kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Nisan 2009, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
TANIKLIK YAPTI... Mustafa Günaydın tanık olarak dinlendi (üstte). Öldürülen Alman Tilmann Geske'nin eşi Suzanna Geske ve Uğur Yüksel'in annesi Hatice Yüksel de duruşmayı izledi.

Zirve davasında Ergenekon sorusu

Tahir ÖZÇELİK / SABAH
14.04.2009
Sanık Günaydın'ın İnönü Üniversitesi'nde çalışan babası tanıklık yaptı. Mahkeme dün gözaltına alınan eski rektörü tanıyıp tanımadığını sordu..
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde misyoner oldukları gerekçesiyle biri Alman, 3 kişinin boğazlarının kesilerek öldürülmesiyle ilgili davaya Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Aralarında sanıklardan Emre Günaydın'ın babası Mustafa Günaydın, cinayeti yönlendirme suçlamasıyla Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınıp serbest kalan eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Kurmay Albay Mustafa Ülger ile İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Ruhi Abat'ın da bulunduğu bazı kişiler tanıklık yaptı. Mustafa Günaydın, 1980'den beri İnönü Üniversitesi'nde makine teknikeri olarak çalıştığını söyledi.

'REKTÖRLE SAMİMİYETİM YOK'
Baba Günaydın'a hâkim, dün Ergenekon operasyonları kapsamında gözaltına alınan eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ile samimiyeti ve diyaloğu olup olmadığını sordu. Günaydın, "Herhangi bir tanışıklığım da samimiyetim de yok. Sadece rektör olduğunu biliyorduk. Sadece üniversiteden bazı hocalar ayrıca çalıştığım spor kulübüne geliyordu. Ruhi Abat da vardı" dedi. Evleri olduğu halde Emre'yi neden yurda yazdırdığı ve neden harçlıklarını banka yoluyla verdiği sorusu üzerine Günaydın şöyle dedi: "Yurtta bir arkadaşının olduğunu, orada iyi ders çalıştıklarını söyleyerek yazılmak istedi. Ancak 1.5 - 2 ay sonra yurt müdürü arayıp Emre'nin disipline uymadığını, geceleri gürültü yaptığını, ışıkları yaktığını, onu yurttan almam gerektiğini söyledi. Ben de aldım. Ben maaşımı alınca da hepsinin harçlıklarını paylaştırır, bankaya yatırırım. Parayı idareli kullanmayı öğrensinler, diye."

İSTİHBARATÇILARLA GÖRÜŞME
Duruşmada müdahil avukatlar, Ruhi Abat'a cinayetlerden önceki 6 ay içerisinde kendi cep telefonundan 2 emniyet istihbarat personeli ve çok sayıda jandarma istihbarat personeli ile bin 415 kez görüştüğünü, bu görüşmeleri neden yaptığını sordu. Abat da, istihbaratçıların misyoner faaliyetleri konusundaki çalışmalarıyla ilgili kendisinden bilgi istediklerini söyledi. Emekli Kurmay Albay Ülger, Malatya'da Ocak 2006 ila Temmuz 2008 arasında İl Jandarma Komutanı olarak görev yaptığını belirtti. "Görev sırasında misyonerliğe yönelik herhangi bir çalışmam olmadı. Sadece 2006'da Ruhi Abat'ın da alt başlıkta misyonerlik konusunu anlattığı bir görüşmemiz oldu. Telefon görüşmelerimiz de o döneme aittir" diyen Ülger, "Ayrıca o dönemde İlahiyat Fakültesi'nin kapatılmaması için Ruhi Abat ve diğer öğretim görevlileri, benden Rektör Fatih Hilmioğlu'ndan fakültenin kapatılmamasına yönelik ricada bulunmam için ziyaret gerçekleştirdi. Ben de bunu Rektör Hilmioğlu ile paylaştım" diye konuştu. Ülger, "Levent Ersöz ve Veli Küçük'ü sadece ismen tanırım" dedi.
Haberin fotoğrafları