kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Nisan 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERDAL ŞAFAK

Sivillere gollük pas

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ dün Harp Akademileri Komutanlığı'nda yaptığı "Yıllık değerlendirme konuşması"nda sivilasker ilişkileri, terörle mücadele, demokrasi ve laiklik konularına ağırlık verdi.
Ve "Akademik bir pencere"den ele aldığı bu konularda gerçekten önemli tespitlerde bulundu. Ancak biz özellikle terörle mücadele bağlamında ele aldığı ulus devlet, millet, etnik çatışma, kültürel kimlik, özgürlükler, asimilasyon ve entegrasyon gibi kavramlarla ilgili değerlendirmelerini önemsedik. Çünkü hepsinde de somut ve cesur sorular ortaya attı ve bu sorulara açık, net ve ayağı yere basan yanıtlar verdi.
Örneğin, "Bugün yaşananlar bölücü terör örgütü ve destekçilerinin iddia ettiği gibi bir etnik çatışma olarak tanımlanabilir mi?" diye sordu. İşte iki sosyologun, Hayfa Üniversitesi'nden Profesör Sammy Smooha ile Lübnan'daki Uluslararası Beşeri Bilimler Merkezi Başkanı Theodor Hanf'ın araştırmalarına dayandırdığı yanıtı:
"Bir ülkede ciddi boyutlarda etnik çatışmanın olabilmesi için, şu ayrışmaların varlığı gerekir: 1-Gruplar arasında büyük kültürel farklılıklar. 2-Bürokratik kuruluşlarda ve sosyal yapılanmalarda bölünmeler. 3-Özellikle siyasal haklarda eşitsizlikler veya öbür tarafa verilen öncelikler. 4-Ülkenin ana konularında farklı görüşler."
Sonra bu başlıkları Türkiye gerçekleri ışığında açtı: "1-Kültürel yaşamımızda ortak noktalar, farklılıklardan çok daha fazla. 2-Hiçbir kurumumuz etnik temelde yapılandırılmadı. 3-Hiçbir siyasal hak ve görev etnik temelde düzenlenmedi. 4-Cumhuriyetimizin her yurttaşı, giderek daha da güçlenen bir demokrasi, dinamik serbest piyasa ekonomisi ve geniş sosyal devlet hizmetlerinden faydalanırken, Türkiye'de bir etnik ayrışmadan söz etmek mümkün değil."

MİT'in raporuna gönderme
"Ulus devlet yapısının ortak değeri ne olacaktır", "Ulus devlet yapısı hangi temel esasa dayanmalıdır" gibi sorular ve yanıtlarla da bu konuyu alabildiğine derinlemesine irdeleyen Org. Başbuğ, bir de geçen yıl yapılan ama sonuçları henüz kamuoyuna açıklanmayan bir araştırmadan bazı alıntılar yaptı. Biri şöyle:
"Örgüte katılanların yüzde 70'e yakını 14-20 yaş grubunda dağa çıkıyor. Bu gruptakilerin yüzde 80'inin örgütte bulunuş süresi ortalama 10 yıl. Bu da, örgüte katılan teröristlerin ortalama 26 yaşına ulaşamadan güvenlik güçlerince etkisiz duruma getirildiği veya örgütten kaçtığı anlamına geliyor."
Org. Başbuğ'un saymadığı bir olasılık daha var: "Ya da hastalanarak öldüğü..." (Nedeni: Teröristler dağdaki zor koşullar nedeniyle başta böbrek yetmezliği olmak üzere ölümcül hastalıklara yakalanıyorlar.)
Nereden mi biliyoruz? Çünkü daha önce bir yazımızda sözünü ettiğimiz MİT'in bir araştırması bu. Doğu ve Güneydoğu illerinde halkla yüz yüze görüşülerek yapıldı. Şu sıralar araştırmanın ikinci bölümü ya başladı ya da başlamak üzere. Onda da diaspora ile yüz yüze görüşülecek. Kürt diasporası da iki grupta ele alınıyor: 1-İç diaspora, yani Batı illerinde yaşayanlar. 2-Dış diaspora, yani Türkiye dışında yaşayanlar.
Konuyu Org. Başbuğ'un "Terörle mücadele sürecinin kısaltılması için" önerdiği önlemlerden ikisiyle noktalayalım:
* Devlet, örgüte katılımların nedenlerini iyi inceleyerek, bazı tedbirlerle örgüte katılımları kontrol altına almalı.
* Devlet, dağ kadrosunun örgütten ayrılmasını sağlayacak şekilde, mevcut yasal düzenlemelerin daha iyi şekilde uygulanabilmesi için bazı değişiklikler yapmalı.
Bugünkü konjonktürde sivillerin bile kolay seslendiremeyecekleri öneriler bunlar. Çünkü ilki 14-20 yaş grubundaki gençlerin "Öleceğini bile bile" dağa çıkmayı göze almalarının nedenlerini sorgulamayı gerektiriyor. İkincisi ise Kandil'dekilere sürgün imkânının, alt kadrolara ise af ve eve dönüşün kapısını aralıyor.
Org. Başbuğ bu cesur ama gerçekçi çıkışıyla siyasilerin işini kolaylaştırıyor. Umarız gollük pası kaçırmazlar...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın