kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Nisan 2009, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

5 Nisan'ı aratmayacak 12 milyar TL'lik öneri yolda

OKAN MÜDERRİSOĞLU
OKAN MÜDERRİSOĞLU
12.04.2009
Tedbir alınmazsa bütçe açığı 50 milyar TL'ye ulaşabilir. Gereken 8 milyar TL'lik gelir artırıcı, 4 milyar gider azaltıcı tedbir. Mönüde; sigaraya 1lira ek vergi, memura daha az, harçlara yüksek zam var..
Türkiye, yerel seçimin ardından yoğun ekonomi gündemine dönüyor. Bürokratlar, hayli keskin öneriler içeren reçetelere son şeklini verip, bakanları bekliyor. İlk aşamada AB'ye sunulacak Katılım Öncesi Ekonomik Program ele alındı. 2009'u baştan yazan program, aynı zamanda revize rakamları da içeriyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, bu yıl pozitif büyüme istese de somut veriler öyle demiyor. 2009'da ekonominin yüzde 3 küçüleceği hesaplandı. Bu durumda, geçen yıl 950 milyar lira olan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH), içinde bulunduğumuz yıl, 978 milyar lira civarında kalması bekleniyor.

YANLIŞ SİNYAL KORKUSU
Bu vesileyle ekonomi yönetimine hâkim olan bir kaygıyı yansıtmakta da fayda var. "Erken havaya girme riski!" Zira, yenilenen üç yıllık program 2012 yılına kadar, kamu maliyesinde kalıcı denge kurulmasını hedefliyor. Buna karşın 2009'u kafasında bitiren kurmayların önünde sadece 2010 yılı duruyor. 2011 seçim yılı olduğu için mali önlem şansı görülmüyor. Küçülen ekonominin, küçülen siyaset anlamına geldiğini teknisyenler iyi biliyor ve köklü kararların gecikmesinden endişe ediyor. Nedenine gelince... Vergi indirimleri sayesinde stok eriten sektörlerde üretimin hafif kıpırdaması öngörülüyor. Bu aydan itibaren turizm ve inşaat sayesinde hizmetler sektöründe nisbi istihdam artışı tahmin ediliyor. Bahar yağmurlarıyla tarımda canlanma umudu taşınıyor. Bu mevsimsel tablonun, "Ekonomi toparlanıyor" mesajı gibi sunulması ihtimali ise "Madem iyiye gidiyoruz, acı reçeteye ne gerek var?" sorusunu tetikliyor. Oysa, dış talep canlanmadıkça, küresel finans ortamı iyileşmedikçe Türkiye ekonomisinde büyüme beklenmediği gibi reel sektörün gerek finansmanda gerekse iç pazarda zorlanacağı görülüyor. Bütçe de çok yönlü tehlike sinyali veriyor.

ACI REÇETE
Bu noktada Türkiye-IMF ilişkileri önem kazanıyor. IMF, borçlu ülkelere dönük yeni bir ödeme planı geliştirdi ve takvimi 1 yıl uzattı. Bu sayede Türkiye, 2009'da IMF'ye ödemesi gereken 2.1 milyar doları bir yıl öteledi. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ise IMF ile üç yıllık stand-by'dan söz etti. Bu düzenlemenin 2012'ye uzanan dış borç finansmanını kapsaması gerektiğini söyledi. Önümüzdeki 3 yıl sadece Hazine'nin dış borç yükü 26 milyar dolar. Demek ki bu tutar, IMF'den sağlanacak kaynağın alt sınırı. Tabii IMF'den yüksek hacimli kredi kullanılması, iddialı mali önlemleri zorunlu kılıyor. Çünkü şu andaki tahminler, tedbir alınmazsa Bütçe Açığı/GSYİH oranının yüzde 5'i bulacağına işaret ediyor. Bunun anlamı 50 milyar lira bütçe açığı demek. Eğer önlem alınırsa bu oran yüzde 4.3'e inecek. Yani hali hazırda en az 8 milyar liralık gelir artırıcı karar gerektiği gibi en az 4 milyar liralık harcama azaltıcı adım atılması isteniyor. Şimdilik sessiz sedasız süren IMF pazarlıklarının en kritik bölümünü de 5 Nisan 1994 kararlarını aratmayacak mali önlem gereği oluşturuyor. Peki ne tür önlemler düşünülüyor? Hemen sıralayalım:

* Sigaradan paket başına 1 lira ilave vergi.

* Alkollü içkilerde maktu vergi ayarlaması.

* Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin bir kat fazla tahsili. Emlak Vergisi'nin bir kat artırılması.
Belediyelere gelecek kaynağa göre, mahsuplaşmayla bütçeden yerel idarelere aktarılan payın azaltılması.

* Pasaport, ehliyet, av ruhsatı vb. harçların zamlanması.

* Enflasyondaki düşüşle birlikte, memur maaşlarındaki yıllık kümülatif yüzde 8.7'lik ayarlamanın aşağı çekilmesi.

*
Aile hekimliğinin yaygınlaştırılıp, sevk zincirinin katı uygulanması, katkı payının artırılmasıyla sağlıkta 3 milyar lira tasarruf.

*
TSK'nın ikna edilmesi halinde acil nakit ihtiyacını karşılayacak şekilde bedelli askerliğin gündeme getirilmesi.

Tabi bütün bunlar sadece masadaki alternatifler. Kuşkusuz, bu önerilerin siyasi maliyetini de gözeterek karar verecek olan Hükümet.