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
19.04.2009
* Başbuğ, sınırları çizerek ne için "Bundan ötesi yok" dedi?
Bundan sonra şunlar olacaktı; Kürt sorununu, Alevilerin taleplerini, din-devlet ilişkilerini yeniden düzenleyecek ve Türkiye'yi demokratik bir hukuk devleti haline getirecek yeni bir anayasa. Türkiye'nin önündeki en önemli safha buydu. Yeni anayasa gündeme gelmeyebilir; gelse bile belli maddelerinin değişmeyeceği Başbuğ'un konuşmasıyla tespit edilmiştir.

* Ya Kürt sorununda bundan sonra olmayacak somut adımlar?
PKK'nın dağdan indirilmesi, PKK'nın silah bırakmasının sağlanacağı Erbil'de Kürt konferansının yapılması planlanıyordu. Bu süreç de bertaraf edildi. Çünkü Obama, Kürtleri "azınlık" olarak tanımlayıp eşit yurttaşlar seviyesine getirilmesi ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi'yle iyi ilişkiler kurulması gerektiğini söyledi. Erbil'de yapılacak Kürt konferansı bütün bunları düzenleyecek, Türkiye'yi uluslararası dengelerde merkez ülke konuma oturtacak bir düzenlemeydi. Ama gelinen noktayla Türkiye'nin Kürt meselesini şu anda bulunduğu noktadan daha ileri bir adım atmayacağı deklare edildi.

* Başbuğ'un açıklaması hükümetin ciddi adımlar attığı bir dönemin ardından geldi. Aftan bile bahsediliyordu...
Bugüne kadar yapılanlara zaten Genelkurmay Başkanı Başbuğ da "Evet" diyor. Hükümet oy kaybetti. İkincisi kapatma davası sırasında yara aldı. Hukuk deyimiyle hacir altına alındı. Bundan dolayı hamle yapamıyor. Ama hükümetin önünde iki yol var; ya tam reformcu olarak Türkiye'nin bütün sorunlarında, AB, Kürt sorunu, Ermenistan, Kıbrıs, ciddi adımlar atacak. Ya da ayakta kalabilmek için günü kurtaracak. Ama hükümet reform, yapabilme yeteneklerini kaybetti. Başbuğ'un konuşmasında Türkiye'nin son 40 yıldır önüne koyduğu en büyük hedef olan AB'yle ilgili tek bir cümle yok. Bütün bunları üst üste koyunca hükümetin çıkıp bir açıklama yapması lazım.

BAŞBAKAN KONUŞMALI
* Nasıl bir açıklama?
Ya "Genelkurmay Başkanı'nın siyaset hakkında bu kadar fikir beyan etmesi doğrudur, söyledikleri de doğrudur. Ben de öyle düşünüyorum" demeli. Ya da "Bu konularda fikir beyan etme hakkı hükümettedir ve parlamentodadır. Demokratikleşeme ve AB konularında bir hamle başlatıyorum" demeyi. Birini seçecektir. Birincisini seçerse erime yoluna gidecektir. Demokratikleşmeyi seçerse halkın desteğini alacaktır. Bununla birlikte ciddi bir mücadeleyi de göze alması gerekiyor. Çünkü kendi partisi içinde de değişime, demokratikleşmeye karşı olan çok sayıda insan var. Bunların ciddi direnişiyle karşılaşacaktır. AK Parti'nin bu tercihi Türkiye'nin geleceğini de belirleyecektir.