kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Nisan 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERDAL ŞAFAK

Irak çeşitlemesi

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın PKK ile mücadele kapsamında oluşturulan Türkiye-Irak-ABD üçlü mekanizmasının toplantısına katılmak için Bağdat'a indiği saatlerde Irak başkentinin 40 kilometre güneyindeki Babil bölgesinde, bir askerlik dairesinin önünde bekleyen Sünni "Sahva" milislerinin arasına karışıp üstündeki bombaları patlatan intihar eylemcisi 9 kişiyi öldürdü.
Bu saldırıdan 12 saat önce de Musul'da bir kışla önünde havaya uçurulan bombalı kamyon 5'i Amerikalı 7 askerin ölümüne yol açtı.
Amerikalı yetkililerin "Göreceli olarak daha güvenli hale geldi" dedikleri Irak'ta her gün tekrarlanan bu saldırılar bizi şaşırtmıyor. Çünkü "Göreceli olarak daha güvenli" ifadesinin ne anlama geldiğini kişisel deneyimlerimizle, yani 2008 Temmuz'unda Başbakan Erdoğan'la, geçen ay da Cumhurbaşkanı Gül'le yaptığımız ziyaretlerde edindiğimiz deneyimler sayesinde çok iyi biliyoruz.

Bağdat'ta iki günümüz
Erdoğan'la gezimizin izlenimlerini yazmıştık; 2324 Mart'ta Gül'le yaptığımız yolculukla ilgili olarak da Cumhurbaşkanlığı görevlilerince hazırlanıp bizlere dağıtılan kitapçıktan birkaç not aktaralım:
"Güvenlik tehditlerine karşı müteyakkız (tetikte) olun. Bu bağlamda; otel ve misafirhanelerden yaya olarak çıkmayın, zırhlılar dışında hiçbir araca binmeyin, bindikten sonra aracın kapısını kilitleyin, araçtaki güvenlik sorumlusunun onayı olmadan kapıyı sakın açmayın, kontrol noktalarından geçerken cep telefonuyla konuşmayın, güvenlik noktaları ve kontrol kulelerinin fotoğrafını çekmeyin..."
Ancak "Göreceli güvenli" ambalajına sarılan bu caydırıcı ortam en üst düzeyde ziyaretlere engel değil. Nitekim Gül'ün ardından, biliyorsunuz, ABD Başkanı Barack Obama, İstanbul'dan Washington'a dönerken, uçağın yönünü çevirtip Bağdat'a iniverdi.
Dün de Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin daveti üstüne Bağdat'a gideceği açıklandı. Tabii, güvenlik nedeniyle tarihi açıklanmadı.
Irak'taki caydırıcı ortam, yapmaya da engel değil. Putin'in ziyaretiyle ilgili olarak, Rus "Novosti" ajansının yayınladığı yorumda, "Irak savaşının en civcivli günlerinde bile Bağdat'taki Rus uzmanlar işlerinin başındaydı. Özellikle de El Dora ve El Yusufiye elektrik santrallerindeki teknisyenler" ifadesine yer verildi.
Doğru. Güvenliğin sıfır olduğu o dönemde Irak'la yapan birkaç ülkeden biri Rusya'ydı. Biri de Türkiye. İki ülke arasındaki köprüsünü ayakta tutabilmek için kaç TIR sürücümüzü ve şantiyelerde çalışan işçimizi kurban verdik... Kaç işçimizi fidye ödeyerek kurtardık...
Şimdi "Göreceli güvenlik" gelince herkes Bağdat'a koşmaya başladı. Ama "Tekkeyi bekleyen çorbayı içer" misali, kara gün dostları iyi günlerin de ayrıcalıklı ortakları olacak.
Tam da bu noktada bir çağrışım takıldı belleğimize: ABD'nin önde gelen düşünce ve istihbarat kuruluşu "Stratfor"un geçen ay, Gül'ün Moskova ziyareti vesilesiyle Türkiye-Rusya ilişkileri üstüne yayınladığı raporda, iki ülkenin Kafkasya, Orta Asya, Balkanlar ve Ortadoğu'da çekişecekleri belirtildi ve şöyle denildi:

Ortak zeminde buluşma
"Türkiye nüfuzunu yeniden Ortadoğu'nun arka bahçesinin derinliklerinde genişletiyor ve İran, Irak ve Suriye'nin zorlu sorunlarının çözümünde liderliği ele geçirmeyi hedefliyor. Rusya'nın Ortadoğu'daki faaliyetlerinin ehlileştirilmesiyle Türkler de en az Amerikalılar kadar ilgileniyor."
Yazıda bir öngörüye de yer veriliyor: "Türkiye-Rusya çekişmesi, iki ülkeyi ortak bir zeminde buluşmaya da götürebilir."
Bu ortak zeminin deneme alanı niye Irak olmasın? Özellikle yüzyılın en jeostratejik konusunu oluşturan enerji kaynaklarına erişim rekabetinde kartlar yeniden karılırken...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın